bianet'e bilgi veren İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Yusuf Alataş, "İnsanlar 'Sokakta kendimizi güvenlikte hissetmiyoruz' diyorlar" dedi.
Mülki idare amirleri, yerel yöneticiler, siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin (STK) temsilcileriyle görüşen heyet, bugün (23 Kasım) öğe saatlerinde bir basın açıklaması yaptı.
Heyette, Alataş'ın yanı sıra İHD'den Nejat Taştan, Mihdi Perinçek, Necibe Güneş; İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği'nden (MAZLUMDER) Cavit Özkaya ve Ayhan Bilgen; gazeteciler Perihan Mağden, Pınar Selek ve Aydın Bolkan bulunuyor.
Alataş, halka açık yaptıkları açıklamada, şu konuları dile getirdiklerini söyledi:
* Olay lokal değil.
* Topyekun bir güvenlik anlayışının ve bu anlayıştaki bozukluğun bir sonucu.
* Bölgede insanların yaşam hakkı ve güvenlik içinde olma hakkı güvence altında değil.
Alataş, "Hükümetin açıklamaları her ne kadar olumlu da olsa, uygulama bizi tatmin etmiyor; kaygı uyandırıyor" dedi.
"Bölgedeki yapıtaşlarının hiçbiri yerinden oynatılmış, yetkililer görevlerinden uzaklaştırılmış değil. Oysa kanıtları bunlar toplayacak."
"Demokratik devlet Hakkari'de yürümüyor"
Hakkari'de 30'a yakın STK'nin temsilcileriyle görüştüklerini söyledi:
"Çok farklı siyasi görüşlerden örgütler bunlar. Fakat, hepsi aynı görüşte: Güvenlik güçlerinin yaklaşımı yaşam hakkını güvence altına almaya yönelik değil. Tam tersine tahrik etme unsuru var. Demokratik devlet burada yürümüyor."
"Duyduklarımız, emniyet güçlerinin tümüyle özerk gibi davrandığını gösteriyor. İlk kez Hakkari'de, polisin olaylar öncesinde taş toplayarak hazırlık yaptığını duydum. Sapanlarla halka taş atıldığı iddiaları var. Can güvenliği olmadığını için konuşamayan insanlar olduğunu duyduk."
Alataş, ile giriş çıkışta sürekli aramaların olduğunu da dikkat çekti; "Reformlar Hakkari'de günlük yaşama yansımış değil" dedi.
"Gelen yöneticiler manipüle edilmek isteniyor"
Alataş, görüştükleri mülki idare amirlerine dair, "Net bir şey söylediklerini söyleyemem" diyor.
"Özellikle Vali, neredeyse her soruya görev alanımda değil, savcıya veya müfettişe soracaksınız, diye yanıt verdi. Somut, olumlu ya da olumsuz bir şey söylemedi.
"Şemdinli Kaymakamı bütün söylediklerimizi dinledi. Olayların soruşturulduğunu, üstünün kapatılmadığını, elinden geleni yapacağını, sivil topluma açık, yakın olduğunu söyledi.
"Ama amirler yürütmeyi ne derecede etkileyebiliyor; asıl soru bu."
Alataş, Başbakan Erdoğan da dahil olmak üzere, Hakkari'ye gelen yöneticilerin manipüle edilmek istendiğini söyledi.
"Gelen devlet yöneticilerinin ilk muhatapları vali, emniyet ve askeriye oluyor. Askeriye asıl mağdurun kendileri olduğu izlenimini yaratmaya çalışıyor. Güvenlik mensuplarının ailelerinin tehdit altında olduğu anlatılıyor; ama buna dair hiçbir kanı yok. Gösterilerle ilgiliyse 'örgütlü direniş var' izlenimi yaratmaya çalışıyorlar."
"Bütün kurumlar devleti korumaya kurgulanmış"
Alataş, Hakkari Ağır Ceza Makemesi'nin Yüksekova çetesi davasında verdiği karara da değindi; "Ülkede yargı, Şemdinli, Susurluk, Yüksekova gibi konularda etkin, yeterli, objektif görünüm arz etmiyor" diye yorumladı ve ekledi:
"Devletin bütün kurumları, yasama, yürütme yargı, devleti korumaya kurgulanmış durumda."
Hakkâri Ağır Ceza Mahkemesi, 'üniformalı çete' diye bilinen Yüksekova dosyasında beraat kararı verdi. Ceza alan tek tutuklu itirafçı Bilgiç de tahliye oldu. (TK)