Kanal D Haber Müdürü Fatih Altaylı, Radyo D'deki programında İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı Avukat Eren Keskin'e yönelik "Bu kadına cinsel tacizde bulunmazsam namerdim" sözleri nedeniyle yargılandığı "hakaret" davasının üçüncü duruşmasında ilk kez ifade verdi.
Altaylı, "sözlerinin hakaret anlamını taşımadığını ve bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, Keskin'in sözleri üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) savunduğunu" belirtti.
18-20 Mart 2002 tarihleri arasında Radyo D'deki "Bab-ı ali Yokuşu" adlı programında, Keskin'in Almanya'nın Köln kentinde katıldığı bir toplantıdaki sözleri üzerine Hürriyet gazetesinde çıkan haberi yorumlayan Altaylı "Ben bu Eren Keskin'i ilk gördüğüm yerde cinsel tacizde bulunmazsam namerdim. Keskin bana niye cinsel tacizde bulunmuyorsunuz demek istiyor, manyak mıdır nedir?" demişti.
Dava, Altaylı ve avukatı Taner Serim'in istemiyle, Köln'deki toplantıya katılan Prof. Dr. Necla Arat'ın dinlenmesi için 23 Eylül'e ertelendi.
"Dava konusu çarpıtılıyor"
Keskin'in avukatı Fatma Karakaş, "Davada Altaylı'nın hakaretinden çok müvekkilinin sözlerini tartışıldığını, ancak sanığın dört program boyunca hakaretlerini sürdürdüğünü ve Zaman gazetesiyle yaptığı bir söyleşide de bu hakaretinin arkasında durduğunu" ifade etti.
Davacı Keskin de ifadesinde, dava konusunun kendi sözleri değil, Altaylı'nın hakareti olduğunu belirterek, Arat'ın dinlenmesinin anlamsız olduğunu söyledi.
Keskin, 16 Mart 2002 tarihinde "Kadın hakları = İnsan Hakları mıdır?" konulu konferansa Türkiye'den Prof. Necla Arat, Yaşar Seyman ve milletvekili Sema Pişkinsüt ile katıldığını, buradaki sözleri nedeniyle, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) süren davasının henüz sonuçlanmadığını da belirtti.
Keskin: Kadın kimliğime de saldırı var
"Ben görüşlerim nedeniyle silahlı saldırıya uğradım, tehdit edildim, düşüncelerim nedeniyle 6 ay hapis yattım. Görüşlerimi eleştirenler olabilir ama bir kadın kimliğime yönelik bir saldırıyı kabul edemem. Sözlerim ne olursa olsun bu karşımdaki kişiye hakaret hakkını vermez" diyen Keskin, sözlerini şöyle sürdürdü:
* Konferanstaki konuşmamda dört kadın avukatla birlikte kurduğumuz Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu'na başvuran kadınlar ve davalar hakkında bilgi verdim.
* Devlet güçlerinin, yani polis, asker, özel tim ya da korucuların cinsel taciz ve tecavüzüne uğradığı gerekçesiyle biz başvuran 172. müvekkilimiz var. Türkiye'de ordu tabu olan bir konu. Özellikle Güneydoğu bölgesinde kadınlar, bu tabu nedeniyle cinsel tacize uğrasalar da şikayette bulunamıyorlar.
* Türk ordusuna tecavüzcüdür demedim. Yalnızca sonuçlanmış davalar da dahil, mevcut durumdan söz ettim ve sayısal verilen verdim. Hürriyet gazetesi sözlerimi tamamen çarpıttı.
* Toplantıda ayrıca, TSK'nın Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üzerindeki denetiminden, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) devlet kurumları üzerinde söz sahibi olduğundan bahsettim. Türkiye'de demokratikleşme sivilleşmeyi istemeyen güçler var ve bunlardan birisi de Fatih Altaylı.
Altaylı: Sözlerim hakaret değil
Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada Radyo D sorumlu müdürü İbrahim Özay Şendir de ifade verdi.
Altaylı, bant kayıtları bulunan sözlerinin Eren Keskin'in cinsiyetine yönelik bir hakaret amacını taşımadığını, benzer sözleri kim söylerse söylesin eleştireceğini, tepkisini Türk Silahlı Kuvvetlerinin tahkir eden davranışa yönelik olduğunu savundu:
Keskin'in , Köln'deki konuşmasında Türk ordusuna iftira attı ve bu sözleri basında tartışma yarattı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde sıkıyönetim ve Olağan üstü Hal (OHAL) döneminde, Keskin'in sözünü ettiği suçlamalar nedeniyle sonuçlanmış bir dava yoktur."
Köln'deki toplantıya ait bant kayıtlarının bilerek kaybedildiğini savunan Altaylı, toplantıya katılan ve Keskin'in sözlerini kendisine aktaran İstanbul üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Necla Arat'ın davada tanık olarak dinlenmesini istedi.
Altaylı, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 480/1-4 maddesinden, yayın yoluyla hakaret ve Radyo Televizyon Kuruluşları hakkındaki yönetmeliğin 18-1 maddelerinden 3 aydan 3 yıla kadar hapis ve 3 milyondan 25 milyona kadar ağır para cezası talebiyle yargılanıyor. (ÖG/BB/NK)