"İsviçre'ye ilk geldiğimde hiç Almanca bilmiyordum. Dilden yoksun olmanın, başkalarıyla anlaşamamanın anılarımda derin izleri vardır."
Bu sözlerin sahibi, Macar kökenli, İsviçreli yazar Melinda Nadj Abonji. Yazar "Güvercinler Yükseğe Uçar" (Tauben fliegen auf) romanıyla Alman Yayıncılar Birliği'nin bu yılki Edebiyat Ödülü'nü aldı. Ödül bu yıl aynı zamanda ilk kez İsviçre'ye verildi.
En iyi Almanca edebiyat ürünü seçilen romanın yazarı Nadj Abonji, anadili Almanca olmayan bir yazar. "Ben Zürih'te yaşayan Macar asıllı bir Sırp'ım ve Almanca'yı anadilim Macarca kadar seviyorum" diyor.
Tito Yugoslavya'sının küçük kenti Vojvodina'da, 1968 yılında doğan yazar, o dönem Sırbistan'da azınlık konumunda olan Macar bir ailenin çocuğu. Altı yaşında, ailesiyle birlikte İsviçre'ye göçmüş.
"İsviçre'de küçük bir köyde, ilk iki yıl babaannemin yanında yaşadım. Köyde bizim dilimizi bilen yoktu. Ben de onlarınkini bilmiyordum."
Nadj Abojin, dilden yoksun olmanın, başkalarıyla anlaşamamanın anılarında derin izler bıraktığını anlatıyor; çocukluğu dil sorunu nedeniyle sancılı geçmiş. İsviçre'de okula gittiği ilk yıllarda, dil bilmediği için okul tiyatrosunda ona "ağaç rolü" verilmiş. "Dilsiz ağaç" kendine has müzikal bir dil geliştiriyor sonra...
"Kendine has müzikal bir dil"
Nadj Abonji bir röportajında "Sizin için vatan ne demek?" sorusuna şu cevabı veriyor:
"Sürekli yollardayım. Beni bir yere, aslında hiçbir şey bağlamıyor. Ama vatan aynı zamanda dile bağlanıyor bir taraftan..."
Zürih Üniversitesi'nde eğitim gören yazar, uzun yıllardır Zürih'te yaşıyor. Yazarlığının yanı sıra enstrümansız şarkı söyleyen bir müzisyen olan Nadj Abonji'nin dilini eleştirmenler, "kendine has", "müzikal", "şiirsel" sözleriyle değerlendiriyor.
Frankfurt'taki tarihi Römer binasında düzenlenen ödül töreninde Alman Yayıncılar Birliği Jüri sözcüsü Julia Encke de Nadj Abonji'nin şiirsel diline vurgu yapıyordu:
"Daha önceleri hiç tanımadığımız bir sesi, bir yazarı keşfettik. Son derece şiirsel, aynı zamanda siyasi bir dili var."
Geçmişle yüzleşememiş Avrupa'dan kesitler
Nadj Abonji'nin üçüncü romanı "Güvercinler Yükseğe Uçar" kendi hayatından izler taşıyor.
Farklı etnik grupların yaşadığı eski Yugoslavya'nın bölünmesi, ailelerin göçe zorlanmaları romanda, küçük kız çocuğu İldiko'nun bakışından anlatılıyor.
Vojvodina'dan "bir bavulla" İsviçre'ye göçen Kocsi ailesi bir süre, çeşitli yerlerde işçilik yaptıktan sonra bir kafe açıyor. Kafenin müşterileri her gün artarken bir taraftan da küçük dükkan ırkçı saldırıların hedefi oluyor. Tito'nun ölümü, Yugoslavya savaşı ve ülkenin bölünmesi aile üyelerinin memleketteki akrabalarıyla yaptığı telefon konuşmalarından öğreniliyor.
Alman Yayıncılar Birliği, ödülü neden bu kitaba verdiğini açıklarken aslında kitabın günümüzde doldurduğu yeri de anlatıyor:
"Kitap geçmişi ile hesaplaşması henüz tamamlanmamış olan ve şu anda adeta bir yeniden doğuş yaşayan Avrupa'dan derin kesitler sunuyor." (SP)