24 Temmuz'da Özgürlük ve Dayanışma Partisinin (ÖDP) düzenleyeceği mitinge hazırlandıklarını söyleyen fındık üreticisi Süleyman Çoşkun "Giresun ve Ordu'da herkesin evine giren ekmek bir şekilde fındığa bağlı. Hükümetle Fiskobirlik çatışması arasında mağduruz. Haklarımız aramak için sesimizi Ankara'ya duyuracağız" dedi.
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonlaşma Platform Sözcüsü Abdullah Aysu ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Trabzon Şubesi Genel Başkanı Gültekin Yücesan ücretlerin neden ödenmediğini ve çözüm önerilerini bianet'e anlattılar.
Aysu: Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Fiskobirlik'ten elini çekmeli. Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) olduğu gibi kooperatif yönetimlerine müdahale etmeyerek yalnız destekleme görevini yapmakla kendini yükümlü kılmalı.
Aysu 1980 öncesinde fındıkçılara "fındık dağ meyvesidir" diyerek hafife alan dönemin Başbakanı Demirel'e köylerinden inerek kent merkezinde yaptıkları mitingi hatırlatarak üreticinin mücadele kararının umut verici
olduğunu söyledi.
Yücesan: Hükümet ve Fiskobirlik'in çatışmasından ziyade üreticinin parası neden ödenmediğiyle ilgilenmek gerek. Fındık politikası üzerinde, ciddi bir oyun oynatılıyor. Üreticinin sokağa çıkıp hakkını aramasının vazgeçilmez
Erdoğan: Gidin onu Fiskobirlik'e sorun
Başbakan Erdoğan'ın hastane açılışı için gittiği Ordu'da fındık üreticilerinin "Biz hastane, okul için gelmedik, buraya fındık için geldik. Perişan olduk. Kurtarın bizi. Fiskobirlik'e el koyun." Demesi üzerine Erdoğan, "Gidin onu Fiskobirlik'e sorun" karşılığını vermişti.
Erdoğan "Fiskobirlik'in 2 katrilyon borcu vardı onu sildik. 2 katrilyon borcunu sildirdik ve hiçbir malına el koymadık. Ben alışıldık bir politikacı değilim. Önce Fiskobirlik'in kapısını çalın. Başbakan bu işin muhatabı değil" demiş ve ardından fındık fiyatları düşüşe geçmişti.
Aysu: Başbakan suç işledi
Aysu, Erdoğan'ın "Fiskobirlik'in 2 katrilyon borcuna çizik attığını ama borcundan dolayı kredi alamadığı" sözlerinin kamuoyunda Fiskobirlik'in hiç hak etmediği şekilde beceriksiz algılanmasına sebep olduğunu söyledi.
"Başbakanın tavrı sonrasında, Fiskobirlik tarafından açıklanan 7 milyon 450 bin liralık fındığın fiyatını, ihracatçı firmalar 2 milyon liraya kadar düşürdüler" diyen Aysu Ordu'da fındık üreticisinin Başbakana, "paramız ne olacak?" diye sorması üzerine ise Başbakanın "Fiskobirlik'e git, oradan al" sözlerine değiniyor:
"Başbakanın neden olduğu bu fiyat düşürme durumuna hukukçular; Başbakan, Türk Ceza Yasası'nın 237. maddesine göre suç işlemiştir, şeklinde yorumluyor. Başbakanın bu tarz davranışının ardında yatan sadece Başbakanın üslûp farklılığı değil elbette. 59. Hükümet, 57. Hükümetin Dünya Bankası güdümlü çıkardığı 4572 sayılı TSKB yasasının üreticiler yararına olmayan maddelerini değiştirmiyor, bu yasaya sığınarak; çokuluslu şirketler için azgelişmiş ülke tarımlarını dizayn eden Dünya Bankası felsefesinin sürdürücülüğünü yapıyor"
"Fiskobirlik'in bankalardan kredi alması engelleniyor"
Aysu, Fiskobirlik'in Yönetim Kurulu Başkanı Salih Erdem'in "Borcumuz yok, Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan (DFİF) kredi almaya hak kazanan tek birliğiz, ama kredi alamıyoruz, engelleniyoruz" açıklamasına dikkat çekiyor.
