Fotoğraf: RSF
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Almanya, MİT TIR’larının durdurulmasına ilişkin bilgi ve fotoğrafları yayınladığı için 27 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılan Cumhuriyet Gazetesi’nin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a destek verdi, cezaya ise tepki gösterdi.
TIKLAYIN - Can Dündar'a 27 yıl 6 ay hapis cezası
Deutsche Welle Türkçe’de yer alan habere göre Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas Twitter üzerinden yaptığı açıklamada gazeteciliğin topluma verilen vazgeçilmez bir hizmet olduğunu belirterek bu hizmetin özellikle de yönetenlere eleştirel yaklaşıldığı durumlarda önem taşıdığını ifade etti.
Maas kararı "Türkiye’de bağımsız gazeteciliğe vurulan sert bir darbe" olarak nitelendirdi ve "Basın özgürlüğü temel bir haktır ve gazetecilik mesleğinin sadece yüksek kişisel riskler alındığında mümkün olması kabul edilemez. Bu, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile yükümlü bulunduğu basın özgürlüğü fikri ile bağdaşmıyor” dedi.
Pressefreiheit ist ein Grundrecht, sie darf nicht nur noch unter höchstem persönlichen Risiko möglich sein. Das ist jedenfalls nicht der Gedanke der Verpflichtung zu Pressefreiheit, die die #Türkei im Rahmen der Europäischen Menschenrechtskonvention eingegangen ist. (2/2) @RND_de
— Heiko Maas ???????? (@HeikoMaas) December 23, 2020
Almanya Gazeteciler Birliği (DJV) ise Dündar’a verilen hapis cezasını "barbarlık" olarak nitelendirdi. Gazeteciler Birliği Başkanı Frank Überall "Can Dündar, araştırdı ve yazdı. Bu iyi bir gazetecilik örneğidir ama suç değildir. Özgür ülkelerde bunlar için gazetecilik ödülleri verilir ama Türkiye'de zindanlar layık görülüyor" diye konuştu.
Überall, ayrıca hükümete de Almanya'da yaşayan Dündar'ı koruma çağrısı yaparak "Meslektaşımızın Türkiye'ye kaçırılması her şekilde engellenmelidir" dedi.
"Kontrol altına alınan adaletin göstergesi"
Sosyal Demokrat Parti (SPD) Federal Meclis Grubu İnsan Hakları ve İnsani Yardım Sözcüsü Frank Schwabe de Twitter hesabından yaptığı paylaşımda kararı eleştirdi.
Schwabe, "Can Dündar hakkında verilen karar Türkiye'de ürkütücü bir şekilde kontrol altına alınan adaletin göstergesidir. Kavala ve Demirtaş davaları nedeniyle Türkiye zaten Avrupa Konseyi'nden çıkarılmak üzere. Ne yazık ki Erdoğan, Türkiye'yi Avrupa"dan uzaklaştırıyor" ifadelerini kullandı.
Das Urteil gegen Can Dündar zeigt in erschreckender Weise die gesteuerte Justiz in der #Türkei. In den Fällen Kavala und Demirtas bewegt sich die Türkei bereits am Rande eines Ausschlussverfahrens aus dem Europarat. Erdogan steuert die Türkei weg von Europa.Leider. #CanDuendar pic.twitter.com/UFrkN0jz1q
— Frank Schwabe #FreeHozanCanê (@FrankSchwabe) December 23, 2020
Sosyal Demokrat Partili (SPD) Avrupa Parlementosu milletvekili Udo Bullmann da Twitter hesabından yaptığı paylaşımla Can Dündar'ın yanında olduğunu ifade etti. Bullmann, "Can Dündar ifade özgürlüğü kahramanıdır. Erdoğan'ın baskı politikaları başarısız olacak. Avrupa, Can Dündar'ın ve her koşulda açıkça düşüncelerini söyleyebilenlerin arkasında durmalı" dedi.
