* Fotoğraf: Ali Balıkçı – Ankara / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında 7. gününde Barış Pınarı harekatıyla ilgili konuştu.
Kürsüden orduyu ve gençleri asker selamıyla selamlayan Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben, Millet İttifakının operasyonu desteklediğini hatırlattı ve “Böyle bir dönemde siyasi hesaplardan uzak kalın da milletimiz uzun zaman sonra kavuştuğu beraberlik ruhunun farkına varabilsin” dedi.
Akşener’in harekatla ilgili açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“Devletler işe psikolojik harekâtla başlar”
“Devletler bu tür hareketler öncesinde işe psikolojik harekât, iletişim ve diplomasi boyutuyla başlar. Dostunuz Trump bile, 'Kürtlerle Türkler yüzyıllardır savaşıyor' diyorsa, durup düşünmelisiniz. Biz ha bire anlatıyoruz ama bir şey anlamıyorlar demek bize bir şey kazandırmaz.
“Bir taraftan Cumhurbaşkanlığı'nın iletişim başkanlığı yabancı basına makaleler yazıp bu harekâtı IŞİD'le mücadelenin liderliği diye tamamlıyor, diğer taraftan bizzat Sayın Erdoğan milletimize YPG-PYD-PKK ile mücadele diye tarifliyor, aportta bekleyenler de bu çelişkinin üzerinde tepiniyor.
“Dünyayı haklılığımıza ikna etmekle sorumlu olan dışişleri bakanınız üniformalı fotoğraf paylaşıp şov yaparsa derdinizi anlatamazsınız.”
“Müslüman kardeşler açıkça ve cömertçe desteklendi”
“Arap Baharı ile yükselen İhvancı anlayışın kahire öğretisini bölgede egemen olacağı var sayılması üzerinden Türkiye'nin milli menfaatleriyle kumar oynandı. Suriye'de Esad'ın Batı'nın desteğiyle çabucak devredileceği var sayıldı, bu durum AK Parti'nin Suriye'de kendisini gibi bir iktidar oluşacağına inanmasına, bunun hamiliğine talip olmasına sebep oldu.
“Bu hata yalnızca Suriye ile sınırlı kalmadı. Mısır'da Müslüman kardeşler açıkça ve cömertçe desteklendi. Türkiye ile uzun yıllar dostane ilişkiler yürüten Kaddafi'nin devredilmesine ortak olundu. Bunlar ideolojik bağlantılarla alınmış kararlardı ve sonuçları düşünülmedi.
“Türkiye'nin Suriye politikasını bir cümle ile anlatmak mümkün; Suriye'nin toprak bütünlüğü için Suriye devletine karşı Suriye’yi parçalayanlarla birlikte mücadele ediyoruz. Bu cümle ne kadar tutarlıysa son 10 yıldır yürütülen Suriye politikası da o kadar tutarlıdır. Sonuçlarını da hep beraber yaşıyoruz.
“Geriye iki seçenek kaldı”
“Bazen ikinci en iyi senaryoyu seçmek durumunda kalırsınız. Bugün geriye iki seçenek kaldı. Ya Esad'la temasa geçip Suriye'yi normalleştireceği ya da Suriye'nin parçalanmasına seyirci kalacağız. Ya Suriyeli sığınmacıları evlerine güven içerisinde göndereceğiz ya da her yıl daha fazla Suriyeli sığınmacıya bakmak zorunda kalacağız.
“Hükûmete sesleniyorum; Suriye'de barışı sağlamak Türkiye'yi yapacağı bu seçime ve vereceği bu karara bağlıdır. Geç olmadan bu kararı verin.
“Esad'ın yönetim anlayışı büyük sorun olabilir, kabul edilemez bulabilirsiniz ancak hiçbir senaryo parçalanmış bir Suriye kadar kanlı, demokrasiden uzak değildir. Hiçbir senaryo, ABD ve Rusya üstleriyle sarılı olmak kadar millî çıkarlarımıza karşı değildir.”
“Stratejik bir yalnızlıkla baş başa kaldık”
“İran’ın, bölgedeki en yakın müttefiki Esat rejimini sonuna kadar koruyacağını; Rusya’nın, Akdeniz’deki en önemli üssü Tartus’a ev sahipliği yapan Suriye’nin, Amerika Birleşik Devletleri destekli bir yönetimin eline geçmesine, seyirci kalmayacağını; bölgede oluşacak herhangi bir yönetim boşluğunun, Irak’ta zar zor bastırılan El Kaide tehdidini yeniden hortlatacağını; tıpkı Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra olduğu gibi, PKK‘nin bölgede kök salacağını öngörmek için, stratejik dehaya ihtiyaç yoktu.
“Tarih bilmek ve Türk devlet geleneğinin birikimine inanmak yeterliydi. Ancak olmadı; öngöremediniz. Stratejik derinlik rüyanız, bugün ülkemizi stratejik bir yalnızlıkla baş başa bıraktı.”
“Bir müzakere mi planlanıyor?”
“Erdoğan’a soruyorum: Kahraman ordumuzun yürüttüğü, Barış Pınarı Harekatı’na paralel olarak, YPG-PYD-PKK’yla bir müzakere mi planlanıyor? İktidarın, bu konuyla ilgili tavrını, açık ve net bir şekilde milletimizle paylaşmasını bekliyoruz.
“Erdoğan’ı uyarıyorum: Dostunuz Trump, kuvvetler ayrımının gayet güçlü olduğu bir ülkenin başkanı. Kendisine karşı başlatılmış bir azil süreci olduğu gibi, ufukta bir de başkanlık seçimi var. İlişkilerimizi ve yol haritamızı bu gerçekler ışığında belirlemek zorundasınız. Devletimizin ve yüce milletimizin çıkarlarını Trump’ın seçim planlarına kurban etmeyin.
“Rahmetli İsmet İnönü’nün söylediği gibi; 'Büyük devletlerle ilişki içinde olmak, ayı ile yatağa girmeye benzer.' Yatağa girdiğiniz ayılardan biri, bizi ekonomik yaptırımlarla tehdit ediyor Sayın Erdoğan. Daha önce yaptığını, yine yapacağını söylüyor. İktidarınız ise susuyor. Milletimizi bu ekonomik yaptırımlara karşı nasıl koruyacaksınız Sayın Erdoğan?” (AS)