Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kurucularından ve eski genel başkan yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır’la haftasonu Ankara’da düzenlenen 5. AKP Olağan Kongresi’ni, AKP’de parti içi demokrasiyi, Beşir Atalay, Bülent Arınç, Ali Babacan, Hüseyin Çelik, Mehmet Şimşek gibi isimlerin MKYK ve MYK’de yer almamasını konuştuk.
AKP’nin “iki dudak demokrasisiyle” yönetildiğini belirten Yalçınbayır, parti içi demokrasiden söz edilemeyeceğini, bu durumun ülke yönetimine de aynen yansıdığı görüşünde.
Yalçınbayır, bugüne kadar parti ve ülke yönetiminde önemli noktalarda görev alan kişilerin de şimdiye kadar AKP’nin ifade özgürlüğü, demokrasi ve insan hakları ihlallerinde sessiz kaldığını vurgulayarak, bundan sonraki süreçte yeni bir siyasi oluşuma girmeyeceklerini tahmin ettiğini söyledi.
Yalçınbayır’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“AKP demokrasi sözü verdi ama…”
“AKP, parti içi demokrasi sözü verdi, programa yazıldı. Tüm dünyaya demokrasiye ve insan haklarına bağlılığı ilan ettiler.
“Peki, ne yaptılar? Ortak akıl çalıştırılıyor mu? Katılımcılık var mı? Düşünce özgürlüğü var mı?
“Cumhurbaşkanı vesayeti”
“Partilerin de bir vesayet makamları var. Bizdeki vesayet makamları liderler.
AKP bunun ötesinde bir başka makamın daha vesayeti altında: Cumhurbaşkanlığı.
“Bu vesayetlerden siyasi partiler kurtulmadıkça, siyasi partiler özgürleşemez.
“AKP'nin kongresini özgürlük, insan hakları, tüzük ve programa uygunluk açısından değerlendirdiğimizde maalesef bunların gerçekleşmediğini görüyoruz.
“Bunun gerçekleşmemesi, bizim evrensel standartlardaki siyaset yapma hakkımızın seviyesini, insan haklarının seviyesini düşürüyor.
Hürriyet saldırısındaki vekilin Divan’a seçilmesi
“AKP'nin ilkelerinden biri de ahlakilik ve etik değerler, temel hak ve özgürlükler, siyasi yönetim anlayışı.
“Siz bir gazeteye protestonun ötesinde baskılarda bulunan birisini, bir gençlik kolu başkanı, bir milletvekilini divanda görevlendirir misiniz?
“Türkiye 90. sırada, çünkü…”
“Siyasi partilerin içindeki demokrasi ve insan hakları anlayışı, ülke yönetimine de bire bir yansıyor.
“Türkiye demokrasi sıralamasında 90. sıradaysa bu siyasi partilerimizin hangi seviyede olduğunu gösteriyor. Türkiye 90. sıradayken siyasi partiler ilk 10'un içinde yer alabilir mi? Siyasi partilerimiz de dünyadaki sıralamada 90. sıralarda.
“Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu ne yaptı?”
“AKP'nin kuruluşundan bu yana Parti İçi Demokrasi Hakem Kurulu var. Peki bu kurul şimdiye kadar parti içi demokrasi için ne yaptı?
“AKP iki dudak demokrasisinden kurtulmak için kuruldu. İki dudaktan çıkacak sözlerle yürüyebilecek bir parti değil. Milletvekili ve üyeler emme basma tulumba değildir. Üyelerin katılım hakkı vardır.
“Hani bu parti yarışmacı bir parti olacaktı? Kongrede gördük; tek başkan adayı, tek liste...
“Otoriterleşme eğilimi ve demokrasi seviyesi”
“Bir anımı anlatmak isterim. Parti kuruldu, Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşletmeleri Sendikası (Tes-İş) salonlarında ilk kongre yapılıyor.
“Tayyip Bey dışında genel başkan adayı yoktu ve kendisi seçildi. Sonra Tayyip Bey kongre divanına MKYK üyeleri böyle olsun diye bir liste sundu.
“Ben kalktım söz aldım: ‘Partinin tüzüğü ve programı çarşaf liste esasını öngörmüştür. Siz burada bir liste sunmak suretiyle kişilerin siyaset yapma haklarına müdahale ediyorsunuz. Burada her kişinin aday olma hakkı vardır.”
“Neticede çarşaf liste tartışılarak kabul edildi. Kongreden sonra MYK seçimi vardı. MYK seçimini bu sefer dayatma matbuu liste değil, kilit listelerle yapmak istemişler. Ben de onun farkında değildim ama kilit listeyi delerek MYK'ye giren tek kişi ben oldum.
“Daha sonra tüzük değişti, tüzükte istenirse tek liste olabileceği öngörüldü ve genel başkan genel başkan yardımcılarını yani MYK'yi seçme hakkını elde etti. Oysa MYK'yi tüm delegelerin seçmesi gerekirdi.
“Bu anlayış ülkedeki demokrasi seviyesini ve otoriterleşme eğilimlerinin ne seviyede olduğunu gösteriyor.
TIKLAYIN - AKP'NİN YENİ MYK'Sİ, ERDOĞAN VE DAVUTOĞLU
“Önseçim yapılmamasını kimse sorgulamadı”
“Dileyen AKP programına baksın. AKP yarışmacı bir partidir. Yani birden fazla adayın serbest rekabet ortamında hukuka uygun şekilde yarışmalıdır. Burada yarışma değil, kendilerince dar bir kadronun görüşüyle bir liste belirlenir.
“Başkan, yardımcıları, belediye meclisi üyeleri, milletvekilleri hatta partinin delegeleri bile daha önceden bellidir.
Peki siz neyi söz verdiniz? Siz ön seçim öngördünüz. Ülkenin en az yüzde 50'sinde tüm üyelerin katılımıyla ön seçim öngördünüz. Hiç yaptınız mı? Hiç kimse bunları sorguladı mı? Hayır.
“Sadece AKP değil…”
“Böyle bir kongre demokratik olmadığı gibi demokratik bir ülkede de böyle bir kongre olmaz.
“Bu sadece AKP için değil, pek çok siyasi parti için de bu durum geçerli. Yönetişimin olmadığını, demokrasinin olmadığını, ayıplı demokrasinin örneğini burada görüyoruz.
“Eğer ülkenin iktidar partisi bu şekilde yönetiliyorsa, millet de onlara bu şekilde yüzde 40 civarı oy veriyorsa Türkiye'deki demokrasi anlayışı ortadadır.
“Bugüne kadar seslerini çıkarmadılar”
(Beşir Atalay, Bülent Arınç, Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Hüseyin Çelik gibi isimlerin parti yönetiminden çıkarılması hakkında soru üzerine)
“Abdullah Gül dahil, parti programının, tüzüğünün uygulanmamasına şahit olan kişiler bugüne kadar seslerini çıkarmadılar. Hepsi bugünkü duruma zımnen destek verdiler, izin verdiler.
“Uygulamaya itiraz etmeyen bu kişilerin girişecekleri yeni bir siyasi hareketten de bir hayır gelmez. Bu kişilerin yeni bir siyasi hareket başlatacakların düşünmüyorum. Başlatacak olsalar da ilkeler çerçevesinde başlatmıyorlar demektir.
“Yarışmadan çıkmaları nedeniyle hareket edeceklerdir. Ben bunun da olabileceğini tahmin etmiyorum. Çünkü AKP'nin iktidarında hala bunların birçoğunun beklentisi var. (EKN)