Siena Caz Arşivi yönetmeni, pek çok caz etkinliğine danışmanlık yapan, yazar ve akademisyen Francesco Martinelli, geçtiğimiz cuma akşamı Dolapdere’deki Hayyam Stüdyoları’nda toplanan yaklaşık 30 kişilik kalabalıkla birlikte caz müzik tarihinde gizli kalmış, Doğu ve Orta Doğu kültürlerine kadar giden bağlantının izini sürdü.
“A Night in Tunisia” – Cazda Gizli Kalmış Bağlantı başlıklı yaklaşık bir saatlik sunumunda, Martinelli cazda geleneksel tarih yaklaşımlarının dışına çıkarak caz müziğine katkısı genellikle ritimle sınırlandırılan Afrika müziklerinde, ritmin Avrupa terimlerinin tanımlayabildiğinden daha karmaşık ve zengin bir yapısı olduğu vurguladı.
bianet olarak bu “alternatif caz tarihi” niteliğindeki sunumdan sizler için bazı “ders notları” aldık:
Caz müziğinin doğuşu
* Caz konusunudaki konvansiyonel bilgi, Avrupa ve Afrika müziklerinin bir sentezi olarak ABD’nin güneyinde doğduğu üzerine.
* Bu konu ne zaman açılsa, her zaman Afrika ritmleri ve Avrupa melodilerinden bahsedilir.
* Avrupa müziğinde bir hiyerarşi söz konusu. Ritm her zaman en aşağıda ve en basit olan. Melodi sonra geliyor, en yukarıda ise harmoni var. O yüzden Avrupalılar için Afrikalıların jazz müziğe yalnızca ritimi getirdikleri fikri rahatlatıcı geldi.
* Aslında bu tam olarak böyle değil. Çünkü Afrika müziği yalnızca ritim değil. Afrika müziğinin konsepti Avrupa müziği ile aynı değil.
* Ritmsel öğelerin yanı sıra Afrika müziğinde sadece vokalle, üflemelilerle ve flütlerle, parmakla ya da yayla çalınan tellilerin yer aldığı müzikal gelenekleri var. Caz müziğe olan Afrika etkisi de bu çeşitlilik dahilinde oldu.
Köle ticareti ve etkisi
* Köle ticaretinin başladığı 1600’lü yıllarda Afrika neredeyse bin yıldır İslamiyetin hükümranlığı altındaydı. Dolayısıyla bu dinin doğduğu toprakların kültürlerini tanır ve taşır hale gelmişti.
* ABD, kölelerin Afrika kültürünü tamamen yoksaymıştı. Bir kölenin eliyle davula dokunmasının bile yasak olduğu yerler vardı. Çünkü bu bir Afrikalının yapacağı şeydi. Ama Küba ya da Brezilya’da böyle bir şeyden bahsedemiyoruz. O yüzden perküsyon o bölgelerdeki müzik geleneğinde yaşadı ama cazda değil.
Batılı kulaklar ve İslam
* Batılı kulaklar için, Müslüman bir ülkeye gidince ezan ve oranın müzikal ilişki hemen farkediliyor. Bunu kimse inkar edemez.
* Aynı şekilde, Miles Davis’in Sketches of Spain albümünü Türkiye’de Türk Sanat Müziği sanatçılarıyla dinlediğim zaman onların hemen sevdiğini farkediyor. Çünkü içindeki bazı müzikal öğeler onlara tanıdık geliyor.
* Acaba neden ünlü cazcılar bir noktadan sonra İslamı kabul ediyor?
* Din değiştirmek isim de değiştirmek aslında. Ve politik nedenlerden dolayı eski kölelikten kalma isimlerinde kalma isimlerden kurtuluyorlar.
* Yeniçağ İspanyası anahtar noktası. Birçok hikayenin başlangıç noktası. Avrupa Müzik tarihi için kilit bir öneme sahip. Orta Doğu ve Afrika etkisi İspanya üzerinde giriş yapıyor. Oradan da Amerika kıtasına uzanıyor.
Bazı anahtar terimler ve araştırılmayan kökenleri
* Jazz: Bazıları için cinselliği işaret ediyor. Diğerleri için sadece havalı belki de. Ama bazı iddialara göre, Arapça ihtizal (synocopatient) anlamında.
* Ring-shout: Saat yönü tersine defalarca dönülerek yapılan eski bir Afrika ritüeli. Bu ritüelin Mekke’deki tavaf ritüeliyle ilişkisi de bulunuyor. ABD’de bazı siyah gruplar hala kilise bahçesinde tekrar ediyor bu geleneği.
* Jam session: Müslümanlıktaki birleşme anlamına gelen cem kelimesinden geliyor.
* Rag time: İngilizce paçavra zamanı anlamında. Rag, Arapçadaki raks kelimesine anlam ve ses bakımından çok benziyor.
* 1 kelime tesadüf. 2 kelime ihtimal ama 3 - 4 örnek kesinlikle bir bağlantıyı işaret ediyor.
* Benim için caz tarihi, muazzam bir sound okyanusundaki son dalga gibi. Bu hikayenin gerisinde yüzyıllarca süren bir tarzlar arası etkileşim bulunuyor. (BM)