* Fotoğraf: Rosatom.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
12 Mayıs 2010'da Rusya Federasyonu ile Türkiye Cumhuriyeti arasında Mersin, Akkuyu sahasında bir Nükleer Güç Santrali inşa edilmesine ve işletilmesine dair iş birliği anlaşması imzalandı.
Rosatom Devlet Kuruluşu, bu anlaşma uyarınca Türkiye'de "Yap, sahip ol, işlet" modeliyle VVER-1200 reaktörlü dört güç ünitesine sahip, toplam 4800 MW kurulu güç kapasiteli nükleer güç santrali inşa ediyor.
Aralık 2010'da projenin gerçekleştirilmesi amacıyla Ankara'da kurulan Akkuyu Nükleer A.Ş.'nin hissedarları, Rusya Federasyonu hükümetinin ilgili kararnamesiyle yetkilendirilen şirketler.
Anlaşma koşullarına göre Rusya tarafı, proje hisselerinin en fazla yüzde 49'unu diğer yatırımcılara satma hakkına sahip. Yüzde 49 hissenin tamamı ya da daha düşük bir oranı tek yatırımcı veya birkaç şirket tarafından alınabiliyor. Projenin uygulanmasına ilişkin Hükümetlerarası Anlaşma uyarınca, yatırımcıların projeye girebilmelerinin mutlak koşulu, Türkiye tarafınca onaylanmaları.
Proje, Rusya ve Türkiye ortaklığıyla yürütülen en büyük ortak proje.
Kaynak: akkuyu.com.
Akkuyu NGS inşaatı, tüm "görkemine" rağmen yatırımlar ve hisse oranları dışında, taşeron Titan-2 IC İçtaş A.Ş.'ye bağlı işçilerin maaşlarını ya da istedikleri oranda zam alamaması ve nihayetinde de iş bırakma eylemleriyle gündeme geliyor.
NGS inşaatında çalışan işçiler son olarak 20 Ekim'de iş bıraktı.
Gülnar'a doğru yola çıkıp Akkuyu NGS'ye gitmek istesek de güvenlik önlemleri buna izin vermedi. Santralin yakınlarına dahi kimseyi almıyor güvenlik güçleri ve jandarma.
Akkuyu NGS'de çalışan işçiler, bianet'e konuştu.
"Fotoğraf çekmemiz yasak"
İşyerleri ve işverenleriyle sorun yaşamamak adına, isimlerinin kullanılmamasını talep eden işçilerden ilki, çalışma koşullarına dair şunları anlattı:
"İçtaş'ın aslında içeride büyük emeği vardı, çalışmalar onların sayesinde hız kazanmıştı. Santral inşaatında çalışan işçilerin sayısı 25 binin üzerindeydi ama İçtaş'ın projeden el çektirilmesinden sonra bu sayı yarıya düştü. Şu an çalışan işçi sayısı 10-15 bindir. Çoğu işçi de işten çıkarıldı çünkü.
"Resmi sözleşme devam ediyor; fakat şu an Türklerden hiçbiri NSG projesinde üst düzey pozisyonlarda yer almıyor. İyi pozisyonların tümüne Rusları getirdiler. Ukraynalılar vardı yine aynı şekilde, savaştan sonra onları da gönderdiler.
"Maaşlarımız şu an ödeniyor ama aldığımız riskle kıyaslanabilir bir maaş değil bu. Bize ödedikleri 9-10 bin bandında. O da işte bazen iki ayda bir ödenmiyor.
"Bizler burada kamp gibi bir yerde konaklıyoruz. Çok kalabalık tabii yemek yediğimiz, uyuduğumuz yerler. Dışarıya fotoğraf veremiyoruz, yasak inşaatla ilgili fotoğraf çekmemiz."
Fotoğraf: Akkuyu İşçileri sosyal medya hesabı.
"Kimsenin canının değeri yok"
Santralin ilk ünitesinin Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılı için 2023'te devreye alınması planlarını soruyoruz işçilere "İmkânsız," diyorlar: "En az 10 yılı var."
