Neue Deutsche Medienmacher (Yeni Almanyalı Medyacılar) vakfının 2017 yılında başlattığı Handbook Germany projesi, Almanya'ya yeni gelen mülteci ve göçmenlere tam da ihtiyaçları olan hizmeti ya da diğer deyimiyle ilk yardımı sunuyor.
Yeni geldikleri ülkenin keşmekeşi, ilişkileri, sağlık ve eğitim sistemi, ev ve iş bulma gibi öncelikli problemleri bir yana, karşılaştıkları ayrımcılıkla nasıl baş edebilecekleriyle ilgili yardımcı oluyor, onları hukuki konular başta olmak üzere yardım alabilecekleri içeriğindeki videolarla en pratik şekilde nasıl dil öğrenilir konusunda da destek veriyor.
Handbook Germany'nin Türkçe editörü Ayşe Tunca, projelerini ve Almanya'daki yeni nesil mültecilerin temel sorunlarını bianet'e anlattı.
Handbook Germany ne amaçla yola çıktı?
Ayşe Tunca
Handbook Germany 2017 yılında Neue Deutsche Medienmacher tarafından oluşturulan ve Federal Hükümet Göç, Mülteciler ve Entegrasyon Vekili (Beauftragte der Bundesregierung für Migration, Flüchtlinge und Integration) tarafından finanse edilen bir proje.
Amacı ise Almanya'ya yeni gelenlere hayatlarında kolaylık sağlayacak bilgileri ulaştırmak ve onları birinci elden danışmanlık ve destek alacakları kişi ve yerlere yönlendirmek.
Proje ilk olarak Almanca, Arapça, Farsça ve İngilizce olarak başladı, fakat 2018 Ocak ayından bu yana Türkçe, Fransızca ve Peştuca da eklendi.
Şimdilik 7 dilde hizmet veriyoruz. Projede çalışan herkes gazete, radyo ve televizyondan geldiği için, her konuyu yayınlamadan önce ince eleyip sık dokuyoruz, amacımız insanlara en doğru bilgiyi ulaştırmak.
Avantajımızsa bizim de yeni gelmiş olmamız, bu yüzden ihtiyaçların ve sorunların farkındayız çünkü hepimiz aynı yerlerden geçtik ve geçmeye de devam ediyoruz.
İlk aşamada nasıl bir rehberlik sunuyorsunuz? Buraya yeni gelenlerin en çok karşılaştığı sıkıntılar ne oluyor?
Buraya gelenlerin karşılaştıkları sıkıntılar elbette geliş sebeplerine göre farklılık gösteriyor.
İltica edip gelmiş birinin, eğitim almaya ya da buraya çalışmaya gelmiş birinden daha farklı sıkıntıları oluyor.
Sonuçta yine aynı sıkıntılarda birleşiliyor ama iltica eden birinin elbette öncelikleri farklı. Ama sonuç olarak ortak sıkıntıların oturum izni almak, ev bulmak, dil öğrenmek ve iş bulmak olduğunu söyleyebiliriz.
Yedi dilde bilgi, ipuçları, Almanca deyimler
Handbook Germany hali hazırda Almanya'da bulunanlara hizmet sunan bir platform. Yedi dilde, iltica, konut bulma, sağlık, mesleki eğitim, çalışma hayatı ve anaokulundan üniversite eğitimine kadar birçok konu hakkında önemli ipuçları sunuyoruz.
Handbook Germany olarak, A'dan Z'ye Almanya'daki yaşamla ilgili merak edilen birçok konu hakkındaki sorulara cevap veriyoruz. Günlük yaşamda karşılaşılan sorunların kolaylıkla aşılabilmesi amacıyla, insanlara metinler ve yeni gelenlerin deneyimlerini paylaştıkları videolar aracılığıyla yol gösteriyoruz.
Her eyalet için ayrı hazırlanmış, yerel sayfalarımızdaki bilgiler aracılığıyla herkes en yakınında bulunan danışmanlık merkezlerine ulaşabilir ve önemli irtibat bilgilerini öğrenebilir. Ayrıca [email protected] adresine e-posta göndererek veya Handbook Germany Facebook sayfasına mesaj atarak da bize ulaşıyorlar ve bütün sorulara cevap veriyoruz.
Biz bir danışmanlık merkezi değiliz ama bize sorularla gelenleri, ihtiyaç duydukları alana göre onlar için en faydalı olacak adreslere, danışmanlık merkezlerine ve hukuki yardım alabilecekleri yerlere kişi veya derneklere yönlendiriyoruz.
Bunların yanı sıra, 'Günün Deyişi' bölümünde de eğlenceli videolar aracılığıyla Almanca deyim ve atasözlerini öğreten videolar hazırlıyoruz.
Her hafta başı bütün editörler toplanıyor ve neler yapabiliriz, bunları hangi medya araçlarıyla insanlara daha kolay ve iyi bir şekilde iletebiliriz diye aramızda tartışıyoruz.
Herkes kendi ülkesinden gelen insanlarla daha yakın bir ilişkide olduğu için, kendi insanın sorununu daha iyi biliyor ve bunlar üzerine konuşarak, yeni konu başlıklarımızı seçiyoruz.
