Haberin İngilizcesi için tıklayın
3. Havalimanıyla ilgili Almanya medyasında yer alan haber ve analizlerde, Frankfurt’un bir uluslararası hava ulaşım merkezi olarak birkaç yıl içinde İstanbul’un gerisinde kalacağına işaret ediliyor. Ayrıca İstanbul Havalimanı’nın 3,5 yılda açılışını yaptığı vurgulanıp, Berlin’de yapımına 14 yıl önce başlanan büyük havalimanı projesinin ise halen bitirilemediği hatırlatılıyor.
İşçi sendikalarının ve çevre koruma örgütlerinin eleştirileriyle, yetkililerin bunlara yönelik açıklamalarının peş peşe verildiği haberlerde, inşaat sırasındaki iş kazalarında yaşamını yitiren işçilerle ilgili resmi makamlarca (30) ve sendikalarca (yaklaşık 400) verilen rakamlara da işaret ediliyor.
İki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin düzelmeye başladığı, karşılıklı üst düzey ziyaretlerin yoğunlaştığı bir döneme denk geldiği için medyada Türkiye’yle ve bu açılışla ilgili yayınlar geniş yer bulmaya devam ediyor.
Erdoğan’ın abidesi
Konuyla ilgili en ayrıntılı haber analizlerinden biri Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung’da (FAS) “Erdoğan’ın mega havalimanı“ başlığı altında yayınlandı. “Türkiye Cumhurbaşkanı yeni bir havalimanıyla bir abide dikmek niyetinde. Bu Almanya’ya yük olabilir. İşte orada, ‘Zafer Anıtı’… Türkiye bu sembolle dünyanın elitleri arasında çıkmayı hedefliyor” cümleleriyle başlayan yazıda, dev projeyle ilgili birkaç gündür Türkiye medyasında en geniş biçimiyle yer alan rakamlar ve geleceğe ilişkin hedefler ayrıntılı olarak yer veriliyor.
Kubbeli çatısı ve diğer mimari özellikleriyle, girişteki camisiyle bir “oriental“ atmosferin kendisini hissettirdiğine işaret edilen yazıda, lale görünümündeki kontrol kulesiyle de “Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme dönemlerinin hatırlatıldığı“ belirtiliyor. Açılışın da resmi bayram gününde yapıldığı vurgulanıyor.
Yazıda, havalimanı inşaatında ve açıldıktan sonra burada iş yapacak Almanya’nın büyük şirketlerinden bir bölümünün listesi de yer alıyor: Siemens (elektronik altyapı), Liebherr (inşatta kulanılan vinçler) ve Thyssen-Krupp’ın (yolcu köprüleri), DHL (bir kargo merkeziyle) ve Heinemann (‘duty free’ mağazasıyla).
Ancak…
“Ancak İstanbul’da her şey sorunsuz gitmiyor“ sözleriyle başlayan bölümde ise açılıştan sonra limanda günde sadece 5 uçağın kalkacağı ve “asıl start“ın ise iki ay sonra, aralık ayı sonuna ertelendiği belirtiliyor.
Bu ertelemeye gerekçe olarak Türk Hava Yolları’nın taleplerinin neden gösterildiği kaydedildikten sonra şöyle devam ediliyor:
“Ama bu inşaattaki gecikmelerden de kaynaklanmış olabilir. Kısa bir süre burada işçiler önce kötü çalışma koşulları ve barınma yerleri nedeniyle isyan etmiş ve greve gitmişlerdi. Polis isyanı şiddetler bitirdi. Tutuklamalar oldu. Resmen şu ana kadar inşaat sırasında 30 işçi yaşamını yitirdi. Sendika ise yaklaşık 400’den söz ediyor. Protestolar ve çevre koruma konusundaki eksiklikler Erdoğan’ın bu prestij projesini gölgeliyor. Üstüne yoğun zaman baskısından kaynaklanan inşaat riskleri ve yolcu terminalinin gevşek zemini geliyor.”
Ancak…
Havalimanı içindeki inşaat çalışmalarının devam ettiğine işaret edildikten sonra da şöyle deniliyor:
“Ancak bütün bunlar Almanya’nın Frankfurt’taki en önemli hava limanı ve burayı turnike olarak kullanan hava yolları Lufthansa’nın karşı karşıya olduğu yeni durumu etkilemiyor. Her ikisi de artık Türk Hava Yolları’yla onun İstanbul’daki yeni düğüm noktasının, Almanları geride bırakmasından korkmalı. Halen Frankfurt yolcu sayısı itibarıyla küçük bir farkla İstanbul’un önünde. Ancak uzun süredir hem THY hem de onun merkezi havalimanı Almanyalı rakiplerinden çok daha hızla büyüyor. Onlar 2007’den bu yana yolcu sayısını 3’e katlarken, Almanyanın artışı sadece yüzde 20 oldu. Türkiye nakliye ve lojistiği stratejik olarak önemli sektörler olarak tanımladı ve destekledi. Uçak filosunu büyük ölçüde büyüttü ve yeniledi. Uçuş fiyatları Lufthansa’nınkinin çok altında ve böylece Almanyalı yolcuları kazanmaya başladı.”
