3 Ekim Birlik Günü'nde, Almanya'da yaşayanların çoğunluğunun ülkenin gerçekten yeniden birleştiğine inanmadığını ortaya koyan bir anket eşliğinde söz alan siyasetçiler, Doğu Almanya'nın üveyliğine dikkat çektiler. Onların deneyimlerinin kıymetlendirilmesi ve ayrımcılığa karşı mücadelenin daha çok önemsenmesi çağrısında bulundular.
Başbakan Olaf Scholz: Doğunun deneyimleri asla unutulmamalı
Perşembe günü Almanya'nın yeniden birleşmesinin kutlandığı Schwerin'deki resmi Birlik Günü töreninde konuşan Sosyal Demokrat Şansölye Olaf Scholz "Birleşmeden sonraki yıllarda yaşanan çalkantı milyonlarca kişi için her şeyden önce bir çöküş oldu" dedi. "O ana kadar bildiklerinin ve yaşadıkları hayatın tümünün çöküşü, bilgilerinin, deneyimlerinin, hayatlarının, çalışmalarının değersizleşmesi oldu."
Scholz, tersine, bu deneyimlerin "asla unutulmaması veya halı altına süpürülmemesi" gerektiğini söyledi. "Bu muhtemelen tanık olduğumuz özgül bir ruh halinin - özgül bir kızgınlığın - ve bugün Doğu Almanya'yı karakterize eden siyasal kendine özgülüklerin nedenlerinden biridir."
Mecklenburg-Batı Pomeranya Başbakanı Sosyal Demokrat Manuela Schwesig de benzer görüşleri dile getirdi.
"Batı Almanya eyaletlerindeki çoğu insan için, Almanya'nın yeniden birleşmesinin sonucunda pek bir şey değişmedi," dedi, "ama Doğu Almanya'da bizim için, ailelerimiz için neredeyse her şey değişti."
Schwesig, bu deneyimler göz önüne alındığında, "başarılanların gene elden çıkacağı kaygısının Doğu Almanya'da daha belirgin olması anlaşılabilir," dedi.
Mecklenburg-Batı Pomeranya Başbakanı, "Doğu, beklentileri ve deneyimleri, tutumları ve yaşam planlarıyla farklılığını sürdürüyor" dedi ve bu farklılıkların geçmişte çok sık göz ardı edilmiş olduğunu hatırlattı.
Süre giden dezavantajlar
Doğu'da ücretlerin düşüklüğüne, varlıkların azlığına ve büyük şirketlerin bulunmayışına işaret eden Schwesig "kabul edemeyecekleri" dezavantajların süre gittiğini söyledi.
Die Linke'nin kurucularından Doğu Almanya kökenli Gregor Gysi de, Perşembe günü Politico'ya verdiği demeçte, "hala aynı iş için daha uzun saatler çalışmak ve daha düşük ücretlerle yetinmek zorunda kalan" Doğu'daki insanlar için dezavantajların süre gitmesini eleştirdi. "Aynı iş için aldıkları emekli maaşı da daha düşük" diye ekledi.
Gysi nüfusun yüzde 17'sini oluşturan Doğu Almanların yönetici kadroların sadece yüzde 7'sini aldıklarını söyledi.
Almanya'nın birleşmesi çok cılız
Törendeki konuşmaların arka planında, Bild gazetesinin Insa araştırma şirketine yaptırdığı, Almanların çoğunluğunun ülkenin hala birleşememiş olmasını eleştirdiğini ortaya çıkaran son anketteki bulgular yer alıyordu.
Perşembe günü yayınlanan ankete katılanların yüzde 56'sı Almanya'nın yalnızca kısmen ve cılız bir şekilde birleştiğine ya da hiç birleşmediğine inandıklarını dile getiriyorlardı.
Ülkenin güçlü bir şekilde yeniden birleştiğini düşünenler anketi yanıtlayanların üçte birininin biraz üstündeydi: Yüzde 38.
"Birleşik bir batı diye bir şey yok"
Gysi, "Almanya'nın birliğinin kurulması konusundaki derin hayal kırıklığı"nın da Doğu'daki farklı oy kullanma davranışlarını açıklayabileceğini söyledi.
Scholz, daha önce, doğu eyaletleri Saksonya, Thüringen ve Brandenburg'daki son eyalet seçimlerinin sonuçlarıyla ilgili olarak "Bu seçimlerde seçmenlerin üçte biri[nin] otoriter ve milliyetçi radikal siyaseti tercih [etmesinden]" duyduğu kaygıları dile getirmişti.
"Bu, tüm ülkemize - ekonomimize ve dünyadaki itibarımıza - zarar veriyor." diyen Scholz, yine de, siyasi merkez, "çeperlerdeki radikallerden çok daha geniş" diye eklemişti.
Ancak Scholz, doğu ile batı arasında farklılıkların hala sürmesinin sadece bir kusur olarak görülmemesi gerektiğine de işaret ediyor.
Scholz "Almanya'nın birliğinin, doğu bir gün batıyla tam olarak aynılaştığında - birleşik bir batı diye bir şey olmadığında - 'tam' olacağı fikri, birleşik bir Almanya konusunda bize hiç yardımcı olmuyor" dedi.
Şansölye, "[Bu,] sadece acı ve hayal kırıklığına neden oluyor, çünkü elde edilebilir olmadığı gibi arzu edilebilir de değil" diye ekledi. "İç çeşitliliğimiz bir eksikliğimiz değil, ülkemizin kendine özgü bir gücüdür."
(AEK)