Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı hukukçu Meral Danış Beştaş’la başkanlık sistemi tartışmalarını konuştuk.
Adalet ve Kalkınma Partili (AKP) isimlerin mevcut cumhurbaşkanı yetkilerinin çok fazla olduğunu ve başkanlık sisteminde bunların düzenleneceğine ilişkin tezlerini sorduğumuz Beştaş’la, ayrıca AKP’lilerin Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na sundukları başkanlık sistemi önerilerini ve başkanlık sistemi tartışmalarının çözüm sürecine etkilerini de konuştuk.
“Cumhurbaşkanı yetkileri fazla”
“Normalde parlamenter sistemlerde cumhurbaşkanlarının yetkileri sınırlı olur, çünkü sorumlu değillerdir. Göstermelik bir temsil makamıdır. Cumhurbaşkanı ülkeyi temsil eder ama hükümet yürütme organı olarak sorumludur.
“1982 Anayasası'nda cumhurbaşkanının yetkileri normal bir parlamenter sisteme göre fazla. Sonuçta 1982 Anayasası bir darbe anayasası, bir Evren anayasası. O anayasa Evren’in aynı zamanda kendisine cumhurbaşkanlığı yolunu açtığı anayasadır. Dolayısıyla cumhurbaşkanına da normal parlamenter sistemlere göre fazla yetki verilmiş.
“1982 Anayasası’nın ötesi”
“Ancak bütün bu yetkilere rağmen şu an AKP'nin istediği başkanlık sistemi 1982 Anayasası'nı çok aşıyor. Tümüyle tek insan yönetimini öngören bir düzenleme.
“Şu anda dünyada başkanlık sistemiyle yönetilen ve bilim insanları ve siyasetçiler tarafından başarılı kabul edilen bir tek ABD örneği var. Bu nedenle tam da ABD genellikle başkanlık sistemiyle birlikte anılır.
“ABD’deki başkanlık sistemiyle alakası yok”
“2013'te Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na bir başkanlık sistemine ilişkin teklif sundular. Fakat AKP'nin sunduğu başkanlık önerisinin ABD'deki sistemle bir alakası yok.
“ABD'de senato var, temsilciler meclisi var ve başkan var. Bunların seçimleri ayrı dönemlerde yapılır, kampanyalar ayrı düzenlenir, birbirlerine karşı denge ve denetleme sistemleri vardır. Başkanın tek başına karar vermesi mümkün değildir.
“En önemlisi yargı bağımsızdır. Yargıçlar halk tarafından seçilir, jüri sistemi vardır ve tabii ki bir de federal bir sistem vardır. Yani yerinden yönetimler güçlüdür.
“Yerinden yönetimler gelişmeyecek”
“AKP'nin önerisinde yerinden yönetimin güçlendirilmesi ya da özerklik olarak tanımlayabileceğimiz bir sistem yok. Yani yine merkezi bir yönetim olacak ve yerinden yönetim güçlenmeyecek, özerk bölgeler olmayacak. Federasyon sistemi olmayacak.
“İstanbul, Ankara ya da Diyarbakır kendi kendini yönetemeyecek. Başkanlık sisteminin esasında yerinden yönetimler güçlüdür, kendi kararlarını verirler ama merkezi anlamda da bir başkan vardır. Ayrıca meclis ve senato vardır. Bunlar birbirlerini dengelerler. AKP önerileri bunu da sunmuyor.
“Üst organların yarısını başkan yarısını iktidar belirleyecek”
“Yargı konusunda da yargı bağımsızlığını neredeyse bitiren önermelerle birlikte getirmek istiyorlar başkanlık sistemini. Mesela Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, HSYK, YÖK ve benzeri bütün organların yarısını başkanın atamasını, yarısını da Meclis'in salt çoğunluğunun seçmesini öneriyorlar.
“Yani bütün bu üst organların üyelerinin yarısını başkan belirleyecek, kalan yarısını da iktidar belirleyecek.
“Başkanlık ve Meclis seçimi aynı gün”
“Hiç bir başkanlık sistemi önerisinde başkanlık seçimiyle meclis seçiminin aynı gün yapılması gibi bir uygulama yoktur. Ayrı dönemlerde seçimler yapılması, ayrı dönemlerde kampanyalar yapılması sonuçları etkiler.
“Meclis seçimlerinde herhangi bir parti birinci gelebilir ama farklı dönemde yapılacak başkanlık seçiminde ille Meclis seçimini kazanan partinin desteklediği aday kazanacak diye bir şey yoktur. Seçmen tercihleri değişebilir.
“Burada amaç meclis ve başkanın aynı olmamasıdır, birbirlerini dengeleyebilmeleridir.
“AKP sözcüleri kafa karıştırıyor”
“AKP sözcüleri büyük bir kampanya yapıyorlar. Bir kafa bulanıklığı yaratıyorlar. Şu anda Anayasa'da yetkiler çok, biz daha az yetkili bir başkan istiyoruz, zaten bu antidemokratiktir, daha demokratik bir sistem istiyoruz gibi sözler ediyorlar.
“Bunların tümü başkanlık sistemine geçiş için bir algı operasyonu. Hiçbirinin bir reel karşılığı yok.
“Başkanlık uygulanmaya başlandı”
“Erdoğan tarafsız davranmayarak şu an ki anayasayı ihlal ediyor. Erdoğan aktif siyaset yapan, başbakana ‘Bence o da başkanlığı savunmalı’ diyebilen, muhalefet partilerine laf söyleyen, iç siyaset konusunda görüşlerini söyleyen, bakanlar kurulunu toplayan, her gün bir kaç açılış yapan biri. Zaten anayasayı ihlal ederek fiilen başkanlık yapıyor.
“Bütün bunları birlikte okuyup aslında fiilen bir başkanlığın uygulanmaya başlandığını ve bunun anayasal dayanağını oluşturmak için bir kampanya örgütlenmeye çalışıldığını söyleyebiliriz.
“Hükümetin bu seçimleri başkanlık rejimini oylamaya dönüştürme gayretleri var. Ancak Kadir Has Üniversitesi'nin son araştırmasına göre halkın yüzde 80'i başkanlık sistemine karşı.
“Başkanlık önerileri çözüm süreciyle uyumsuz”
Bize göre çözüm süreciyle uyumlu olan sistem demokratik bir sistemdir. Sonuçta çözüm süreci dediğimiz olgu Türkiye'de demokrasi çıtasının yükselmesi, hak ve özgürlüklerin daha ileri bir aşamaya sıçramasıdır. Sadece Kürtler için değil, kadınlar için de, çocuklar için de, gençler için de, Aleviler için de, Ermeniler için de... Yani bir bütün olarak Türkiye yurttaşları için...
“Bahsettikleri başkanlık sistemi bunun tam aksini getiriyor. Merkezi bir yönetim, merkezi bir söylem, hak ve özgürlükler hakkında başkanın karar verdiği, Meclis'teki denge denetleme sisteminin olmadığı bir model savunuluyor.
“Çözüm sürecinin amacı hak ve özgürlüklerin askıya alınması değil, Türkiye'nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun da bu bağlamda çözülmesidir.” (EKN)