Sağlık çevreleri, önceki hükümet uygulamalarından farklı olarak AKP'nin birinci basamak sağlık hizmetleri arasında yer alan "koruyucu hekimlik"e ilişkin uygulamaları da özelleştirmesinden endişeli.
Programda, "Devlet herkesin temel sağlık hizmetlerini, gerekirse özel sektörle işbirliği yaparak yerine getirmek zorundadır", "Sosyal güvenlik şemsiyesi tüm halkı kapsayacak şekilde düzenlenecektir" ve "Tüm vatandaşlarımızı kapsayacak etkin bir genel sağlık sigortası sistemine geçilecektir" ibareleri yer alıyor. Bu ifadeler, sağlık hizmetlerinin genel vergiler dışındaki kaynaklarca sağlanacağının işareti olarak görülebilir.
Koruyucu hizmetler
AKP programında ayrıca, sosyal devletin vazgeçilmez görevlerinden birisi olan sağlık hizmetleri alanının özel sektöre açılarak bir kazanç alanı haline getirilmesine olanak tanıyacak ifadeler de var.
"Koruyucu ve tedavi edici hizmetler başta olmak üzere, sağlık hizmetleri alanı gönüllü kuruluşlara ve özel sektöre açıktır" ve "Koruyucu hekimliğin yaygınlaşması teşvik edilecek, halk ve çevre sağlığı ile ilgili gerekli tedbirler alınacaktır" ibareleri buna örnek olarak gösterilebilir.
Programda, toplum sağlığı için çok önemli olan ana-çocuk sağlığı da göz önünde tutuluyor, "Anne ve çocuk ölümlerinin yüksek olduğu ülkemizde, anne ve çocuk sağlığı özel bir önem arz etmektedir" denildikten sonra, "aile planlamasının gerçekleşebilmesi için bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarına öncelik verileceği" vurgulanıyor.
Görev yerine "tedbir"
Programda ayrıca "görev üstlenme" yerine "tedbir alma" fiilinin ön plana çıktığı dikkat çekiyor. Böylece, mevcut yasal düzenlemelere göre halen devletin görev sahası içinde yer alan sağlık hizmetleri alanında, devlete, 1982 Anayasası'nda yer aldığı şekliyle "düzenleme ve koordinasyon" görevi veriliyor. Bunu ortaya koyan bölüm, programda şöyle yer alıyor:
"Sağlık sektörü Sağlık Bakanlığı tarafından tek merkezden koordine edilecektir. Bakanlık sadece organizasyon, koordinasyon, yol gösterici, denetleyici, takip edici, politika üretici bir rol üstlenecektir. Böylece sağlık hizmetlerinin tek merkezden yönlendirilmesi sağlanacak, çok başlılık ve düzensizlik önlenecektir. Ülke adına kısa, orta ve uzun dönem sağlık politikaları daha gerçekçi olarak belirlenecek, yönetim ve uygulamalar daha ekonomik olacaktır."
Programda yer alan "sağlık hizmetlerinde rekabetin kuralları" ve "ilaç giderleri" ile ilgili hükümler de, AKP döneminde sağlık hizmetleri alanının ticarileşeceği fikrini pekiştiriyor:
"Sağlık hizmetlerinde rekabetin kuralları belirlenecek ve bunlarla ilgili yasal düzenlemeler yapılacaktır. Kalite rekabeti teşvik edilecek, sağlık sektöründe ISO kalite standardı çalışmalarına tüm yurt genelinde başlanacaktır.
"İlaç ve tıbbi ekipman sanayii desteklenecek, sağlık yatırımlarına yapılan teşvikler yeniden düzenlenecektir."
Sağlık Ocakları kalkacak mı?
AKP programında, halen yürürlükte olan "sosyalizasyon sisteminin ve sağlık ocaklarının birinci basamak sağlık kurumları olması" uygulamasının terk edileceğinin işaretleri veriliyor.
Programa göre, "aile hekimliği sistemi uygulamaya konulacak. Aile hekiminin muayenehanesi, fizik koşulları ve uygulama standartlarını Sağlık Bakanlığı belirleyecek. Bu muayenehanelerin kurulması için, devlet ucuz krediler verecek".
Programda, uygulamanın sonuçlarıyla ilgili, "Böylece birinci basamak sağlık hizmetleri güvenli ve kaliteli olarak halka sunulacaktır. Sevk zinciri sağlıklı hale getirilecek, ihtisas hastanelerindeki yığılmalar önlenecektir" deniliyor.
