Hükümetin sendika, toplu sözleşme ve grev haklarıyla ilgili yasa değişikliği önerisinde, sorun birinci maddeyle başlıyor. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'ndan (DİSK) hukukçu Necdet Okcan "Uluslararası sözleşmelere göre herkesin çıkarını savunmak için sendika kurma hakkı var. Hükümetin metninde hâlâ bu yok" diyor. Bu mevzuata dayanarak emeklilerin örgütlendiği Emekli-Sen ve çiftçilerin örgütlendiği Çiftçi-Sen'in kapatıldığını, öğrencilerin sendikası Genç-Sen'e de kapatma davası açıldığını anımsatıyor.
"Memurlar zaten konuşulmuyor"
Okcan, hükümetin teklifinde memurların toplu sözleşmeli ve grevli sendikal haklarınınsa zaten hiç yer almadığını vurguluyor. "Çünkü bunun için önce Anayasa'nın 53 ve 54. maddelerini değiştirmeleri gerekiyor."
"Geçen yılki teklifte değişen bir şey yok"
Okcan, dün bakanlığın düzenlediği teknik heyet toplantısına DİSK adına katıldı. Toplantıda, TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ'in yanı sıra, işveren örgütleri konfederasyonu TİSK de bulunuyordu. TÜRK-İŞ hükümete destek vermeyeceğini açıklamıştı.
Okcan, hükümetin geçen yıl AKP'li milletvekillerinin mayısta Meclis'e verdiği, komisyondan geçen ama Genel Kurul'a gelmeyen yasa teklifini yeniden görüşmeye açtığını söylüyor.
"İşverenler en çok işyeri barajının düşmesine karşı çıkıyor"
Okcan'ın verdiği bilgiye göre, teklifte sorunlu olan başlıca noktalar şöyle.
İşyeri barajı hâlâ yüzde 50: Bir sendikanın toplu sözleşme için işyerinde veya işletmede çalışanların yarısından fazlasını üye yapma zorunluluğu teklifte korunuyor. Okcan işverenlerin en çok bu barajın düşmesine karşı çıktığını söylüyor. AB ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) bu barajı sıkça eleştiriyordu. Sendikalar barajın yüzde 33'e indirilebileceğini dile getiriyor.
Bağımsız sendikalara işkolu barajı sürüyor: Bir sendikanın toplu sözleşme yapabilmesi için o işkolunda Türkiye'de yüzde 10 barajını geçme şartı kalkıyor; ama ancak bir konfederasyona üye olanları için. Bağımsız sendikalar için bu şart sürüyor.
Grev yasakları: Bazı işkollarında grev yasağı sürüyor. Örneğin bankacılık. Grev yalnızca toplu sözleşme uyuşmazlığının sonunda bir hak olarak tanınıyor. "Oysa genel grev serbest olmalı" diyor Okcan.
İşkolları sorunlu: İşkolu sayısı 19'a iniyor. Okcan'a göre bu yetersiz. "Teknoloji, birden çok işkolunu iç içe hale getiriyor. Bazı işlerde metalle plastik, plastikle tekstil iç içe. İşkolları makro temelde birleştirilmeli. Örneğin Almanya'da tekstille metal aynı sendikada örgütlenebiliyor." İşkolu sayısı arttıkça, barajlarla birlikte, sendikaları güçsüzleştiriyor. Okcan, "Bu işyeri bu işkolunda değil" diyerek yapılan itirazların, uyuşmazlıkların çözülmesinin iki üç yıl sürdüğünü, bu sürede toplu sözleşme yapılamadığını da anımsatıyor.
"ILO'ya aykırı olacak"
Okcan'a göre hükümetin yasayı hızla çıkarmak istemesinin arkasında, AB müzakereleri var "Sosyal Şart ve İstihdam" faslının açılmasının bu şarta bağlı olduğunu söylüyor. "Ama sendikalar itirazlarını sürdürecek. ILO da sözleşmelere aykırılık bulacak ve eleştirecektir." (TK)