"Fiskobirlik kredi alamayınca da piyasaya girip mal alamıyor, meydan çok az sayıdaki ihracatçı ile tüccara kalıyor. Fiyatı onlar belirliyor, ne kadar ve ne zaman mal alınacağına ve ödemelerin nasıl yapılacağına bu bir avuç ihracatçı ve tüccar karar veriyor"
Aysu, "Erdoğan da her fırsatta devrede Fiskobirlik olmadığı için malını maliyetlerin çok altında satmak zorunda kalan fındık üreticilerine ve örgütleri Fiskobirlik'e yükleniyor" diyor.
"Dünya Bankası'nın hedefi olan; üretimden pazarlamaya çiftçilerin değil, şirketlerin egemen olması politikası yol alıyor. Ama fındık üreticilerinin geçmişinde mücadele geleneği var. Kendilerine yapılanları yanıtsız bırakmazlar."
Aysu 1980 öncesinde fındıkçılara "fındık dağ meyvesidir" diyerek hafife alan dönemin Başbakanı Demirel'e köylerinden inerek kent merkezinde yaptıkları anlamlı bir mitingle yanıt verdiklerini hatırlatarak uyarıyor:
"Bugün de, fındık üreticileri mücadele hazırlığı içerisinde; yine geleceğine sahip çıkacak işaretleri veriyor"
Çiftçi Sendikaları sözcüsü olarak Aysu taleplerini şöyle ifade ediyor:
* Kooperatifler çiftçilerin şirketlere alternatif kurdukları ve örgütlendikleri örgütler. Fiskobirlik kooperatifler birliği ve çiftçilerin. Fındık üreticilerinin üretimden pazarlamaya olan zinciri. AKP Hükümeti bu zincirin halkalarını kırmaya, meydanı boşaltıp fındık üreticilerini şirketlere altın tepside sunmaktan vazgeçsin.
* AKP, Fiskobirlik'ten elini çekmeli. AB ve ABD'de olduğu gibi kooperatif yönetimlerine müdahale etmeyerek yalnız destekleme görevini yapmakla kendini yükümlü kılmalı.
* Fiskobirlik çiftçilerin üretimden pazarlamaya zincirine egemen olmalı. Bunun için üreticiden aldığı ürünü tesislerinde işledikten sonra iç ve dış piyasaya sürmeli. Burada oluşan değerlerle şirketlere karşı çiftçiden yana piyasada düzenleyici görev görmelidir.
* Hükümet, Fiskobirlik'e fındığını teslim eden ve parasını alamayan üreticilere, fındık parası karşılığı faizsiz kredi vermelidir.
* 2006 yılı fındığının 2005 yılı fiyatlarından etkilenmemesi için hükümet ve çiftçi örgütleri bir araya gelerek çözüm üretmeli. 2005'de düşen fiyatlar 2006'a baz alınmaması için çözüm üretilmeli. Bu amaçla fındık fiyatları; maliyet ve yüzde 25 kâr ayrıca insanca yaşam payı eklenerek belirlenmeli. Fiyatlar belirlenen fiyatların altına düşmemesi için gerektiğinde devlet hazine aracılığıyla alım yapmalı, üreticiyi ihracatçı ve tüccara karşı korumalı.
Aysu'nun "Dünya Bankası dayatması ile çıkarılan 4572 sayılı yasanın, şirketlerin lehine, çiftçilerin aleyhine olan" diyerek yorumladığı ve yasadan çıkarılmasını talep ettiği maddeler şöyle:
* Geçici 1 maddesi; Yeniden yapılandırma kurullarının oluşturulması,
* Geçici 1-f maddesi; Bağlı fabrikaların üç yıl içerisinde A.Ş'ye dönüştürülmesi,
* Geçici 1-d maddesi; özelleştirme, planlama, denetim konularında uzman yürütme biriminin oluşturulması,
* Madde 1-e 3; Devlet veya diğer kamu tüzel kişilerinden herhangi bir mali destek sağlanamaz,
"Hükümetle Fiskobirlik çatışır, olan çiftçiye olur"
Fatsa'nın bir köyünde yaşayan Coşkun 44 yaşında. Coşkun yaklaşık 30 yıldır fındık üreticiliğiyle uğraşıyor. "Fındık meselesi hükümetle Fiskobirlik arasında çatışmaya döndü. Fakat mağdur olan taraf hep üretici oluyor" diyen Coşkun, fındık üreticisinin yaşadığı sorunları şöyle aktardı:
"Benim her sene 5 ya da 6 ton fındığım oluyor. Bu fındığın toplanması için işçi tutmak zorundayım. İşçi günde 12-15 kilo kuru fındık topluyor ve günlük ücreti 24 YTL. Şimdi yaşadığımız bu krizle maliyetin altında kazancım olacak. İşçiye 'topladığın fındık senin olsun' demekten başka çare bırakmadılar."
