Bunlardan Hidden Agenda 1990'da, Raining Stones 1993'te Jüri Ödülü'nü almışlardı. "İşçi filmlerinin unutulmaz yönetmeni" Loach, en son 2002'de Sweet Sixteen ile en iyi senaryo dalında ödül kazanmıştı.
Ancak yönetmen, ilk kez bu yıl Altın Palmiye'yi aldı.
Bu yılki ödülü yönetmene getiren 'The Wind That Shakes the Barley' , 1920'lerin İrlandası'nda geçiyor. Bağımsızlık isteyen İrlandalılar'ın İngiliz askerlerinin saldırılarına karşı koymak için bir araya gelen köylüler, mücadelelerinde önemli bir zafer kazanırlar.
Ancak daha fazla kan akmaması için bir antlaşma yapmaya sıra geldiğinde, omuz omuza savaşan İrlandalılar iki ayrı safa bölünür. Çıkan iç savaşta aileler parçalanır, kardeşler düşman olur...
Imamura'nın anısına...
Bu seneki festivalde, jüri başkanı Hong Kong'lu Wong Kar-Wai ve festival başkanı Gilles Jacob, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Japon sinema ustası Shohei Imamura'nın anısına saygılarını ifade eden konuşmalar yaptılar.
79 yaşında hayata gözlerini yuman yönetmen, ilki 1983'de Narayama'nın Türküsü, ikincisi 1997'de Yılanbalığı olmak üzere iki kez Altın Palmiye ödülünü kazanmıştı.
En iyi 6 kadın ve 5 erkek oyuncu!
1999'da Annem Hakkında Herşey adlı filmi ile en iyi yönetmen ödülünü alan İspanyol yönetmen Pedro Almodovar, bu sene Volver adlı filmiyle festivalde hem en iyi senaryo hem de filminin 6 kadın oyuncusu ile en iyi aktris ödülünü aldı.
En iyi aktris ödülü 6 kadına birden verilirken, en iyi aktör ödülünü de, Rachid Bouchareb'in Indıgenes ('Days of Glory' ) adlı filminin 5 erkek oyuncusu paylaştı. Bouchareb'in Indıgenes'i bu yıl festivalde yer alan iki Cezayir filminden birisiydi.
En iyi kadın oyuncu ödülünü paylaşan isimler Penélope Cruz, Carmen Maura, Lola Duenas, Blancha Portillo, Yohanna Cobo, Chus Lampreave. Indıgenes filminin, en iyi erkek aktör ödülerini ise Jamel Debbouze, Samy Naceri, Roschdy Zem, Sami Bouajila, Bernard Blancan paylaşıyor.
Ve diğer ödüller...
Festivalde Büyük Ödül, Flandres filmiyle Fransız yönetmen Bruno Dumont'un, en iyi yönetmen ödülünü Babel ile Meksikalı yönetmen Alejandro Gonzalez Inarritua aldı. Jüri Ödülü ise Red Road'la İngiliz yönetmen Andrea Arnold'un oldu.
Altın kamera ödülüne ise 'A Fost Sau N-A Fost?' isimli filmdeki performansıyla Romanyalı Corneliu Porumboiu layık görüldü.
Bu arada, Norveçli Bobbie Peers'in çektiği 'Sniffer' ise en iyi kısa metrajlı film ödülünü aldı.
59'uncu Cannes Film Festivali, 17 mayısta 'Da Vinci Şifresi' adlı büyük tartışmalar yaratan filmin yarışma dışı gösterimiyle başlamıştı.
Eleştirmenlerin ödülü İklimler'e
2003 yılında Uzak filmiyle Cannes'dan festivalin ikinci büyük ödülü olan Jüri Büyük Ödülü ile dönen Nuri Bilge Ceylan'ın bu sene festivale katıldığı uzun metraj filmi İklimler, festivalin ilk ödülü olan Uluslararsı Film Eleştirmenleri Birliği'nin en iyi film ödülünü kazandı.
Eleştirmenler Birliği'nin yeni bir sinema türü kategorisinde değerlendirdiği İklimler'in adı, Altın Palmiye için iddialı filmler arasında sıkça anıldı.
Ayrıca 2003 yılında Uzak filminin başrol oyuncuları Muzaffer Özdemir ve Mehmet Emin Toprak festivalde en iyi erkek oyuncu ödülü kazanmışlardı.
Kırmızı halıdan geçen ünlüler
Her yıl olduğu gibi bu yıl da festival süresince Cannes şehrinin 70 bin kişilik nüfusu, 250 bine yükseldi. 4000 kişilik bir medya ordusu festivali izledi.
Filmler kadar kırmızı halıda boy gösteren ünlülerin de bu büyük ilgide payı var.
Monica Belluci, Helena Bonham Carter ve Samuel Jackson gibi ünlü oyuncular festivalin jürisinde yer aldılar. Hong Kong'lu yönetmen Wong Kar-Wai'in jüri başkanı olmasıyla festival tarihinde ilk kez bir Çinli jüri başkanlığı yaptı.
Avrupa Filmleri damgasını vurdu
Altın Palmiye adayı 20 filmden 13'ünün Avrupalı yönetmenlerinden elinden çıkma olmasıyla Avrupa filmleri geleneği bozmayarak bu yıl da festivale ana rengini verdi.
Fransız sinema geleneğinin sembol ismi Cahiers du Cinéma dergisinin son sayısında festivalin içeriğini değerlendiren J. M. Frodon, bu sene Avrupa'dan Romanya, Polonya ve Macaristan filmlerinin "umut verici bir rönesansın izlerini taşıdığını" ifade ediyor.
Ancak diğer senelere oranla, Asya sinemasının örneklerinin festival kapsamında daha az sayıda ve daha silik kaldığını belirtiyor.
Festivalin faşizm karşıtı tarihi...
1930'ların sonunda Alman ve İtalyan faşist yönetimlerinin Venedik Film Festivali'nde seçilen filmlere müdahale etmeleri üzerine Fransa'da bu festivali başlatma fikri doğmuş. Ama sonra savaşa Fransa'nın da dahil olmasıyla, 1939 yerine ancak 1946'da başlayabilmiş festival.
1968 Mayıs'ında Louis Malle, François Truffaut, Claude Berri, Jean-Gabriel Albiocco, Claude Lelouch, Roman Polanski ve Jean-Luc Godard gibi çoğunluğunu Yeni Dalga (Nouvelle Vague) akımının temsilcilerinin oluşturduğu yönetmenler, grevdeki işçi ve öğrencilerle dayanışma için Festival Sarayı'na girip gösterimleri durdurtmuşlar.
Dünya sinemasına Cannes'dan bakmak
Festival, 1946'dan beri dünya sinemasında neler olduğuna bakmak isteyenler için en ideal buluşma mekanı. Ancak, festival boyunca filmlerin halka ulaştığını söylemek pek mümkün değil; daha çok medya temsilcileri, film alıcıları ve satıcıları, dağıtımcılar, işletmeciler ve sinema profesyonelleri festival boyunca filmlerle buluşma imkanına sahip oluyor.
Bizlere ise renkli görüntüleri izlemek, yapılan kritikleri okumak, sonuçları tartışmak ve filmlerin vizyona girmesini beklemek kalıyor...(AGS/EZÖ)