Türkiye’nin ev sahipliği yaptığı 9. İnternet Yönetişimi Forumu’na alternatif olarak Alternatif Bilişim Derneği'nin düzenlediği İnternet UNGovernence Forum’da gerçekleştirilen “Denetimden gözetim teknolojilerine İnternet” başlıklı panelde Rusyalı araştırmacı gazeteci Irina Borogan Rusya’daki internet kısıtlamalarını ve çevrimiçi ifade özgürlüğü ihlallerini anlattı, Türkiye Şeffaflık Derneği Başkanı Oya Özarslan ise Türkiye’de kişisel verilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerin eksikliğine dikkat çekti.
Açılış konuşmasını yapan İngiltere Büyükelçiliği’nden Aslı Tekinay, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklediğini ifade ederek, bu nedenle siyasette şeffaflığı ve bu yöndeki çalışmaları desteklediklerini söyledi.
Borogan: Halkın yüzde 70’i kısıtlamaları meşru görüyor
“Kasım 2012’den bu yana Rusya’da ciddi bir internet kısıtlaması ve filtreleme sorunumuz var. İki sene önce Rusya, İngiltere’yi örnek göstererek filtreli interneti getirdi.
“Ülkemizde dört resmi bir resmi olmayan yasaklı site listesi var. Bu listelerin biri uç örgütlenmeleri içeren, ikincisi çocuk pornografisi gibi suçları, üçüncüsü ise telif hakkına ilişkin siteleri içeriyor. Dördüncü liste ise Şubat ayında oluşturuldu ve aslında mahkemelerin cezalandıramadığı aktivistlerin siteleri bu listede yer alıyor. Resmi olmayan listede ise hükümetle anlaşmayı reddeden ve genelde yurtdışından hizmet veren host firmaları yer alıyor.
“Engellenen site sayısı çok olduğu için, DNS, proxy ya da Thor gibi alternatif yollarla engelli sitelere giren kullanıcı sayısı gitgide artıyor. Ancak internet kısıtlamalarına ilişkin bir tepki yok. Keza halkın yüzde 70’lik bir kısmı bu kısıtlamaları meşru buluyor.
“Sochi’deki Olimpiyatlar’da bile inanılmaz denetim mekanizmaları kullanılmasına, katılımcıların, hakemlerin, gazetecilerin kişisel verileri, telefon görüşmeleri toplanıp üç yıl boyunca saklanmasına rağmen bir tepki doğmadı. Rusya hükümeti bu gözetimi hiç saklamadan yapıyor. Uluslararası kamuoyundan da ciddi bir tepki gelmiyor.
“Tabii bu durum internet kullanıcılarını etkiliyor. Kullanıcılar çok dikkatli yorumlarda bulunuyor. İnternetteki paylaşımlar nedeniyle pek fazla kişi hapsedilmediğinde bu konu gündeme de gelmiyor.
“Bu durumda bize aktivistleri bulup mücadelelerinde teşvik etmek görevi düşüyor.”
Özarslan: Verilerimizi koruyan yasa hala yok
“Bireyi güçlendiren, demokrasinin vaz geçilmez unsuru olduğu için, devletin politikalarında halka hesap vermesini sağladığı için şeffaflık istiyoruz. Şeffaflık özel hayatın gizliliği, ticari sırlar, ulusal güvenlik ya da devlet sırları söz konusu olduğunda ancak sınırlandırılabilir.
“Peki neyi korumamız gerekiyor? Kişisel verilerimiz, sınırlı sayıda kişiyle paylaştığımız bir alanı ifade ediyor. Buna görüntümüz, konuşmalarımız, sağlık kayıtlarımız, vücut ve psikolojik bütünlüğümüz dahil. Bu sınır ancak kamu yararı varsa daralıyor.
“Örneğin 17 Aralık’tan sonra Reza Sarraf ve Ebru Gündeş haberlerine özel hayatın gizliliği sebebiyle getirilen bir yayın yasağı var. Ama burada koskoca bir yolsuzluk iddiası söz konusu. Buna rağmen kısıtlama oluyor.
“Şeffaflığın be kişisel hayatın güvenliğinin bir de internet boyutu var. Veri Koruma Yasası yakkaşık on yıldır hala yasalaşmadı. Ticari sır ve devlet sırrına ilişkin yasalar da hala taslak halinde. Oysa internette her şeyimiz ortaya saçılabiliyor. TİB internet trafiği kayıtlarımızı iki yıl boyunca saklayabiliyoır. MİT fişleme ile bilgilerimizi edinebiliyor. Ama kişisel verilerimiz korunmuyor.”
İnternet Ungovernence Forum 5 Eylül Cuma gününe kadar, İstanbul Bilgi Üniversitesi santralİstanbul kampüsünde devam edecek. (EA)