Haberin Kürtçesi için tıklayın
“30 yıl önce yaptığımız hatayı tekrarlıyoruz. Türkiye’den gelen öğrencileri mevcut sınıflara değil ayrı sınıflara yerleştirdik. Halbuki Almanca öğrenmek ve entegrasyon için birlikte olmak gerekirdi. Türkiye’den gelen ilk kuşak öğrencileri kaybettik, bu Suriye’den ve Afganistan’dan gelenler için de öyle olcak.”
Berlin’de bir ilköğretim okulunda çalışan 30 yıllık öğretmen Friederike Terhechte-Mermeroğlu, mülteci çocuklara dönük eğitimi böyle anlatıyor.
Çalıştığı okuldaki 450 öğrencinin yüzde 60’ının evlerinde Almanca’dan başka bir dil konuşuluyor.
Terhechte-Mermeroğlu ile Suriye ve Afganistan’dan son iki yılda gelen mülteci çocuklara dönük eğitimdeki durumu ve sorunları konuşuyoruz.
Ayrı sınıflar
Okul, mülteci çocukların diğer okullara dağıtılmadan önce geldiği ilk durak. Terhechte-Mermeroğlu, dört sınıf olduğunu ve öğrencilerin burada üç hafta kaldıktan sonra başka okullara gönderildiğini anlatıyor.
Bu şekilde dört sınıf var. “Hoşgeldiniz sınıfı” deseler de, son durak olmamasından dolayı buranın pek de “gelinen” bir yer olmadığını belirtiyor.
Dört sınıftaki 42 öğrencinin çoğu Afganistan, Suriye ve Irak’tan, Rusya ve Romanya’dan da 4 öğrenci var.
Terhechte-Mermeroğlu, mülteci öğrencilerin ayrı sınıflarda eğitim görmemesi gerektiği düşüncesinde.
Öğrencilerin Almanca öğrenmesinin gerekliliğine karşın, ayrı sınıfta olmanın bunu engellediğini anlatırken, bir şekilde kendi sınıfına aldığı mülteci bir öğrencinin altı ayda Almanca’yı öğrendiğini söylüyor.
Öğrencilerin başka okulllara gönderilmesinin de hem onların adaptasyonu hem de arkadaşlık kurdukları diğer öğrenciler için yıpratıcı olduğuna dikkat çekiyor.
Öğrenciler, aileleri altı ay süre ile sığınmacılık başvurularına yanıt beklerken Terhechte-Mermeroğlu’nun koşulların iyi olmadığını söylediği kamplarda kalıyorlar.
Öğretmenler
Mülteci çocuklara eğitim verecek öğretmenlerin olmaması da başka bir sorun. Öğretmenlik eğitimi almayan kişilerin öğretmen yokluğu nedeniyle öğretmenlik yaptığını anlatıyor.
Bunun yanı sıra mevcut sınıflardaki öğretmenlerin de mülteci öğrencilere eğitim vermek için hazırlığının olmaması durumu var.
Terhechte-Mermeroğlu, okulda Almanca’nın öğretilmesi gerektiğini belitirken evde de anadilin mutlaka korunması gerektiğine dikkat çekiyor.
Eğitimin düzgün şekilde sağlanması için daha fazla hükümet yardımı ve insan gücü gerektiğini söylüyor. (BK)