"Ordu'da ekonomi fındığa dayalı"
Giresun ve Ordu'da ekonominin temelini fındığın oluşturduğunu söyleyen Coşkun "Çok zor durumdayız. Paramızı alamıyoruz. Biz paramızı alamayınca ödemelerimizi yapamıyoruz. Esnaf da alacağını alamıyor. Sadece üretici değil herkes zor durumda. Çünkü aslında herkesin evine giren ekmek bir şekilde fındığa bağlı" dedi.
Fiskobirlik'in 2002'ye kadar devlet destekli olduğunu hatırlatan Coşkun "Çiftçi o tarihten bu yana sıkıntılı. Çünkü artık fındığın maliyet oranı çok yüksek. Gübrelemeden budamaya, toplamaya kadar bu maliyet artıyor" diyerek borçlarını artık karşılayamacak durumda olduğunu ifade etti.
"Sesimizi Ankara duyacak"
"Böyle gitmez. Meslek odaları ve sendikalarla konuşuyoruz. ÖDP'yle miting kararı aldık. Taleplerimizi büyük bir mitingle Ankara'ya duyuracağız" diyen Coşkun, başbakanın konuşmasının fındık fiyatlarında yarattığı dalgalanmaya tepkili olduğunu söyledi.
"Gazetelerden televizyonlardan takip ediyoruz. Avrupa'da hükümetler tarıma yüzde elli destek veriyor. Bizim ülkemizde neredeyse tarım tasfiye edilecek. Fiskobirlik bu kadar çok fındığı devlet desteği olmadan ihraç edemz. İktidar bunun tanıtımını yapmalı. Mitingde de talebimiz hükümetin Fiskobirlik'e destek vermesi olacak."
Yücesan: İMF'in direktifleriyle üretici zor durumda
İHD Trabzon Şube Başkanı Yücesan da durumu tek taraflı görmenin yanlış olacağını söyledi.
"Bu durumu Fiskobirlik'le Erdoğan arasında bir tartışmadan ibaret görmek yanlış olur. Hatta üreticinin daha fazla mağdur olmasından başka işe yaramaz. Üreticinin parası neden ödenmiyor? Asıl önemli soru bu" diyen Yücesan'ın konuyla ilgili yorumu şöyle:
"Bu sorunun temel sebebi hükümetin İMF ve Dünya Bankası direktifini uygulama çabasıdır. Borç verdikleri kredilerin aksamaması için fındığın fiyatının düşük tutulmasını istiyorlar Sorun fındık ihracatçıları, fındık ithalatçıları ile Türkiye'nin mahkum edildiği ekonomik programla ilgili olarak görev yapanların uygulamaları nedeniyle yaşanıyor"
"Üreticinin hakkı için sokağa çıkması vazgeçilmez"
Yücesan "Tüm borcunu ödeyen Fiskobirlik ten böylesi bir taahhütname istenmesi ve diğer "birlik" lere borçlarına rağmen, DFİF kredisi verilmeye devam ediliyor olması, fındık politikası üzerinde, ciddi bir oyunun başlatıldığının ip uçlarını veriyor" diyor.
Yücesan'a göre dünya fındık piyasasının yüzde 75 ini elinde bulunduran fındık üreticisinin, uluslararası piyasa tarafından tek taraflı belirlenmeye çalışılan fındık ürününün değerini koruyabilmesi için başka bir çaresi yok.
Yücesan AKP hükümetine düşen sorumluluk hakkındaysa "Çeşitli çıkar çevrelerinin mağdur ettiği fındık üreticisine ne pahasına olursa olsun kaynak oluşturmak zorunda. AKP hükümeti oluşturacağı bu kaynakla; fındık fiyatlarını komik rakamlara çekilmesi çabalarına karşı da önlem almış olacak" diyor. Yücesan üreticinin sokağa çıkıp hakkını aramasının vazgeçilmez olacağını savunuyor.(EZÖ)