Fotoğraf: MA-arşiv
Urfa'nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018’de AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın yakınlarının saldırısı sonucu Hacı Esvet Şenyaşar, oğulları Celal ve Adil Şenyaşar ile Mehmet Şah Yıldız’ın hayatını kaybettiği olayla ilgili 13 kişi hakkında açılan davanın ikinci duruşması Malatya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Urfa, Diyarbakır, Van ve Antep Barosu’na bağlı çok sayıda avukatın katıldığı durışmaya mahkeme başkanı, pandemiyi gerekçe göstererek, HDP Milletvekileri Ayşe Sürücü, Ömer Faruk Gergeroğlu ve gazetecileri almadı.
Sürücü: Şenyaşar ailesini yanlızlaştırmak istiyorlar"
Duruşma salonunun kapısında bekleyen HDP milletvekili Ayşe Sürücü ve Ömer Faruk Gergerlioğlu, alınmama gerekçelerini bianet’e değerlendirdiler.
“Pandemi iki vekilin duruşmaya katılmasıyla hızla yayılacak sanırım” diyen Sürücü, “Pandemiyi bahane ediyorlar, esas olarak kamuoyu bu duruşma salonunda neler yaşanıyor öğrenmesin istiyorlar. Şenyaşar ailesini bu salonda yalnızlaştırmak istiyorlar. Ben Urfa milletvekiliyim, kendi kentimde yaşanan bir olayın davasına nasıl alınmam?” dedi.
"Aile adalet bekliyor"
Duruşmaya verilen arada aile fertleriyle yaptıkları görüşmeyi aktaran Sürücü, şunları söyledi: “Aile adalet bekliyor. Bir aileden üç kişi öldürüldü ve yine kendi evlatları cezaevinde tutuluyor. Saldırıda yaralanan Mehmet Şenyaşar bugün bizlere yeniden olayı anlattı. Abilerinin yarasının ağır olmadığını, hastanenin İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları tarafından basıldığını ve sedyede kendilerini kurşun yağmuruna tuttuklarını söyledi. Anne ve babasının evlerinde olduğunu olayın üzerine hastaneye geldiğini, babasının kafasına oksijen tüpüyle vurularak öldürüldüğünü anlattı.
"Anne Emine Şenyaşar isyan ediyor"
Kendisi de ambulanla götürülürken, ambulansın önünü kesiyorlar, ateş ediyorlar. Bir aileden 3 insan böyle vahşice öldürülüyor ama tutuklu olan yine kendi kardeşleri. Mehmet Şenyaşar, haklı olarak, ‘Bizi öldürenler tutuklanmadı. Kim oldukları belli, kimlikleri belli ama benim kerdeşimi tutukladılar’ diyor. Anne isyan ediyor, eşini gözlerinin önünde öldürmüşler. ‘Çocuklarıma ne oldu’ diye hastaneye giderken, eşini de kaybediyor.”
Gergerlioğlu: Talimat tepeden geldi
Ömer Faruk Gergerlioğlu, şunları söyledi: "Biz milleti temsil eden kişileriz, mahkemede bulunma isteme sebebimiz de budur. Ama tepeden inme yukarıdan gelen bir kararla duruşmaya katılma talebimiz engellendi. Adliye Adalet Komisyonuna başvurduk, başkan 'beni yapabileceğim bir şey yok' dedi. Bu bile aslında kararın yukarıdan geldiğini gösteriyor. Kısmen almamayı anlarım ama açık duruşmada bazı kişileri alıp özellikle milletvekillerini almamayı anlamam.
"Ailenin dilinden adalet düşmüyor"
Adliye salonunda aile ile canlı yayın yapmak istedik onu bile engellediler. Adliyelerde fotoğraf çekilemez, görüntü çekilemez diye kural olmamasına rağmen yayın yapmamamız için 'yasak' dediler. Daha dün Kocaeli'nde bir duruşmaya gözlemci olarak katıldım. Orada pandemi yok mu? Bizim bu davaya tanık olmamızı istemiyorlar çünkü ortada bir adaletsizlik var. Şenyaşar ailesi perişan halde, üç canını yitirdi bu insanlar ve "adalet yok" cümlesi dillerinden düşmüyor."
