* Fotoğraf: Metin Aktaş - Ankara / AA
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısındaki konuşmasının büyük bölümünü ekonomik duruma ayırdı.
“Yeni yıla, zam kabusuyla girdik” diyen Akşener, 31 Aralık gecesi elektrikten doğalgaza, akaryakıttan köprülere, vergilerden harçlara, iğneden ipliğe kadar zam yapıldığını söyledi:
“Doğalgaza, konutta yüzde 25, sanayide yüzde 50 zam geldi. Benzine, 68 kuruş zam yapıldı. Sadece Aralık ayında, LPG fiyatları, yüzde 80 arttı. Elektriğe, yüzde 52 ila yüzde 130 oranında zam geldi. Köprü geçişlerinde, çift yönlü tarifeye geçildi.”
Gece yarısından sonra geçerli ilan edilmesiyle de zamların enflasyondan kaçırıp, milyonlarca memur ve emeklinin, yeni yıl zammının etkilendiğini de ekledi.
“Millet iradesinden kaçış yok”
Seçime dair talebini yine dile getirdi ve Erdoğan’a şöyle hitap etti: “Sen istesen de, istemesen de, kızsan da, bozulsan da, millet iradesinden kaçış yok. O sandık elbet bir gün gelecek ve sen, milletimize, tutmadığın o sözlerin hesabını vereceksin. Bunun artık lamı cimi yok.”
Vatandaşlara da bu konuyla ilgili şöyle seslendi: “İlk seçimlerden sonra, sayın Erdoğan ve onun kurduğu bu ucube düzen gidiyor, bundan emin olun.”
“Bir döner vardı, artık o da ucuz değil”
Akşener, halkla yaptığı görüşmelerde kendilerine iletilen sorunlardan bahsetti:
“2021 yılını, meydanlarda, sokaklarda, dükkânlarda geçirdik. Çaresizlerin yükselen sesi olmak için; 12 ayda, 59 ilimizde, 174 ilçemize gittik. Milletimizin derdine derman olmak için; bir yılda, 115 bin kilometre yol yaptık.
“Geçtiğimiz hafta da Uşak’taydık. Artan maliyetlerden dolayı, hem kendisi, hem de öğrenciler için endişe duyan, Eşmeli dönerci bir kardeşim diyor ki; ‘Öğrencilerin karnını doyurabileceği bir döner vardı, artık o da ucuz değil. Bir porsiyonu, 10 liraya satıyoruz. Önceden 30 kilo döner takıyordum. Şimdi 10 kilo. Şu an ev geçindirmede zorlanıyoruz.’”
“Emekli maaşı borçlara gidiyor”
“Gözyaşları içinde derdini anlatan, 76 yaşındaki bir ablamız, ‘Eşim hasta, üç defa kalp krizi geçirdi. Borçlarımız çok ilerleyince, kredi çektim. Emekli maaşımız oraya gidiyor. 400 lira para da bana kalıyor. Beş aydır kiramı ödeyemiyorum.’ diyor.
“‘İşler nasıl?’ diye sorduğumda esnaflarımız; ‘Türkiye’de olduğu gibi, kötü, zor, durağan…’ diyor. Dikkat edin; cümleye, ‘Türkiye’de olduğu gibi…’ diyerek başlıyorlar. Neden biliyor musunuz? Çünkü; her yerde durumun aynı olduğunu biliyorlar.”
“Hayvanları kesmek zorunda kalıyorlar”
“İktidar kendi kendine şahlanırken, milletin borçlandığını biliyorlar. Çünkü; memleketimizdeki kötü gidişatı, onlar da görüyorlar. Üretici bir kardeşim diyor ki; ‘Elimizdeki hayvanları kesmek zorunda kalıyoruz. Borç ödeyemiyoruz başkanım ne yapacağız? 7-8 aylık danalar kesime gider mi? Gübre atacağız, bak bahar geldi. Yüzde 300 gübreye zam var. Nasıl alacağız? Üretim kaybı var. Seneye nasıl ekeceğimiz meçhul. Zarar ede ede, nasıl yapacağız biz bu işi?’
“Besleyecek hayvan kalmayınca ne yapacaksınız?”
“Besici bir kardeşim diyor ki; ‘Biz sütü, 3 lira 20 kuruşa satıyorduk. Fiyatı 4 lira 70 kuruşa çıkardılar. Ama raflarda fiyatlar, 14 liraya çıktı. Bunun sorumlusu da suçlusu da çiftçi değil. Bu sene hiç kimse, kurban eti yiyemeyecek. Çünkü hayvanlarımızı, daha 1 yaşına gelmeden kesime gönderiyoruz. Bir an önce, bahar gübresini ucuzlatsınlar. Yem çok pahalı, hayvanlarımızı besleyemiyoruz. Ya Süt Konseyi’ni yeniden toplayıp, süte zam versinler, ya da yemlerin fiyatını indirsinler.’
“İktidara sesleniyorum, ayıptır, günahtır. Hiçbir şey yapmıyorsanız bile, bari bu sese kulak verin. Yarın, öbür gün, besleyecek bir hayvan kalmayınca ne yapacaksınız?” (AS)