Almanyalılar, ABD başkan adayı Barack Obama'yı Berlin'de
büyük bir coşkuyla karşıladılar. Obama Avrupa turu kapsamında, birçoğu ABD
bayrağı sallayan 200 bin Almayalının önünde yaptığı konuşmasında bir rock
yıldızı gibi karşılandı.
Bu coşku, George W. Bush'un başkanlığının sona ermesiyle
Almanların ABD ile bağlarını koparmaya ve tekrar süper bir gücün savaştaki
küçük ortağı rolünü oynamaya zorlanacağı korkusunu barındırıyor olabilir.
Beklendiği gibi Obama, 1949'dan başlayarak Soğuk Savaş
boyunca ikiye bölünmüş bir şehir olan Berlin'in sembolik önemine vurgu yaptı.
Berlin, Sovyet Bloğu'nun düşmesine sebep olan Berlin Duvarı'nın yıkılmasıyla
(1989) çağa damgasını vuran değişikliklerin dönüm noktası olmuştu.
Obama şehrin yeniden birleşmesine atıfta bulunarak "Tüm
şehirler içinde bu şehir, özgürlük rüyasını biliyor. Berlin halkı en karanlık
zamanlarında umut ateşini söndürmedi" dedi.
İkinci Dünya Savaşı'nı izleyen mücadeleden bahseden Obama
"Biliyorsunuz, bu akşam burada bulunmamızın tek nedeni her iki taraftan
(Almanya ve ABD) kadın erkek herkesin, çalışmak, mücadele etmek ve daha iyi bir
yaşam uğruna fedakarlık etmek için toplanmasıdır" diye konuştu. Ayrıca
daha fazla askeri birlikteliğe ihtiyaç olduğunu belirtti ve ekledi:
"Afgan halkının askerlerimize ihtiyaçları var. Taliban
ve El Kaide'yi yenmek için, ekonomilerini geliştirmek ve uluslarını yeniden
inşa etmelerine yardım etmemiz için bizim desteğimize ve sizin desteğinize
ihtiyaçları var."
Almanya hükümeti, 2001'den beri Afganistan Savaşı'nın
idaresinde ABD'ye katılmış ama Almanya ordusu doğrudan savaş harekatlarına
dahil olmamıştı. 3 bin Almanya askeri, kalkınmaya katılan sivilleri korumak ve
tıbbi nakliyat gibi lojistik sağlamak için ülkenin kuzeyinde Uluslararası
Güvenlik Destek Gücü (ISAF) olarak konumlandırılmıştı.
Bunun yanında, altı Almanya keşif uçağı ve 500 asker zorlu
güneydoğu bölgesine yerleştirildi. Almanya ordusu, bu geçici birliğin görevinin
yalnızca keşif olduğunu İnternet sitesinde kesin bir dille ifade etti.
Afganistan Savaşı'na askeri katılıma güçlü bir kamu
muhalefeti olmasına rağmen böyle bir açıklama yapıldı. Tutarlı kamuoyu
yoklamalarına göre, halkın üçte ikisi Almanya birliklerinin geri çekilmesini
istiyor. Bu yüzden Obama'nın çağrısı er geç bir anlaşmazlık yaratabilir.
Ayrıca Obama'nın kıdemli dış ilişkiler danışmanı Susan Rice,
Alman medyasıyla daha önce yaptığı görüşmelerde, eğer Obama seçilirse küresel
güvenlik konularında Avrupa'nın "daha fazla sorumluluk almak"
durumunda kalacağını söyledi.
Rice "Bizler (ABD ve Avrupa) daha küçük bir ortak
paydada buluşamayız. Konu ister iklim değişikliği, ister İran'ın nükleer
programını durdurmak ya da Afganistan'ı Taliban'dan ve El Kaide'den korumak
olsun, her iki taraf doğru bir ortaklık çerçevesinde kendi sorumluluklarını
arttırmak için daha fazlasını yapmak durumunda kalacaktır" diye devam
etti.
Bu gibi taleplerin kulağa olumlu geldiğini gösteren
işaretler var. 1990'lardaki eski bakan, Helmut Kohl'un yardımcısı Horst
Teltschik, Obama'nın konuşmasının ardından "Avrupalılar bir kez daha
görmelidir ki bizler sorunlu bir dünyada mutluluğun adası değiliz" diye
konuştu.
Obama konuşmasında, 20. yüzyılın kendilerine (ABD ve
Avrupa'ya) ortak bir kaderi paylaştıklarını öğrettiğini, 21. yüzyılın da
insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar dünyanın birbirine kenetlendiğini
gösterdiğini ifade etti.
"Berlin Duvarı'nın yıkılması yeni umutlar getirdi ama
bu yakınlık yeni tehlikelere- bir ülkenin sınırları içerisinde ya da bir
okyanus uzaklığında kalmayacak tehlikelere- sebep oldu. 11 Eylül terör
eylemlerinin failleri Amerikan topraklarında dünyanın her tarafından binlerce
insanı öldürmeden önce Hamburg'da plan kurdular, Kandahar ve Karaçi'de
(Afganistan ve Pakistan'da) eğitim yaptılar" diye konuştu.
Obama'nın Berlin'e gelişi üzerine yapılan kamuoyu
yoklamalarına göre, Almanyalıların yüzde 72'si bir sonraki ABD başkanı olarak
Obama'ya "oy verecek". Obama, genel itibariyle kendini liberal olarak
gösteriyor ama uzmanlar Almanyaların Obama'nın kampanyası boyunca takındığı
bazı tutumları ve son olarak muhafazakarlığa kayışını görmezden gelmiş
olabileceklerini söylüyor.
Alman muhabir Christoph von Marschall, Obama'nın geçen ay
Demokrat Parti seçimlerini kazanmasından bu yana fikrini değiştirdiği birkaç
konuyu sıraladı.
"Ölüm cezasına ve yurttaşların silah edinme hakkına
destek vermesi, kampanyalara ve siyasi partilere yapılan bağışları kısıtlaması
yönündeki ani değişimi ve Latin Amerika'da özellikle Meksika'yla başlatılan
serbest ticaret anlaşmalarına yönelik eleştirisinde olduğu gibi pek çok konuda
liberal tutumundan birkaç gün içinde vazgeçti." dedi. (JG/YA)
Julio Godoy'un IPS'te yayınlanan haberini, Yeşim Akmeraner
Türkçeleştirdi.