.@candundaradasi ist ein Held der freien Meinungsäußerung.#Erdoğans Politik der Verfolgung und Unterdrückung wird scheitern. Europa muss sich ohne Wenn und Aber hinter #CanDuendar und alle stellen, die ihre Meinung frei äußern. #Dündarhttps://t.co/k8aKZ8IClm
— Udo Bullmann (@UdoBullmann) December 23, 2020
Yeşiller Partili Cem Özdemir de "Araştırmacı gazeteciliği terör diye cezalandıranlar kendi suçlarını açığa çıkarıyor. Erdoğan gerçeklerden ne kadar korktuğunu gösteriyor. Arkadaşım Can Dündar'ın Almanya"dan yazmaya devam edebilmesinden dolayı mutluyum" ifadeleriyle karar tepkisini dile getirdi.
Wer investigativen Journalismus nicht aushält, sondern als Terror bestraft, entlarvt sich & seine Verbrechen vor allem selbst. Erdogan zeigt seine große Angst vor der Wahrheit. Bin froh, dass mein Freund @candundaradasi in Deutschland weiter schreiben kann. #Duendar #CanDuendar
— Cem Özdemir (@cem_oezdemir) December 23, 2020
Ne olmuştu?29 Mayıs 2015’te “İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar” manşetiyle yayınlanan MİT TIR’ları haberi hakkında “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme”, “siyasi ve askeri casusluk”, “gizli kalması gereken bilgileri açıklama”, “terör örgütünün propagandasını yapma” suçlamalarıyla soruşturma başlatıldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan MİT TIR'ları haberinin ardından TRT'de katıldığı canlı yayında isim vermeden Can Dündar'ı tehdit etti. Erdoğan, "Öyle zannediyorum bu özel haberi yapan kişi bunun bedelini çok ağır ödeyecek. Öyle bırakmam onu" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve eski Ankara Temsilcisi Erdem Gül, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek ve açıklamak" ile ''silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlarından 26 Kasım 2015’te tutuklandı. 25 Şubat 2016’da Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararı vermesininardından, Dündar ve Gül 26 Şubat 2016’da cezaevinden tahliye oldular. Kararın ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "Saygı duymuyorum, karara uymuyorum" dedi. Başsavcılıkça hazırlanan iddianameyi kabul eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 6 Mayıs 2016’da "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamak" suçlamasıyla Dündar'a 5 yıl 10 ay, Gül'e ise 5 yıl hapis cezası verdi. Dündar ve Gül’e "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlamalarından ise beraat veren Mahkeme, "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan dosyayı ayırdı. Duruşmanın görüldüğü gün, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde Can Dündar’a yönelik silahlı saldırı gerçekleştirildi. Saldırıda Dündar yara almazken, NTV muhabiri Yağız Şenkal bacağından yaralandı. Saldırıyı gerçekleştiren Murat Şahin, 10 ay hapis ve 4 bin 500 TL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme sanığa iyi hal indirimi uygularken, "teşebbüs aşamasında kalan eylem nedeniyle cezalandırılamayacağına" karar verdi. Dündar ve Gül'ün, "devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama" suçlarından verilen hapis cezası kararlarının Yargıtay tarafından 9 Mart 2018’de bozulmasının ardından yargılama İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2 Nisan 2018’de yeniden başladı ve mahkeme Dündar hakkında kırmızı bülten çıkartılmasını istedi. 17 Eylül'de görülen son duruşmada mahkeme, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine, yurtdışında bulunan Can Dündar’ın 15 gün içinde mahkemeye gitmemesi durumunda "kaçak" sayılarak tüm mallarına el konulmasına karar verdi. 7 Ekim'de görülen ara duruşmada mahkeme Can Dündar'ın tanınan sürede teslim olmaması nedeniyle mal varlıklarına el koydu. 14 Ekim'de görülen duruşmada mütalaasını veren savcı Dündar'ın "siyasal veya askeri casusluk" ile "terör örgütüne yardım etmek" suçlamasıyla 22 yıl 6 aydan 35 yıla kadar hapsini istedi. 4 Aralık'ta görülen duruşmada Dündar'ın avukatlarının reddi hakim talebi reddedildi. 23 Aralık'ta görülen ve Dündar'ın avukatlarının "Zaten belirlenmiş siyasi bir hükme hukuki meşruiyet kazandırma pratiğinin parçası olmak istemiyoruz" diyerek katılmadığı karar duruşmasında Dündar'a 'casusluk' ve 'silahlı terör örgütüne yardım' suçlarından 27 yıl 6 ay hapis cezası verildi. |
(HA)