"Avrupa Hareketi 2002" girişimi kurucularından, Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Cengiz Aktar, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 24-25 Ekim'de Brüksel'de yapılacak AB Zirvesi'nde kesinleşmesi beklenen "2004'te AB'ye üye olacak ülkeler" listesinin dışında bırakılacağı yönündeki açıklamayı bu sözlerle değerlendirdi.
Çözümsüzlük üzerinden bir zafer
Aktar, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin AB'ye alınmayacağı yönündeki açıklamanın "Türkiye'de bir zafer havasıyla duyurulmasını yadırgadığını" söyledi:
"Bu olsa olsa bir Pirus zaferidir. Kazananın olmadığı, çözümsüzlük üzerinden bir zafer..."
"Bölünmüş Kıbrıs"ın bu haliyle AB'ye alınmayacağını Birlik yetkililerinin daha önce de dile getirdiğini hatırlatan Aktar, Bianet'in sorularını yanıtladı:
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin "2004'te AB'ye üye olacak ülkeler" listesinin dışında bırakılacağı ilk kez resmi bir ağızdan açıklandı. Bunun nedeni ve sonuçları nelerdir?
AB'nin bu konudaki, yani bölünmüş bir adanın üyeliğiyle ilgili hassasiyeti yeni değil. 15'lerden bazıları, özellikle Hollanda bunu epeydir dile getiriyor. Çünkü, eğer Güney üye alınırsa, AB çok çetin bir sorun ithal etmiş olacak.
Diğer taraftan Güney'in alınması ile Türkiye'yle müzakerelerin başlaması kararı aynı zirvede alınacak. Şu sıralarda Avrupa bunu dengelemeye çalışıyor. Bu haber, "tamam artık Rumlar alınmıyor" anlamına gelmiyor. Bunlar, süre gelen ikili müzakereleri -ki bir sonraki evresinde New York'a taşınacak- hızlandırmayı amaçlayan küçük demeçlerdir. Başka türlü yorumlamamak lazım.
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin üyeliği Türkiye'yi nasıl etkiler?
Güney'in üye ilan edilmesi elbette Türkiye'ye ve Türkiye'deki seçimlere menfi yansır ama, gazetelerin unuttuğu şu, aynı şekilde Türkiye ile müzakerelere başlama kararının verilmemesi de Türkiye'ye menfi yansır. Yani, burada sadece Rum veya Yunan tarafı değil, her iki taraf da sıkışmış durumda.
Kıbrıs'ta çözüm olsa da olmasa da Yunanistan'ın tavrı belli. Yunanistan, "Eğer Kıbrıs girmiyorsa, kimse girmiyor" diyor. AB, böyle bir ikilem karşısında Güney'i almak zorunda kalırsa, kılıfına uydurup Türkiye ile müzakerelere de aynı karar içerisinde başlaması gerekir. Hem Güney'i alıp Türkiye ile müzakerelere başlamamazlık edemez.
Kıbrıs'taki durum nasıl?
Türkiye'deki siyasi belirsizlik her seferinde Denktaş'ın Şahin duruşuna yaramıştır. Şimdi de aynı şey oluyor. Ama umuyorum ki, oradaki -ve katiyen çoğunlukta olmayan- bir grup Kıbrıslı Türk 68 milyon Türkün istikbaliyle oynamasın.
Herkes son dakikada dahi bir çare bulunmasını ümit ediyor tabii. Şöyle bir yanı da var, Kıbrıs'ın kuzeyi yani Türk tarafı "Tamam biz kabul ettik bu bize uygundur ve hep birlikte AB'ye girmeye razıyız" dediği andan itibaren dahi Kıbrıs hemen üye olamayacak. Çünkü, Kuzey tarafı AB için hiçbir hazırlık yapmadı. Önce onun hazırlıklarını tamamlaması gerekecek. (BB/NK)