Almanya’da kamu radyo ve televizyon kurumlarının İdari Konseyi ile Televizyon ve Radyo Konseyi’ndeki “devlete yakın” üye oranının yüzde 33’ü geçmemesine karar verildi.
2009 yılında Alman İkinci Televizyonu’nun (ZDF) eski şef redaktörlerinden Nikolaus Brender’in sözleşmesinin yenilenmemesi üzerine Sosyal Demokrat Parti (SPD) “devlet ve parti temsilcilerinin özerk kamu tüzel kişiliğine sahip ZDF’i etkiledikleri” gerekçesiyle bir süre önce Federal Anayasa Mahkemesi’ne şikayette bulunmuştu. Mart ayında kararını açıklayan Federal Anayasa Mahkemesi, kamu radyo ve televizyon kurumlarının İdari Konseyi ile Televizyon ve Radyo Konseyi’ndeki “devlete yakın” üye oranının yüzde 33’ü geçmemesine hükmetti.
ZDF’in halihazırdaki Televizyon Konseyi’nde yer alan toplam 77 üyenin yüzde 44’ünü partiler tarafından gönderilenler veya devlet kuruluşlarında çalışanlar oluşturuyor. İdari Konsey’deki 14 üyenin 6’sı devlet temsilcisi.
Şikayete konu olan dönemde ZDF İdari Konseyi’nde ağırlıkta olan Hristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) üyeler kendilerine eleştirel tavır takınan Brender’in sözleşmesini uzatmamıştı. Bunun üzerine Almanya’da Rheinland-Pfalz ve Hamburg Eyaletleri’nde iktidarda olan SPD, devlet müdahalesine kökten bir çözüm bulunması için Federal Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu.
"Devlet sorumluluk üstlenmeli ama içeriğe karışmamalı"
Federal Anayasa Mahkemesi Başkan Yardımcısı Ferdinand Krichhof kararla ilgili yaptığı açıklamada, “Özerk radyo ve televizyonlar, toplumdaki farklı düşünce ve görüşleri ayrıntılı bir biçimde yansıtmalı ve hiçbir zaman ‘devlet radyosu’, ‘devlet televizyonu’ olmamalı. Devlet organizasyona katkıda bulunmalı, sorumluluk üstlenmeli, ama hiçbir şekilde programların içeriğine karışmamalı” dedi.
ZDF dışında, Alman Birinci Televizyonu (ARD) ve yine ARD çatısı altındaki radyo ve televizyon kurumlarında, ARD ve ZDF ortak kanalı Phönix’te, Almanya-Fransa ortak kanalı ARTE’de, yurtdışı yayınları gerçekleştiren Deutsche Welle’de, yurtiçine dönük yayın yapan Deutschlandfunk’ta, 3 SAT ve çocuk kanalı KiKa’nın yönetimlerinde de devlet temsilcileri bulunuyor. Almanya’da radyo ve televizyon sahiplerinin ödediği aidatlarla finanse edilen sözkonusu kurumlara 2013 yılında 9 milyar avro aidat aktarıldı.
Almanya Anayasası’nın 5. maddesi düşünce ve basın özgürlüğünü güvence altına alıyor: “Herkesin düşüncesini söz, yazı ve fotoğrafla serbestçe açıklayıp yayma ve herkese açık kaynaklardan, hiçbir engele uğramadan bilgi edinme hakkı vardır. Basın özgürlüğü, radyo ve haber aracılığıyla haber verme özgürlüğü güvence altındadır. Sansür uygulanamaz.”
Federal Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararın gelecek yılın Temmuz ayına kadar uygulamaya geçirilmesi planlanıyor. (GAW/ÇT)