Yerel yönetimlere daha çok sorumluluk
Sağlık hizmetlerinin sunumunda ise yerel yönetimler olmak üzere vakıf ve dernekler gibi gönüllü yönetimlerin sağlık hizmetlerinde sorumluluk üstlenmesi bekleniyor:
"Yeni sağlık sisteminin uygulamaya konulmasıyla tüm yerel yönetimler de buna entegre olacak ve süratle kendi ihtiyaçlarını belirleyerek planlamalar yapacaklardır. Yerel yönetimler kendi sınır ve sorumluluklarında bulunan alanların sağlık profillerini de dikkate alarak kısa, orta ve uzun vadeli yatırım programlarını belirleyeceklerdir..."
Ancak sağlık çevreleri, bu tür bir hizmet sunum ve yönetiminin belediyelerin kaynak yetersizlikleri ve eşitsizlikler nedeniyle yeni sorunlar yaratacağı görüşünde.
Tedavi edici hekimlik
AKP programında yer alan "tedavi edici hekimlik"le ilgili öneriler de hükümetin tedavi edici sağlık hizmetlerine ağırlık vereceği görüşünü doğrular nitelikte:
"Küçük yerleşim birimlerinde doktoru, sağlık personeli ve tıbbi donanımı bulunmayan birçok hastane binası inşa edilmiştir. Popülist politikalarla her geçen gün yenileri talep edilen bu yatırımlar yerine, merkezlerde daha iyi donatılmış hastaneler yapmak, bunları 'Merkezi Tıp Birimleri' haline getirmek, hem akılcı hem ekonomiktir. Söz konusu merkezler ile küçük yerleşim birimleri arasında hasta taşıyacak helikopter dahil, ciddi bir ambulans filosu oluşturmak partimizin hedefleri arasındadır."
Acil Servisler
Programda, metropollerde acil servis üniteleri kurulacağı ve böylece acil servis ihtiyaçlarının karşılanacağı öngörülüyor. Ancak, acil servis hizmeti verecek "ihtisas hastaneleri"nin "hizmeti daha ekonomik kılmayacağı ve daha ucuza gelmeyeceği" hekimlerin görüşleri arasında...
Eğitimde özelleşme
Türkiye'de daha önce söz konusu olmayan sağlık personelinin eğitiminin özelleştirilmesi uygulaması da, ilk kez AKP programında görüldü.
"Sağlıkta eğitim kalitesinin artırılması için gerekli tedbirler alınacak ve eğitimin planlanması dünya standartlarına göre yapılacak" denilen programa göre, hemşirelik okulu, hemşirelik yüksek okulu ve sağlık teknisyenleri okulları, vakıflar ve özel sektör tarafından açılabilecek. Bu kurumlar devlet tarafından teşvik edilecek ve desteklenecekler.
Çalışanların ücretleri
Programda, sağlık çalışanlarının ücretleriyle ilgili, "Sağlık çalışanlarının hakları yeniden düzenlenecek, uluslar arası standartlara uygun hale getirilecek ve bu sektördeki ücret politikası yeniden ele alınacaktır" deniliyor. Ancak, ücretlerin, sağlık çalışanlarınca ve sendikal pazarlıkla belirlenmesine dair herhangi bir ifadeye rastlanmıyor.
Hatalar da var
AKP programında bazı yanlışlar ve bilgi eksiklikleri de göze çarpıyor. Programda, 1998 yılında uygulamaya giren "Hasta Hakları Yönetmeliği"nden "tüzük" olarak söz edilirken, bu düzenlemelerin dünya standartlarına göre yeniden ele alınacağı belirtiliyor.
"Vatandaşlar, sağlık birimlerinin kontrolünde görev üstlenecektir" ibaresi ise, uygulamaya dair hiçbir ipucu vermiyor ve sağlık çevreleri uygulamanın getireceklerini "merakla" bekliyor.
Hükümlerden seçmeler
AKP Programı'nın sağlık bölümünde yer alan hükümlerden bazıları şöyle:
* Tıbbi alandaki bilimsel araştırmalar için özel destek fonları oluşturulacaktır.
* Medyadaki sağlık haberleri kontrol edilecek ve sağlık ile ilgili yayınlar desteklenecektir.
* Yurt dışında çalışan sağlık personelinin Türkiye'ye dönerek hizmet etmelerini sağlamak amacıyla cezbedici tedbirler alınacak, her alanda olduğu gibi bu alanda da beyin göçünün tersine işlemesinin imkanları araştırılacaktır.
* Tabip Odaları ve Diş Hekimleri Odaları güçlendirilecek, sağlık alanında hizmet verecek yeni sivil örgütlerin kurulması desteklenecektir.
* Adli Tıp Kurumu'nun özerk ve bilimsel çalışması sağlanacaktır. Bu alanda tüm teknolojik yenilikler yurdumuza getirilecektir.
* Hastanelerimizin ülke genelinde tam kapasite ile çalıştırılması sağlanacaktır. (MS/BB/NK)