Adalet ve Kalkınma Partisi adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarının açıklanmasının ardından nüfusu iki binin altına düşen belediyeleri kapatmaya ve 42 yeni belediyenin açılmasına karar verdi. 283 ilk kademe belediyesinden 34'ü ilçe haline getiriliyor. 241'i en yakın ilçeye mahalle oluyor, sekizi büyükşehir dışına çıkarılıyor.
İstanbul'da Eminönü ilçesi Fatih ilçesine dahil edilecek. Adana'da iki, Ankara'da bir, Antalya'da beş, Diyarbakır'da dört, Kocaeli'de altı, İstanbul'da sekiz, İzmir'de iki, Mersin'de üç, Sakarya'da dört, Samsun'da üç, Erzurum'da ve Eskişehir'de iki ilçe olmak üzere 42 yeni ilçe kurulacak.
Güneyde İmece gazetesinden F. Ahmet Eroğlu'nun Kamu yönetimi uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Ekber Doğan'la bu uygulama ve olası sonuçları üzerine söyleşisini yayınlıyoruz.
AKP hükümetinin girişimi, yalnızca teknik bir uygulama mı yoksa, hükümet yakın gelecekte bir takım çıkarlar sağlama niyetinde mi?
AKP’nin bunu kendi istediği ya da siyasi çıkarının gerektirdiği biçimde şekillendireceği söylentileri var. Bu, tek başına iktidarı elinde bulunduran bir siyasi parti olarak AKP’den beklenen bir şey. Başka türlü yapması beklenemez. Benim de fikrim bu. Kaldı ki AKP aynı zamanda, 2004’te yerel seçimlerde yüzde 42, 2006’da yüzde 46 gibi oylar alan, çoğu yerde iktidar olan, özellikle belediyeleri elinde bulundurduğu yerlerde bu oranların çok daha üzerinde oy oranlarına ulaşan bir parti. Bu anlamda, kendisine karşı direnç noktaları olan yerleri kazanmak için, buralara yükleneceği bekleniyor. Zaten Başbakan’ın da bu yönde ifadeleri var, ‘Diyarbakır’ı, İzmir’i Çankaya’yı, istiyorum’ diye…
Yani birinci olamadığı yerlere karşı yüklenirken, nüfus kriteri ve büyükşehir belediyelerinin sınırlarından kaynaklı olarak yeni ilçelerin kurulması, bir takım ilçelerin sınırlarının değiştirilmesi gibi yasal dayanaklara sahip teknik düzenlemeleri kullanacak gibi gözüküyor. Bu kapsamda, çok fazla üzerine tepki çekmemek için Çankaya’yı bölmekten vazgeçtiği söyleniyor. Bunun yanında Kadıköy gibi, Karşıyaka gibi bir takım, kendisinin çok fazla güçlü olmadığı belediyelerden de belli parçalar alıp yeni ilçelere dahil edeceği söyleniyor. Bu söylentilerin yoğunlaştığı yerlerden biri olan Çankaya’dan vazgeçmiş.
"Türkiye siyasetindeki gücünü artırmayı hedefliyor"
Uygulama hayata geçerse, AKP’nin siyasal gücünde artış olur mu?
AKP gerçekten toplumun yarısına yakınının oy verdiği bir parti. Kurumsal siyasette, yani mecliste, toplumla ilişkileri en gelişkin, en ideolojik parti. Bu anlamda, hegemonyasını genişletmek istiyor. Hiçbir partinin DP’den bu yana sahip olmadığı bir hegemonya kapasitesine sahip durumda. Türkiye’de bugüne kadar siyasal açıdan sorun oluşturan kesimleri bile kazanmaya çalışıyor. Kürtleri DTP’den, Alevileri CHP’den koparmaya çalışıyor. Bu konuda da ciddi çabaları var. Belli ölçüde karşılık bulduğu da söylenebilir. Bu hegemonyasını, yani Türkiye siyasetindeki gücünü genişletirken özellikle belediyeciliği çok iyi kullandığını görüyoruz. Bu anlamda belediyeleri kazanmak, bu tür düzenlemelerin de yardımıyla, direnç noktalarını kırarak kazanmak, AKP’nin siyasi gücünü çok daha artıracak. Türkiye’de hiçbir partinin bugüne kadar başaramadığı bir şey.
İdari düzenlemeyi yaparken, güçlük yaşamayacak gibi görünüyor…
AKP, belediyecilik yaparken şehirleri, kendi istedikleri biçimde dönüştürdükleri, kendi partisinin, kendi sosyal sınıfsal tabanını güçlendirerek bir belediyecilik yapmasına güveniyor. Mahallelerdeki taban ilişkilerini, yoksula yardımlarla, kadın komisyonlarının etkin çalışmalarıyla, partinin örgütlenme düzeyini derinleştiriyor. Bunun dışında, dernek, vakıf gibi sivil toplum örgütleri aracılığıyla faaliyet yürüten dini cemaatleri güçlendiriyor. Onlarla paralel işler yapıyor. Bunun dışında da kendisine yakın sermaye kesimini güçlendiriyor.
Yapılanmanın kısa sürede hayata geçirilmesi planlanıyor. Sizce uygulama seçimlere yetişir mi? Yapılanmanın kısa sürede hayata geçirilmesi, yerel yönetimlerde kaosa neden olur mu?
Bir kaosa neden olmaz ama yapılan şeyin siyasal kaygılarla yapılmasından kaynaklı olarak çifte standartlar olabilir. Farklı yerlerde birbirleriyle çelişen ilçe kararları alınabilir. İlçe sınırlarının değiştirilmesi uygulamaları olabilir. Bu anlamda sıkıntılar yaşanabilir. Belki hukuki olarak belli ilçeler, ilçelerin halkı veya kişiler belediye yönetimleri hukuk yoluna gidebilir. Bunun yaratacağı bir belirsizlik olabilir. Standardizasyon ve arkasından gelecek hukuki sorun olabilir.
Ülke ve kent ekonomilerine etki eder mi?
Ekonomik olarak getirisi olacak büyük ölçüde. İl Özel İdareleri’ne ayrılan pay genişliyor. Yapılan değişiklikler sonucunda, İl Özel İdarelerinin bütçeleri genişletiliyor. Merkezden aktarılacak kaynaklar 2002 yılına kadar yüzde 1’e yakınken, bugün belli ölçüde yüzde 1,5’e gelecek ve yüzde 3’leri bulacak. Belediyelerde de aynı şey olacak. Belediyelere ayrılan bütçe şu anda yüzde 12-15 arası bir rakamken, daha da yukarılara çekileceği görülüyor. Belediyecilik aslında AKP’nin ya da ılımlı İslam projesinin topluma yaygınlaştırılmasını, toplumun buna ikna edilmesi açısından kritik. Bunun dışında tabi, neoliberal politikaların da topluma enjekte edilmesi açısından belediyeler önemli. Çünkü hizmetlerin yerelleştirilerek özelleştirilmesi düşünülüyor.
Bu anlamda, yerel yönetimlerin daha da güçlendirileceği bir yaklaşımla hareket ediliyor. Hem kendi politik amaçları, hem de neoliberal politikaların sosyalizasyonu açısından… Bu anlamda belediyelerin bütçesinin de güçleneceğini söylemek mümkün. (FAE/NZ)