10 -17 Ekim 2009 tarihlerinde düzenlenecek 46. Uluslararası Altın Portakal Film Festivali'nin ilk basın toplantısı, İstanbul'da, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ve Festival Sanat Yönetmeni Vecdi Sayar'ın katılımıyla gerçekleştirildi.
"Halkın portakalı"
Açılış konuşmasında Altın Portakal'ın "Halkın Portakalı" olacağını dile getiren Akaydın, "Gücünü Antalya halkından alan, ufkunu dünya sinemasına entegre etmiş bir festival yaratmayı" amaçladıklarını söyledi. Festivalin geleneksel "Venüs" ödül heykelciğine bu seneden itibaren yeniden kavuşacağını da hatırlatan Akaydın geçen festivalin maddi bilançosunun 21 milyon TL civarında olduğunu ve hala belediye olarak bu dönemden kalan festival borçlarını ödemeye çalıştıklarını bu seneki festival bütçesinin ise yaklaşık 9 milyon TL olarak planlandığını açıkladı.
Kültür Bakanlığı desteğinin sürekliliğinin önemli olduğuna da değinen Akaydın, üç yıldır festivali organize eden TÜRSAK'ın başkanı Engin Yiğitgil'in bir TV programında sarfettiği "biz günah keçisi olarak ilan edildik" sözünün hatırlatılması üzerine "Söz konusu açıklamayı izlemedim, ancak şunu sormak isterim: nasıl bir günah varmış ki ortada kendini keçi gibi hissediyor?" yanıtını verdi.
"Göreve gelince önüme geçen senenin rakamları konuldu bir kaç örnek vereyim: Festival konaklama harcamaları: 4.1 milyon TL, şehiriçi ulaşım harcamaları: 3.1 milyon TL, şehirdışı ulaşım harcamaları: 2.75 milyon TL. Mesela şöyle ilginç bir harcama kalemi var: insan kaynağı bulma bedeli: 1.275 milyon TL, festival düzenleme bedeli 1.265 milyon TL, çalıntı olduğu iddiasıyla mahkemelik olan ve hiçbir zaman kullanılmayan bir logo için tasarım bedeli: 980 bin TL , Atatürk Kültür Merkezi ön cephesi giydirme bedeli 800 bin USD..."
İşlevsel bir festival...
Altın Portakal'ın Avrupa'daki en eski film festivallerinden biri olduğunu söyleyen Sayar, ekledi:
"Bir sanat etkinliği, halka gitmiyorsa işlevini yerine getiremiyor demektir. Sinemanın en seçkin ürünlerini otel salonlarına kapayan bir etkinlik olmaktan çıkarmak istediğimiz bu festival için Antalya'da her tür imkan bulunmakta. Festivaller üretim ortamlarıdır, ne yazık ki ülkemizde tatil ve eğlence ortamı olarak algılanıyor."
Festivalin geçtiğimiz bir kaç yıl içerisindeki dağınık ve işlevsellikten uzak yapısını değiştirmek istediklerini söyleyen Sayar, festivale hazırlanmak için sadece üç ay gibi kısa bir süreleri olduğunu bu yüzden bu yılki festivalin gelecek yılların bir fragmanı niteliğinde olacağını belirtti.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Vecdi Sayar, bir festivali uluslararası yapmanın ulusal sinema ürünlerinin dünyaya tanıtılması anlamına geldiğini, bunun yerine yabancı sinema oyuncularının para karşılığı festivalde ağırlanmasının bu amaca hizmet etmekten uzak bir uygulama olduğunu dile getirdi. Kendisinin de festivale bir çok yabacı konuk getiremeyi planladığını ekleyen Sayar, ancak bu konukların sinema yazarları, saygın festivallerin yöneticileri ve yönetmenler olacağını söyledi.(ÖŞ/EÜ)