4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasanın amacı nedir?
4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Yasa ile aile içerisinde şiddete maruz kalan bireylerin Mahkeme kararıyla, yasada belirtilen tedbirlerden bir yada bir kaçına hükmolunmak suretiyle, korunması amaçlanmıştır. Yani bu yasa ile evlilik devam etmekte iken, boşanma talebi ve kararı olmaksızın aile içerisinde şiddete maruz kalan diğer eşin, çocukların veya öteki aile bireylerinin, yasada belirtilen tedbirlerin, olayın niteliklerine göre mahkemece kararlaştırılıp uygulanması suretiyle korunması amaçlanmıştır. Mahkeme ile kastedilen Aile Mahkemesidir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesi Aile Mahkemesi sıfatıyla bu davalara bakar.
Yasa hangi tedbirleri öngörmektedir?
Yasada belirtilen tedbirler kusurlu eşin;
* Diğer eşe, çocuklara veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik davranışlarda bulunmaması,
* Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer eşe ve varsa çocuklara tahsisi ile diğer eş ve çocukların oturmakta olduğu eve veya iş yerlerine yaklaşmaması,
* Diğer eşin, çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,
* Diğer eşi, çocukları veya aynı çatı altında yaşayan aile bireylerini iletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesi,
* Varsa silah ve benzeri araçlarını zabıtaya teslim etmesi,
* Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak ortak konuta gelmemesi veya ortak konutta bu maddeleri kullanmaması şeklinde sayılmıştır.
Ayrıca hakim gerekirse mağdurların yaşam düzeylerini göz önünde bulundurarak tedbir nafakasına da hükmeder.
Yukarıda sayılan tedbirler ne zamana kadar uygulanır, bir süre var mıdır?
Bu tedbirlerin uygulanması için öngörülen süre maksimum altı aydır. Tedbirlerin daha az bir süre, örneğin üç ay uygulanmasına Mahkemece karar verilebilir. Bu sürenin dolmasından sonra şiddet hala devam ediyorsa, başvuruda bulunup Mahkemeden tekrar karar almak gereklidir.
Mahkemece verilen tedbir kararının uygulanması nasıl takip edilir?
Tedbir kararının bir örneği Mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. Cumhuriyet Başsavcılığı tedbir kararını zabıtaya bildirir ve zabıta aracılığı ile kararın uygulanmasını takip eder.
Karşı tarafın Mahkemece hükmedilen tedbirlere uymaması halinde ne olur?
Mahkeme kararı ile hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hürriyeti cezaya hükmedileceği hususu kusurlu eşe ihtar olunur. İhtara rağmen kusurlu eş hükmolunan tedbirlere uymazsa zabıta, ayrıca mağdurların şikayet dilekçesi vermesine gerek kalmadan, kendiliğinden soruşturma yaparak, durumu Cumhuriyet Başsavcılığına bildirir.
Savcılık Mahkeme kararına uymayan eş hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar. Mahkeme kararına aykırı davranan eşin fiili başka bir suç oluştursa dahi ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Örneğin mahkeme kararıyla belli bir süre evden uzaklaştırılan eş, karara uymayıp eve giderse ve eşine yada çocuğuna şiddet uygulayıp yaralarsa, hem uzaklaştırma kararına uymayıp eve gitmesi nedeniyle cezalandırılır hem de yaralama suçundan ayrıca cezalandırılır.
Yasada belirtilen tedbirlerden yaralanmak için nasıl başvuru yapılır?
Şiddete maruz kalan kişi kendisine en yakın karakola giderek başvuruda bulunabileceği gibi savcılıkta da talepte bulunabilir veya bir avukatın hukuki yardımından yararlanarak avukat aracılığı ile başvuru yapabilir.
Diyarbakır'da yasanın uygulanışı nasıldır? Kadınlar şikayet edebiliyorlar mı?
Diyarbakır'da kadınların yaşadığı şiddetle kıyaslandığında, önlem olarak bu yasanın uygulanışının az olduğu söylenebilir. Bunun çeşitli nedenleri vardır.
Yasanın vatandaşlarca bilinmemesi önemli bir nedendir. Örneğin Diyarbakır'da, yasanın yürürlüğe girdiği ilk yıllarda, bu konuda açılan davalar mağdur talebi ile değil de Cumhuriyet Savcılığının ihbar ve talebi üzerine açılan davalardır.
Diğer bir neden şiddete uğrayan kadınların ilk başvurdukları yer olan karakollardaki, bunun aile içi bir sorun olduğu, kendilerinin karışamayacağı, şeklindeki olumsuz yaklaşımdır.
Kadınlarla yapılan görüşmelerimizde, kadınların verilen tedbir kararlarının kalıcı bir çözüm getireceğine inanmamaları, tespit ettiğimiz bir diğer husustur. Hatta bir çoğu uygulanan tedbir süresinden sonra şiddetin dozunun artabileceğinden kaygılılar.
Yine kadının ekonomik özgürlüğünün olmaması, kalabilecekleri yeterli sayıda ve kapasitede sığınma evlerinin olmaması da başvuru sayısının az oluşunun bir sebebidir.
Kadının genelde insan hakları, özelde kadın hakları konusunda eğitimsiz ve bilinçsiz olması, toplumsal değerler ve baskılar, toplumun kadına bakış açısı da kadının şiddeti açıklamasının, daha da ileri gidip şikayet konusu yapmasının önündeki engellerdendir.
Başvuruda bulunan kadınların sosyo-kültürel durumu nasıldır?
Başvuruda bulunan kadınların daha çok ekonomik yönden zayıf, sosyo-kültürel durumu düşük kesimden geldiği gözlemlenmiştir.
Yasa şiddet mağdurları için tam bir koruma sağlıyor mu?
Yasanın şiddet mağdurlarını tam olarak koruduğu söylenemez. Bunun hem yasadaki eksik düzenlemelerden kaynaklanan hem de uygulanmasından kaynaklanan sebepleri vardır.
Örneğin yasa şiddet uygulayandan söz ederken "kusurlu eş" ibaresini kullanmaktadır. Oysa ki tüm Türkiye'de olduğu gibi Diyarbakır'da da geniş aileler mevcuttur ve kadının öteki aile bireylerinden gördüğü şiddet nedeniyle yaptığı başvurular bazı yasa uygulayıcıları tarafından bu sebeple reddedilebilmektedir.
Uygulamada yaşanan en önemli sorun tedbir kararlarının derhal verilmemesidir. Yakın ve ciddi bir şiddet tehdidi altında olan kadın için yaptığımız başvurular için üç beş ay sonraya duruşma günü verilmiş olması uygulamada karşılaşmış olduğumuz sorunlardandır.
Bir diğer önemli sorun tedbir kararının verilebilmesi için şiddete dayalı bir fiziksel bulgunun veya bir doktor raporunun aranmış olmasıdır. Bu husus öteki şiddet türleri ile yakın ve ciddi bir şiddet tehdidi altında olma durumu açısından uygulamada sıkıntı yaratmaktadır.
Tedbir kararlarının uygulanması takip edilmemektedir. Tedbir kararına rağmen kadınların yeniden şiddete maruz kalarak yeniden başvuruda bulundukları gözlemlenmektedir.
Tüm anlatılanların yanında ayrıca, başvuruda bulunan kadınların bir çoğunun daha sonra eşiyle anlaşmak suretiyle şikayetinden vazgeçmesi yada davasını takip etmemesi de yasanın etkinliği açısından olumlu gelişmelerdir.(AD/EÖ)