İstanbul Teknik üniversitesi Taşkışla yerleşkesinde buluşan mimar, mühendis, hukukçu ve arkeologlar, antik kent Allianoi’nin geleceğini tartıştılar. Bergama’ya 18 km mesafede olan Roma döneminden kalma antik kent Allianoi’nin verimli olmayan bir baraj için feda olmasını engellemek üzere oluşan Allianoi Girişim Grubu'nun katkılarıyla dün (6 Aralık) düzenlenen panelin konuşmacıları arasında yüksek mimar Oktay Ekinci, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş ve Allianoi Girişim Grubu sözcüsü avukat Arif Ali Cangı’ydı. Panele arkeologlar da katıldı.
Ekinci: Kültürel mirası sular altında bırakmak insan haklarına aykırı
Ekinci konuşmasında Türkiye’de bir tepki oluşmamasını bir yana bıraktığını ama uluslararası tarih çevreleri ve kültürel mirası koruma derneklerinin bu konuya tepkisiz kalmasını anlayamadığını belirtti. Kültürel mirasların yok edilmesinin 1980’de imzalanan Uluslararası Kültür Sözleşmesi’ne de aykırı olduğunu söyledi.
Allianoi gibi bir kültürel mirasın sular altında kalmasının, insan haklarına da aykırı olduğunu belirten Ekinci, bu yıkımın sadece antik bir kenti değil, hukuk devleti kavramını da yıktığını ifade etti. Allianoi’yi sular altında bırakacak olan Yortanlı Barajı’nın yasadışı bir inşaat olduğunu söyleyen Ekinci, bu yıkımın demokrasiyi de çiğnediğini vurguladı.
Ekinci, ekonomistlerin de bu konuda "suya sabuna dokunmadığını", baraj yapımını meşrulaştırmak için “ekonomik kalkınma” bahanesini kullanan Devlet Su İşleri'ne (DSİ), hiçbir ekonomistin karşı çıkmamasının bilimselliğe aykırı olduğunu belirtti. Ayrıca enerjinin toplumun ortak çıkarları için gerektiğini, baraj yapımı için toplumsal belleğin yok edilmesininse çok çelişkili olduğuna dikkat çekti.
Göltaş: Önce varolan enerji santralleri tam verimle kullanılsın
Elektrik Mühendisleri Odasının dışa bağımlı enerjiye karşı olduğunu belirten Göltaş, enerjiye yapılacak yatırımın verimli olması gerektiğini, enerjinin depo edilemeyeceğini ve üretildiği anda tüketilmek zorunda olduğunu anımsattı. Hasankeyf’in de Allianoi’nin de aynı konumda olduğunu söyleyen Göltaş, Türkiye’deki yenilenebilir enerji kaynaklarının hala verimli bir biçimde kullanılmadığına dikkat çekti.
Göltaş’ın verdiği bilgiye göre, hidrolik ve kömür kaynakları hâlâ üçte bir oranında kullanılıyor. Türkiye santrallerinde 3 milyar doları bulabilecek bir tasarruf potansiyeli olduğunu söyleyen Göltaş, 2006'da 160 milyar kw/saat enerjinin sadece 40 milyar kw/saatinin kullanıldığını, Hasankeyf veya Allianoi’nin suya boğulması yerine, önce bu varolan enerjinin tüm verimiyle kullanılması gerektiğini ifade etti.
Hiç yayınlanmayan belgesel
M.Ö 2000'li yıllara kadar kalıntı bulunan Allianoi’nin, aslında 2001 yılında İzmir Koruma Kurulu kararıyla sit alanı ilan edildiğinin, 2004'te bu kararın yenilendiğinin, fakat 2005’teyse DSİ'nin girişimiyle bu kararın bozulduğunu raporlarları göstererek söyleyen avukat Cangı, Allianoi’nin yıkılmasına göz yumulmayacağını belirtti.
Ayrıca TRT’nin Allianoi belgeseli çektiğini, yönetmenliğini Şirin Sümer’in yaptığı belgeselin hiç yayımlanmadığını da konuşmasında belirten Cangı, verimi olmayan bir baraj için M.Ö 2000'lere dayanan bir tarihin yok edilmesinin "planlı bir cinayet"ten başka bir şey olmadığını belirtti. (NY/TK)