Hükümetin anayasa değişiklik paketi içinde memurlara toplu sözleşme hakkının tanındığı madde de yer alıyor. Mevcut düzenlemede, kamu emekçileri için yalnızca "toplu görüşme" hükmü var. Bu, son sözü hükümetin söylediği, kamu emekçileri sendikalarının belirleyici olamadığı bir süreç.
Bu değişiklik başlangıçta olumlu görünüyor, ancak bianet'in görüştüğü Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) hukuk danışmanı Oya Aydın, uzlaştırma kuruluyla ilgili cümlenin toplu sözleşme hakkının özünü zedelediğini, dolayısıyla değişiklik maddesinin kötü yazılmış olduğunu söyledi.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) önerdiği değişiklik şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 53 üncü maddesinin kenar başlığı "A. Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı" şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmış ve maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler. Toplu sözleşme yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde taraflar Uzlaştırma Kuruluna başvurabilir. Uzlaştırma Kurulu kararları kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir.
"Toplu sözleşme hakkının kapsamı, istisnaları, toplu sözleşmeden yararlanacaklar, toplu sözleşmenin yapılma şekli, usulü ve yürürlüğü, Uzlaştırma Kurulunun teşkili, çalışma usul ve esasları ile diğer hususlar kanunla düzenlenir."
"Uzlaştırma Kurtulu'nun kararı kesin olamaz"
Aydın, "Uzlaştırma Kurulu'nun kararının kesin olması"nın sakıncalarını şöyle özetledi:
"Bu madde, grev engeli demek. Uyuşmazlık halinde kurul kararının ardından, sendika grev yoluna başvuramayacak demektir. Oysa, grev, toplu sözleşme hakkının ayrılmaz parçasıdır."
Aydın'a göre, bu ifade metinden çıkarılmalı ve bütün ayrıntıların düzenlenmesi yasaya bırakılmalı.
"Sendikalar kurula yerine doğrudan greve gidebilir"
Aydın, anayasanın bu şekilde değişmesi halinde, sendikaların Uzlaştırma Kurulu'na başvurmak yerine, doğrudan greve gitmek gibi bir seçenekleri olabileceğini söyledi.
Uzlaştırma Kurulu'nda akademisyenler, Yargıtay ve Danıştay'ın ilgili dairelerinin başkanları ve uzlaşmazlığın taraflarının temsilcileri yer alıyor.
Toplu sözleşmeyle toplu görüşmenin farkı
Hükümetler, kamu emekçilerinin örgütleriyle, her ağustosta "toplu görüşme" adı verilen bir süreç yürütüyor. KESK 2005'ten beri bu masaya oturmuyor. KESK hukuk danışmanlarından Öztürk Türkdoğan, toplu sözleşmeyle toplu görüşmenin farkını şöyle açıklamıştı:
"Toplu görüşmede bütün takdir yetkisi Bakanlar Kurulu'na ait. Alınan kararları uygulamayabilir. Taraflar eşit değil. Örneğin, 2004'te bizim imzaladığımız 52 maddeden yalnızca 19'unu hayata geçirdiler. Oysa toplu sözleşmede bu kararlar yerine getirilmezse, her kamu çalışanı dava açabilir ve kazanabilir. Grev yapabilir. AİHM'nin Yapı-Yol Sen kararı grev hakkını da tanıdı. Toplu sözleşme iki tarafı da bağlayan, kesin bir metindir." (TK)