Bu arada THY’nin Lufthansa’ya göre personel maliyetlerinin düşük olması nedeniyle avantajlı olduğuna dair Almanyalı uzmanların uyarılarına da yer veriliyor.
Atatürk Havalimanı’nın bile 2018’de Frankfurt’tan daha fazla yolcu sayısına ulaşıp, Avrupa’da dördüncü sıraya yükseleceğine işaret edilen haberde buranın daha genişlemesi mümkün olmadığı için yeni havalimanının bir zorunluluk haline geldiği de kaydediliyor.
Frankfurt’un yolcuları İstanbul’a
Yeni havalimanın uzak mesafelere gidecek yolcular için aktarma noktası olarak avantajlı olduğuna da dikkat çekilen yazıda, Almanya’nın kuzeyindeki kentlerden Asya, Afrika ya da Ortadoğu ülkelerine gitmek isteyenlerin İstanbul’u tercih edebileceği kaydedildi. Bu durumun da şu anda bu tip yolculuklar için aktarma limanı olarak kullanılan Frankfurt ve Dubai’nin büyük miktarda yolcu kaybetmesine yol açabileceği vurgulanıyor.
Frankfurt ve diğer büyük havalimanlarının bütün bunlardan gerçekten zarar görüp görmeyeceğinin yeni limanın baş müşterisi Türk Hava Yolları’nın gelişimine ve Türkiye’deki ekonomik gelişmelere bağlı olduğu belirtildikten sonra Türk Lirası’nın son zamanlardaki değer kaybının neden olduğu ve olabileceği zorluklara işaret ediliyor.
Haberde son olarak THY’nin şu anki büyüme hızını koruması halinde Avrupa’daki havalimanlarının İstanbul’daki yeni havalimanıyla yarışmasının mümkün olmayacağına değiniliyor. Frankfurt, Münih ve diğer büyük havalimanlarının hem arazi açısından hem de geçerli gürültü standartları nedeniyle daha da büyütülemeyeceği kaydedildikten sonra, “Ama buna karşın İstanbul’un bol miktarda alanı var. Daha da genişlemeyi öngören planlar da hazır olarak çekmecelere kaldırılmış durumda“ denildi.
Berlin’deki büyük havalimanı
Konuyla ilgili haberlerin hemen hepsinde Berlin’de 14 yıl önce yapımına başlanan ve başta alarm sistemindeki sonradan tespit edilen yetersizlikler olmak üzere çeşitli nedenlerle açılışı sürekli ileri bir tarihe ertelenen BER’in (Berlin Brandenburg Airport ya da Willy Brandt Airport) durumuna da işaret ediliyor. İstanbul’daki yeni limanın 3,5 yıl içinde tamamlandığına dikkat çekildikten sonra “Berlin’dekiler bunu kıskanmalı. BER’in inşaatı çok daha önce başlamıştı ve halen bitmiş değil. Üstelik İstanbul’daki rakibinin en fazla dörte biri büyüklüğünde olacak” deniliyor.
Bu arada konuyla ilgili bazı haberlerin satır aralarında Berlin’in böyle bir inşaat projesinde İstanbul’a neden rakip olamayacağına dair bir uzmanın şu itirazı da dikkat çekiyor: “Berlin’le İstanbul’un karşılaştırılması kabul edilemez. Oradaki inşaat kamçılanarak’ ilerliyor.”
Doğu ile Batı Berlin’in birleşmesinin ardından bu kentin yeniden Federal Almanya’nın başkenti olmasının ardından zorunlu hale gelen büyük bir uluslararası havalimanı projesinin temeli 2006 yılında atılmıştı. Planlandığı dönemde tamamen bittiğinde yılda 58 milyon yolcu kapasitesiyle Avrupa’nın en büyük havalimanı olması hedeflenen BER’in hizmete girmesi için verilen tarih 2012’ydi. Ancak ortaya çıkan teknik eksiklikler ve planlama hataları nedeniyle açılış sürekli ileri tarihe atıldı. Son olarak verilen açılış tarihi ise Ekim 2020. Ve elbette “Avrupa’nın en büyük havalimanı hedefi” artık sözkonusu değil. (GK/HK)