Dileleştirel Hareket, Almanya’da 2014 yılının en kötü sözcüğünü açıkladı: “Yalancı basın” (Lügenpresse). Bir sözcüğün bu unvana sahip olmasında “insan onurunu çiğnemesi” veya “demokrasinin ilkelerine aykırı olması” ya da “toplum içinde belirli gruplara ayrımcılık yapması” ölçütleri göz önünde bulunduruyor.
“Yalancı basın” ifadesi, kendilerini “Batının İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar” – kısaca Pegida - olarak adlandıran ve Ekim 2014’ten bu yana haftalık İslam ve yabancı karşıtı gösteriler halini alan oluşumun organizatörleri tarafından sıkça kullanılıyor. Pegida yanlılarına göre, neyin yayınlanıp yayınlanmayacağına hükümetler ve sistem karar veriyor. Doğudaki Dresden şehrinde başlayan ve kısa sürede Berlin, Köln, Stuttgart gibi Almanya’nın diğer merkezlerine de yayılan İslam karşıtı ve yabancı düşmanı yürüyüşlere katılanların gözünde, Almanya’ya gerçek anlamda bir ifade çeşitliliği ya da özgürlüğü hâkim değil.
Yılın en nahoş sözcüğünü seçen, dört dilbilimci ve iki gazeteciden oluşan bağımsız jürinin sözcüsü Dilbilimci Prof. Dr. Nina Janich, ‘yalancı basın’ sözcüğünün* daha Birinci Dünya Savaşı sırasında önemli bir mücadele terimi haline geldiğine ve Nasyonal Sosyalistler tarafından bağımsız medyayı karalamak amaçlı kullanıldığına söyledi. Yapılan basın açıklamasında, “herhalde ‘yalancı basın’ ifadesini geçtiğimiz yıldan bu yana ‘endişeli vatandaş’ olarak dillerine dolayanların ve afişlere taşıyanların çoğunluğu, ifadenin bu dil-tarihsel yükününün bilincinde değil. Tam da bu nedenle ifade, onu belirli bir amaç için kullananların ikiyüzlü bir aracına dönüşüyor” denildi.
Medya dilinin de eleştirel bir bakışa ihtiyaç duyduğu ve basında yer alan her şeyin gerçek olmadığı konusunda da şüphe olmadığı dile getirilen açıklamada, “ancak ‘yalancı basın’ ifadesiyle medya toptan töhmet altında bırakılıyor. Çünkü medya mensuplarının büyük çoğunluğu, amaçlı olarak körüklenen sözde ‘batının İslamlaşması’ korkusu karşısında sosyo-politik konuların nesnel biçimde tasviri ve farklı görüşlere yer verilmesi için uğraş veriyor. Bu tarz toptan töhmet altında bırakma, köklü medya eleştirisini sekteye uğratırken demokrasi adına büyük öneme sahip basın özgürlüğünün tehlikeye girmesine yol açmaktadır” denildi. (GAW/ÇT)
* Almanca’da iki veya daha çok sözcükten oluşan tamlamalar, Türkçe’den farklı olarak tek sözcük şeklinde yazılabiliyor.