"Eşimin öldüren kişinin göleği kana bulanmıştı"
Mezopotamya Ajansı’nın (MA) aktardığına göre; duruşmada ilk söz alan olayda yaşamını yitiren Celal Şenyaşar'ın eşi Huriye Şenyaşar, "Ben hastaneye gittiğimde eşim Celal'in yaralı olduğunu gördüm. Celal beni gördü ve bana elini kaldırdı. Daha sonra odaya alındı. Baktım odadan beyaz gömleği kana bulanmış şekilde karşı taraftan birinin çıktığını gördüm. Eşimi bunlar öldürdü” dedi.
"Aldığım darbelerle bayıldım"
Olaydan yaralı kurtulan ve dosyada yargılanan Ferit Şenyaşar da, şöyle konuştu. "İş yerindeki konuşmadan sonra vekilin yanındakiler 'biz bunlara ders mi verelim' dedi. Ve çıkıp gittiler. Daha sonra telefon geldi. Ben olay yerine gittiğimde abimin üzerindeydiler. Benimde elimde sopa vardı, onlara savurdum dağılmaları için. Bu sefer bana saldırdılar ve benim üstüme çullandılar. Aldığım darbeler sonucu baygınlık geçirdim"
"Mehmet Şah Yıldız'ı ben öldürmedim"
Elazığ Kapalı Cezaevi'nde 2 yıldır tutuklu bulunan Fadıl Şenyaşar'ında Ses Görüntülü Bilişim Sistem (SEGBİS) üzerinden ifadesi alındı. Şenyaşar, olay gününe dair savunmasında şunları söyledi: "Kendi dükkanımda 25 yıldır esnaflık yapıyorum. Seçim zamanıydı, AKP vekili İbrahim Halil Yıldız ve beraberindekiler iş yerime geldiler. Bende o esnada vekile sizin akrabalarınız hırsızlık yapıyorlar. Siz önce bu problemi çözün dedim. Vekil bana 'Sen nasıl bana böyle dersin' dedi.
Daha sonra bunlar bizim diğer dükkana gitmişler. Bilmediğim bir numara beni aradı ve kardeşlerimin vurulduğunu söyledi. Ben ve kardeşim Ferit benim elimde silah Ferit'inde elinde sopa ile dükkana gittik. Dükkandaki manzarayı görünce gözüm karardı. Elimdeki silahla 3 el ateş ettim. Ateş ederken kimseyi hedef alarak ya da öldürmek amacıyla sıkmadım. İddianamede 8 el ateş edildi deniliyor. Ben sadece 3 el ateş ettim. Daha sonra Yıldız'ın akrabaları bana saldırarak beni etkisiz hale getirdiler. Silahımda elimden aldılar. Ben kesinlikle Mehmet Şah Yıldız'ı öldürmedim; tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum."
“Komşum ‘gitme seni de öldürürler’ dedi”
Eşi ve 2 oğlunu yitiren Emine Şenyaşar, 40 yıldır ailesinin orada esnaflık yaptığını belirtti. "Bizi örgüt ile ilişkilendiriyorlar" diyen anne Şenyaşar, "Şayet biz öyleysek asker ve polis kiracılarımız var. Olay esnasında torunum bana haber verdi. O esnada dükkana doğru giderken mahalledeki kadınlar benim dükkana gitmemi engelleyip bana 'Çocuklarını öldürdüler' dediler.
Bana 'gitme seni de öldürürler' dediler. Ben iş yerine gitmeye çalıştım, polisler olay yerini sarmıştı, dükkana geçmeme izin vermediler. Bende yolda geçen bir araca binerek hastaneye gittim. O esnada eşimin birçok yerinden bıçaklandığını gördüm. Ve gözümün önünde Heci'yi hastanede öldürdüler. O esnada yaralı çocuklarımla görüşme fırsatım olmadı" dedi.
Müşteki olarak dinlenen AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız da, AKP vekili olduğu için kendisine komplo kurulmak istendiğini söyledi. Duruşmaya ara verilen aranın ardından devam ediyor. (RT)