"İlk kuşaklarda göçün ana sebebi ekonomikti"
Şu anda Almanya'ya göç edenlerle Türkiyeli göçmenler açısından sorarsak 60'larda gelen ilk kuşak göçmenler arasında sosyolojik ve psikolojik olarak fark var mı sizin gözlemlerinize göre?
Türkiye'den Almanya'ya 1960'lı yıllarda başlayan göçün ana sebebi ekonomik sebeplere dayanıyordu. 1980'den sonra ekonomik sebeplerin yerini başka nedenler aldı.
İlk kuşaklar şüphesiz çok büyük sıkıntılar ve sorunlarla karşılaştılar çünkü o zamanlar Almanya, Türkiye, İtalya, Yugoslavya, Yunanistan gibi ülkelere işçi isteği talebini gönderirken, aslında henüz bu kadar insanı karşılamaya hazır değildi, zaten entegrasyon yasası burada henüz 2007'de yürürlüğe girdi.
İlk gelenler burada büyük uğraşlar vererek yeni bir hayat kurdular ve böylece benim gibi yakın zamanda gelenler, birçok konuda onlar kadar çabalamak zorunda kalmıyoruz. Elbette farklılıklar var ama farklılıklar aynı dönem içinde gelenlerde de var.
Handbook Germany olarak, bizim hedef kitlemiz sadece son zamanlarda Almanya'ya son gelenlere bilgi vermek değil, yıllardır burada yaşayanlar, burada doğmuş büyümüş olanlar da web sitemizden faydalanıyorlar.
Handbook Germany projesi farklı ülkelerden 13 kişilik bir editör ekibiyle yürütülüyor.
Yeni kuşak göçmenlerin örgütlenmelerinden biraz bahsedersek, sosyal medya ve diğer oluşumlar kolaylaştırıcı oluyor mu?
Tabii, yeni dönemde böyle bir avantaj var. İnternet üzerinden rahatlıkla her türlü bilgiye ulaşabiliyoruz ve yine internet üzerinden birbirimizi bulup iletişime geçebiliyoruz.
Yeni gelenler de farklı gruplar altında bir araya geliyor. Buradaki sorunlarını birbirlerine sorup danışarak halletme yoluna gidiyor. İlk kuşaklar için bu şekilde bir araya gelmeler, sanıyorum ki ancak çalıştıkları yerlerde ve beraber kaldıkları evlerde mümkün oluyordu.
"Ayrımcılık var, haklarımızı nasıl savunacağımız önemli"
Aslında tüm Avrupa'da aşırı sağın ve göçmen karşıtlığının yükseldiği, buna tezat olarak göçmen karşıtlarına karşı yürüyenlerin de yoğun olduğunu unutmadan sorarsam, gündelik hayatta spesifik bir dışlama ya da ayrımcılık mevcut mu hem kişisel deneyimlerinize hem size danışanlara baktığınızda?
Evet, maalesef ayrımcılık var. Ben de yaşadım, çevremdeki insanların da zaman zaman farklı şekillerde yaşadıklarını duyuyor ve bazen de şahit oluyorum.
Kadın olarak doğduğum için ayrımcılık benim ilk kez karşılaştığım bir kavram değil, buna rağmen farklı formlarda burada karşılaştığım ayrımcılıklar da elbette beni üzüyor ve endişelendiriyor.
Bu noktada haklarımızı ve kendimizi nasıl savunabileceğimizi bilmek de önemli. Herkesin kendini bilgilendirmesi ve kendi maruz kaldığı ayrımcılığı bir başkasına uygulamaması gerekiyor.
Yakında Handbook Germany sayfasında da bu konuyla ilgili bilgi veren bir yazı hazırlayacağız.
"Mülteci/göçmen değil yer değiştiren bireyleriz"
Son olarak mültecilerin/göçmenlerin hayatını kolaylaştırmaya çalışan bir işte çalışmak kişisel bir deneyim olarak nasıl sizin için?
Ben aslında ne mülteciler ne göçmenler olarak tanımlamak istiyorum kendimizi. Biz de herkes gibi bu hayat döngüsünde yer değiştiren bireyleriz.
Kimimiz bunu ekonomik sebeplerle, kimimiz baskı ve şiddet sebebiyle, kimimiz eğitim, daha huzurlu bir gelecek kaygısıyla yapmış olsak da nihayetinde ortak noktamız hepimizin yer değiştirdiği.
"Aynı amaç için çalışmak dayanışmaya dair umut veriyor"
Maalesef burada böyle bir durum var, Avrupalı, Kuzey Amerikalı insanlar için "taşındı" derler, bizler içinse "göç etti". Biz derken sadece Türkiye'den bahsetmiyorum, Afrika'dan ve Orta Doğu'dan da bahsediyorum.
Handbook Germany projesinde yer almanın güzelliği de burada, 7 dilde bilgi vererek o kadar çok kişiye ulaşıyoruz ki, sadece Türkiye'den gelenlerle değil, Suriye, İran, Afganistan ve Afrika'dan gelen birçok kişiyle iletişim içindeyiz.
Çalışma ortamımız da böyle ve bu kadar farklı kültürlerden gelen insanların aynı amaç doğrultusunda çalışması bana dayanışmaya dair umut veriyor. (PT)
Facebook sayfası: https://www.facebook.com/HandbookGermany/
Web sitesi: https://handbookgermany.de/tr.html