Konu, 10. sınıftaki kızlarını ders programında yer alan sınıf gezisine göndermek istemeyen bir Müslüman ailenin okul idaresiyle mahkemelik olması üzerine kamuoyunun gündemine gelmişti.
Dinsel inanışları gereği böyle bir karar aldıklarını savunan anne-baba, mahkemede buna kanıt olarak da söz konusu "deve fetvası"nı göstermişler, hakimler de "madem dininiz öyle diyor, kızınızı bu geziden muaf tutuyoruz" yolunda karar alarak, okul idaresini haksız çıkarmıştı.
CDU-CSU'nun soru önergesinde, 1998'de Frankfurt merkezli Hessen İslam Cemaati (IRH) adlı örgütün, o dönemki başkanı Amir Zaidan'ın verdiği bu fetvasından haberdar olup olmadığı soruldu.
Zaidan, söz konusu "fetva"sında Müslüman kadın ve kızların, eğer yanlarında bir erkek akrabaları yoksa, yaşadıkları evden 81 kilometreden daha uzakta olan başka bir yerde gecelemelerini İslami kurallara aykırı bulmuş. Bu mesafe de bir deve kervanının 24 saatte kat edebileceği yol dikkate alınarak, tespit edilmiş.
"Ölüm fetvası"na 4 yıl hapis
Hükümet ise yanıtında "Almanya'da yaşayan Müslüman liderlerin verdikleri fetvalar"la ilgili olarak sistematik bilgilenmenin söz konusu olmadığını belirtti.
Fetvaların somut konularda İslam dininin uygun bulduğu davranışlarla ilgili olarak dini otoritelerin verdiği "tavsiyeler" olarak, "dinsel bilirkişi kararı" gibi anlaşılabileceğini açıklayan hükümet, bu konuda Müslümanlar arasına farklılıkların olduğunu vurguladı.
Söz konusu "deve fetvası" gibi bazı fetvaların Müslümanların çoğunluk toplumundan uzaklaşmasını teşvik amaçlı olduğunu açıklayan hükümet, bu konudaki en çarpıcı örneğin, Metin Kaplan'ın 1996'da verdiği "ölüm fetvası" olduğunu vurguladı.
Hükümet, önceki "halife" Cemalettin Kaplan'ın ölümünden sonra, babası gibi kendisini "halife" ilan eden Metin Kaplan'ın bu "makam"da iddiası olan rakibi Halil İbrahim Sofu'yla ilgili fetvası "suça teşvik" kapsamına girdiği için dört yıl hapis cezasına çarptırıldığını açıkladı.
Mahkeme, Kaplan'ın söz konusu fetvada "Bir halife olmasına rağmen, kendisini ikinci bir halife olarak ilan eden kişiye ne yapılır? Pişmanlığa davet edilir. Eğer bunu yapmazsa da öldürülür" sözleriyle, 1997'de Berlin'deki evinde maskeli üç kişi tarafından kurşunlanarak öldürülen Sofu'yu kasttiğine karar vermişti. Kaplan bu arada cezasını yattı ve çıktı, Sofu'nun katilleri ise halen yakalanamadı.
Kreuzberg'de şeriat propagandası
Muhalif milletvekillerinin hükümetten öğrenmek istedikleri bir başka husus da "Türkiye dışındaki en büyük Türk şehri" olarak tanımlanan Berlin'in Kreuzberg ilçesinde, aşırı dinci grup ve örgütlerin "Alman hukuk devletini yıkıp, yerine şeriat düzeni getirmek" yolundaki çalışmaları.
Hükümet ise yanıtında istihbarat teşkilatının bu grup ve örgütlerinin faaliyetlerini, şeriatın uygulanması hedeflerini bildiğini açıklamakla yetindi.
"Hükümet, Almanya'da İslami hukukun uygulandığı olayları biliyor mu?" sorusuna verilen yanıtta ise güvenlik birimlerince Almanya'da böyle bir durumun tespit edilmediği belirtildi.
Hükümet, "gizli şeriat mahkemeleri" tarafından "İslami cezalar"ın verildiğine ve bu cezaların infaz edildiğine (zina suçuna taşlanarak öldürülme, taciz ya da hırsızlık suçuna el kesme gibi) dair herhangi bir bilgi olmadığını vurguladıktan sonra, CDU'luların Welt am Sonntag gazetesine dayanarak verdikleri Kuzey İtalya örneğinin de doğrulanmadığını hatırlattı.
Çağdaş eğitim ve farklı kültürlere saygı!
Alman eğitimciler, "farklı kültür ve inançlara saygı"yla, çağdaş eğitimin temel ilkelerinin birbiriyle çatıştığı görüntüsüne neden olan "deve fetvası" benzeri durumlarda daha önce da karşılaşmışlardı.
1997'de İslam dininin çıplak insan resimlerine bakmayı kesin olarak yasakladığını savunarak, kızının okuldaki "cinsel aydınlanma dersi"nden muaf tutulmasını isteyen bir Türk veli, Berlin İdare Mahkemesi'nde görülen davada haklı bulunmuştu Hakimler, söz konusu öğrenciyi bu derse girmeye zorlamanın "anayasal olarak korunan hakların çiğnenmesi" olarak görmüştü.
Yine 1993'te ise, daha yüksek bir mahkeme, Federal Yüksek İdare Mahkemesi, kız-oğlan karışık beden eğitimi derslerinde Müslüman kız öğrencilerin başörtülerini çıkarmaya zorlanamayacağına karar vermişti. (GK/NM)
Yarın: Müslüman Kardeşler, Milli Görüş ve diğerleri