Toplantıda konuşma yapan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, "Ahmet Tulgar ile Dayanışma Toplantısı"nda yaptığı açıklamada, "TCK'nun getirdiği kısıtlamalara adapte olmak değil, basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını zorlamak, gazetecilik meslek ilkeleriyle uymayan hükümlerin üstüne üstüne gitmek olmalı" dedi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Cengiz Erdinç de, "sansüre izin vermeyerek onurlu şekilde istifa eden" Tulgar'ı kutladı.
Aktivistler yazar Tulgar'a destek verdi
78'liler Girişimi, Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Uluslar arası PEN Türkiye Merkezi ile İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin de desteklediği toplantıda, TGS Başkanı İpekçi, "sansür uygulamasına karşı direnme hakkını kullanma cesaretini gösterdiği" için kutladı.
Türk medyasında devlet sansürünün yanı sıra patron ve editör sansürünün de bulunduğunu söyleyen İpekçi, aylardan beri, yeni TCK'nun gazetecileri oto-sansür ve hapis makasında sıkıştırdığını anlatmaya çalıştıklarını bildirdi.
TCK yüzünden medya yöneticilerinin, gazetecilere, neleri yazıp neleri yazamayacaklarını içeren bilgi notları dağıtmaya hazırlandıklarını ifade eden Sendika Başkanı, Hukuk danışmanlarının da medya editörleri ve gazetecilere adeta ince ayar seminerleri verildiğini açıkladı.
İpekçi, "Hiç kimse gazetecilerin eskisinden daha özgür olduğunu söyleyemez. Bu kanun, yalan ve hakaretlerle dolu yozlaşmış yayınlar ile dezenformasyon amaçlı yayınların sona erdirilmesini sağlamaz. Kanun, büyük ölçüde, gerçek bilginin halka ulaşmasını engelleyecek, halkın haber alma hakkını ortadan kaldıracak" dedi.
"Siz de haberleri nokta nokta olarak verin" demenin sansür uygulanmasını istemek olduğunu savunan İpekçi, "küfür varsa nokta nokta verirsiniz; kişiler hakkında kullanılan eleştiri niteliğindeki sıfatların nokta nokta verilmesi sansürdür" diye konuştu.
"Gazeteci gerçek bilgiyi aktarmakla yükümlüdür"
"Kıbrıs ile ilgili haberleri görmeyin, terörle ilgili haberleri görmeyin" demenin sansüre arka çıkmak olduğunu iddia eden İpekçi, "Gazeteci, meslek ilkeleriyle bağlı kalmak kaydıyla her türlü gerçek bilgiyi aktarmakla yükümlüdür" şeklinde konuştu.
Meselenin bir de medyanın kendi içinde uyguladığı oto-sansür yanı bulunduğunu söyleyen İpekçi, "Patronun sermaye gücü karşısında bireysel olarak korumasız olan gazeteci, medya sahiplerinin doğrudan veya editörler aracılığıyla dolaylı olarak uyguladığı oto-sansürün esiri" dedi.
Gazetecilik meslek ilkelerine aykırı yayın yapılması için patron veya sorumlu müdürlerin uyguladığı baskıya karşı gazetecinin "direnme hakkı"nı kullanmasının fiilen mümkün olamadığını açıklayan İpekçi, gazetecilerin, maruz kaldığı baskıları, uygulanan sansürleri yıllar sonra ancak anılarında anlatabildiklerini söyledi.
Sınırlı sayıda gazeteci, işsiz kalmayı göze alarak, sansür ve oto-sansüre karşı direnme cesareti gösterdiğini ifade eden İpekçi, "İşte 78'liler kuşağından Ahmet Tulgar, sansür uygulamasına karşı direnme hakkını kullanma cesaretini gösterebilen ender gazetecilerden birisi oldu" dedi.
"Gazetecilik ilkelerinden taviz vermek, mesleğimizin saygınlığını daha da azaltacaktır" diyen İpekçi, buna izin verilmemesi gerektiğini açıkladı.
ÇGD : Her türlü sansüre karşıyız
ÇGD İstanbul Şubesi, üyeleri Ahmet Tulgar ile ilgili, "Onurlu İstifaları Alkışlıyoruz!" açıklaması yaptı.
ÇGD açıklamasında "Her gün pek çok köşe yazarının, yazılarına müdahale edilmediği gerekçesiyle patronlara ve yayın yönetmenlerine teşekkürlerine tanık olduğumuz ülkemizde Tulgar'ın istifası önemli bir uyarıdır. Her türlü sansüre karşı olduğumuzu yineliyor, Tulgar'ın yayında olduğumuzu belirtiyoruz" denildi. (EÖ/EÜ)