Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin daha önce yargılanan ve hüküm giyen 5’i polis 12 kişinin yargılandığı davada bugün üçüncü duruşma başladı.
Fail Ogün Samast’ın dosyasının da eklendiği davada sanıklar İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı.
İlk duruşması 14 Haziran, ikinci duruşması ise 20 Eylül’de görülen davada Samast "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek", diğer sanıklar ise Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, kasten öldürme, silahlı terör örgütü üyeliği (FETÖ) ile ihmali davranışla kasten insan öldürmekle suçlanıyor.
Yargılanan isimler
Adem Sağlar, Ahmet İskender, Ali Fuat Yılmazer, Erhan Tuncel, Ersin Yolcu, Faruk Sarı (firari), Ramazan Akyürek, Tuncay Uzundal, Yahya Öztürk (firari), Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz ve Ogün Samast
Beşikdüzü Cezaevi’nden duruşmaya katılan Zeynel Abidin Yavuz’un arkasında Türkiye Cumhuriyeti bayrağı asılı olması dikkat çekti. Normalde SEGBİS görüşme odalarına bayrak asılması gibi bir uygulama bulunmuyor.
Yılmazer: Samast’ın hakkımdaki beyanları şaibeli
İlk olarak söz alan Ali Fuat Yılmazer, Muhittin Zenit’i yalan ifade vermekle suçladı. Ogün Samast’ın hakkındaki beyanlarının şaibeli olduğunu iddia etti. Şunları söyledi:
2015’te hazırlanan iddianame kapsamında yargılandım. Mahkumiyetime karar verildi, kesinleşti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Hrant Dink cinayetinde etkin soruşturma yürütülmediği üzerine ihlal kararı verince bu dava açıldı.
AİHM’de alınan karar İstihbarat Daire Başkanlığı yönünden alınan bir karar değildir. Yeni bir delil ortaya çıkmadıkça yeni bir kamu davası açılamaz. AİHM bizim yönümüzden bir ihlal tespit etmemiş olmasına rağmen biz hukuksuz bir şekilde bu davaya dahil edildik.
Ancak Trabzon ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, Hrant Dink cinayetinin planlandığından ve yakın zamanda gerçekleştiği bildikleri halde harekete geçmediler.
Ogün Samast’ın hakkımdaki beyanları şaibeli. Cezaevi sürecinde böyle beyanlar alınabilir. Fakat bu kadar yıl sonra Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast beyanlarını niye değiştirdiler diye merak etmek gerekmez mi?
Benim Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’le bir iletişimim var mı, yok mu? Savcılığın bu iddianın doğruluğu araştırması gerekmez mi?
Ben cinayetin azmettiricisi olmuşum ama tüm iddiaların aksini ispatladığımı düşünüyorum.
Ben hayatımda Trabzon’a hiç gitmedim. Sadece, ikisi de devrem Engin Dinç ve Faruk Sarı dışında kimseyle buluşmadım. Trabzon’da yargılanan sanıkları ben bu dava sürecinde tanıtım.
Cinayetten sonra Engin Dinç’in yönlendirmesiyle Muhittin Zenit’i aradım. Erhan Tuncel’i ona sordum.
Samast Trabzon'da
Ogün Samast, duruşmaya bağlanmak için Trabzon Akçaabat Adliyesine geldi. Mahkeme başkanı SEGBİS bağlantısının yenilenmesi için duruşmaya ara verdi.
Aradan sonra Ali Fuat Yılmazer konuşmaya devam etti. Daha önceki yargılanmasında suçlamalara yanıt verdiğini, ortada yeni bir delil bulunmadığını söyleyen Yılmazer “Savcılık suçu bize yıkma gayretinde görülüyor. Bu ideolojik bir tavırdır” diyerek yargılamanın siyasi olduğunu iddia etti. Ardından şunları söyledi:
"İstihbarat bilgisi İstanbul’a eksik gitmedi. 'Ses getirecek eylem' ifadesinin şiddet içerdiği açık. Ancak Trabzon’dan gelen evrak C Şube Müdürü olarak bana arz edilmedi. Deliller de bunu söylüyor.
Hrant Dink belli merkezlerce vatan haini diye lanse edildi. Valiliğin Hrant Dink'e koruma vermesinin özel bir nedeni var. Hrant Dink’in korunması İstanbul Valiliği'nin yetkisindeydi. İstanbul İstihbarat Şube'nin Hrant Dink’e yönelik tehdidin farkında olmadığı düşünülebilir mi? Sahte tahkikat evrakı düzenlenmiş. Buna rağmen İstanbul’daki yetkilileri suçlayan yok.
Hrant Dink bir yazısı üzerinden Türklüğe hakaretten mahkum ediliyor ve ne yaparsa yapsın üzerine yapışan bu durumdan kurtulamıyor. Hassasiyetleri istismar edilebilecek insanlara, bu yönlü propagandalarla cinayet işletiliyor. Azmettiricileri belli bu cinayetin, her biri ispatlı. Ne yazık ki mahkemelerde yargılanmadılar. Gerçek azmettiriciler gerçek katilleri ilk iddianameyle bir kenara itildiler.
Koruma kararı almadığı için en büyük görev kusuru İstanbul'da. Trabzon'dan bir yazı gelmiş. Bu ortadayken İstanbul'a 'Niye bu adamı korumadınız' diyen yok. İstanbul bu katili yakalamaya mı çalışıyor yoksa koruyup kollamaya mı çalışıyor?
İstanbul Emniyeti yetkilileri Hrant Dink’in katilini yakalamaya değil korumaya çalıştı. Katilin fotoğrafının yayınlanmasını engellemeye çalıştılar. Bu siyasi bir cinayetti ve arkasında örgütlü bir yapı olduğu açıktı. İstanbul o süreçte bizimle bağlantıyı kesti. Bizim ısrarımız üzerine tetikçinin fotoğrafını paylaştı.
Cinayetin gerçek suçluları tetikçilerden ibaret değil. Onları yönlendirip kullananlar var. Bu cinayeti gerçekten planlayanlar ve hazırlayanlar var ki onlar bu davada yoklar. Celalettin Cerrah bizi sabote etmeye çalıştı.
Mahkeme duruşmaya öğlen arası verdi. Aradan sonra Ogün Samast'ın avukatı Raşit Hodo, iddianamenin kendilerine ulaşmadığını belirterek süre talebinde bulundu. Ayrıca Samast’ın duruşmadan vareste tutulmasını istedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı Ogün Samast'a iddianameyi alıp almadığını sordu. Samast'ın iddianameyi bugün aldığını söylemesi üzerine mahkeme Samast'ın iddianameye karşı hazırlık yapması için süre verdi. Ardından Ogün Samast SEGBİS bağlantısından ayrıldı.
Fotoğraf: Hakan Burak Altunöz / AA
Ali Fuat Yılmazer'den sonra da Ersin Yolcu dinlenmeye başladı. Yolcu "Pelitköy’den arkadaşlar dışında sanıkların hiçbirini tanımam. FETÖ ile ilişkim yok. Adli kontrol aşamasında imza kaçırmadan kurala uydum. Tahliyemi istiyorum" dedi.
Savunmaların ardından mahkeme duruşmayı bitirdi. Bir sonraki duruşma için 6 Mart’a gün verdi. Bu duruşmada Ogün Sanast iddianameye karşı savunma yapacak.
(HA)