Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, memurların grev hakkını tanımanın gündemlerinde olmadığını açıkladı.
Devlet Memurları Yasası'nı değiştirecek tasarıyla ilgili basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yazıcı, grev hakkıyla ilgili "İnşallah daha sonraki süreçte grev hakkı da gündeme gelir. Onun için Anayasa değişikliği gerekiyor ama bu hakta statülerin de yeniden gözden geçirilmesi gerekir" dedi.
Grev hakkı için yasaya da anayasaya da gerek yok
Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Türkiye aleyhine verdiği kararlarda, memurların sendika, toplu sözleşme ve grev haklarının bir bütün olduğu belirtilmiş durumda. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) hukuk danışmanları Öztürk Türkdoğan ve Oya Aydın, bu konuda hiçbir yasa ya da anayasa değişikliğinin gerekmediğini, Türkiye'nin AİHM'nin Baykara kararını uygulamasının yererli olduğunu daha önce bianet'e söylemişlerdi. Grev ve toplu eylemlerden önce Başbakan başta olmak üzere yetkililerin "kanunsuz" diyerek gözdağı vermeleriniyse, "Halkı yanıltıyorlar" diye yorumlamışlardı.
AKP, 12 Eylülde halkoylamasına sunulacak anayasa değişikliği paketinde memurlar için toplu sözleşme hakkını tanımış, ama grev hakkından söz etmemişti.
4C'ye dokunan yok
TEKEL işçilerinin 78 gün süren direnişinin nedeni olan "geçici personel" başlıklı 4C düzenlemesi içinse hükümet bir şey yapmıyor.
Yazıcı ""4C konusunda bu tasarıda bir çalışmanız var mı? Çalışmalar ne aşamada?" sorusunu "Herhangi bir çalışmamız yok" diye yanıtladı.
Aydın daha önce bianet'e daha çok özelleştirilen kamu işletmelerindeki işçiler için uygulanan bu düzenlemenin sendikal hakları ihlal ettiğini anlatmıştı. Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) 4C türü güvencesiz çalışma koşullarının hem işçilerin hem ailelerinin ruh sağlığını bozacağını açıklamış, "Güvencesiz çalışma, belirsizliğin sürmesi, yoksulluk sınırının altında yaşam fiziksel ve ruhsal sağlığı bozar, ailelerde örselenme ortaya çıkar" demişti.
Danıştay TEKGIDA-İŞ sendikasının açtığı davada, bu maddeyi iptal edilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne göndermişti.
Marmara Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü'nden Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu, hükümetin kısa vadede elektrik, demiryolu, PTT, şeker ve Çaykur gibi kamu işletmelerini özelleştirmeyi planladığını ve burada işçi statüsünde çalışan on binlerce emekçinin hepsinin 4C tehdidiyle karşı karşıya olduğunu bianet'e söylemişti.
Memurun ifade özgürlüğüne sınır sürüyor
Tasarı "yetkisi olmadığı halde basına bilgi veren devlet memuruna" verilecek cezayı "kınama cezası"ndan "maaş kesme cezası"na dönüştürüyor. İki kere üst üste bu cezayı alan memur üst düzey yönetici olamayacak. Bakan Yazıcı, "Hiçbir kamu görevlisi o kadar saf değildir. Bir konuda iki defa ceza almaz" dedi. (TK)