Nükleer santral inşaatında çalışmakla ilgili ne düşündüğünü sorduğumuz işçilerden biri ise şöyle diyor: "Zor tabii. Santralde sızıntı olup olmaması kritik; ama Ruslar çok iyi malzeme kullanıyor. Asıl sorun bizim güvenliğimize dair bir önlem alınmaması. Bize iş güvenliğiniz nasıl, diye soruyorlar genelde. Nasıl olacak? Yok iş güvenliği. Gerçi bu ülkede kimsenin canının değeri yok."
Akkuyu NGS'nin faaliyete geçtikten sonra meydana gelecek çevre tahribatından bahseden işçilerden biri ise Mersin'in ve genel olarak Akdeniz'in deniz suyunun kademe kademe ısınacağından bahsediyor.
Aldığı ücreti sorduğumuz işçilerden bir diğeri şöyle dedi:
"Talep ettiğimiz parayla verilen arasında fark olduğunu herkes biliyor bence. Ya da az-çok tahmin ediyorsunuzdur. Ağır sanayi koluna dahil yaptığımız işler. Asgari ücretin iki misli olması gerekirken şu anda 9 bin TL maaş alıyoruz. Bu da son dönemde oldu zaten, geçen sene daha cüzi bir rakam alıyorduk. Ekonominin tamamen çökmesinden sonra biraz düzeldi ücretlerimiz.
"Gözünüzle görürseniz anca inanırsınız"
"Çalışma şartlarımızı ancak gözlerinizle görürseniz bize inanırsınız. O zaman hak verirsiniz. Servis sıkıntısı ayrı, şantiyenin içindeki sıkıntılar desen ayrı. İş güvenliği yok denilecek kadar az. Özellikle bu İçtaş Ruslarla ters düşünce birkaç ay iş güvenliğini tamamen ortadan kaldırıldı. Bazen bir iskelenin üzerinde bir tam gün kaldığımız oluyor.
"İş sahası içerisindeki kamplara dışarıdan giriş yasak zaten. Büyük ölçekli beş-altı tane devasa kamp var. İnşaattaki dengeler savaştan sonra tamamen değişti. Bu da bize başka şeyleri düşündürüyor. Çalışmalar bittikten sonra burası devreye bile girmeyebilir mesela.
"Savaşla birlikte daha çok Ruslara geçti denge. İçtaş'ın projeden el çektirilmesiyle işler durma aşamasına gelmişti diyebilirim."
Fotoğraf: ekolojibirligi.
"Üzerinde durulması gerekiyor"
İşçilerden bir diğeri ise nükleer santral projesi ile ilgili fikrini ise şöyle anlattı: "Bir nükleer santrali ülkeye kazandırmak az bir şey değil. Evet. Ama bölgeye vereceği zararı görmemek için kör olmak gerekiyor. Bunlar yanlış yönetimlerden kaynaklanıyor. Yani bir nükleer santrali bir ülkeye kazandırmak bence güzel bir şey; ama üzerinde durulması gerekiyor. Topluma zarar verilmeyecek şekilde bunun kurulması gerekiyor.
"Biz bu inşaatta mecburen çalışıyoruz, bir sürü insanımız da çalışıyor. İş güvenliğimiz sağlansın, maaşlarımız zamanında ödensin biz başka bir şey istemiyoruz."
Arka planAkkuyu NGS'nin inşaat projesine ilişkin sözleşme, Akkuyu'nun en büyük hissedarı Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu (Rosatom) tarafından 29 Temmuz'da feshedilmek istendi. Şirket gerekçe olarak, Rusya ve Türkiye ortaklığıyla kurulan Titan-2 IC İçtaş A.Ş.'nin sözleşmeye aykırı davranmasını ve iş güvenliğini sağlamamasını gösterdi. Fesih kararından sonra Akkuyu'nun inşaatı da işletmesi de Rosatom'a devredildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2 Ağustos'ta "Bakanlığımız tarafların arasındaki ihtilafın çözümü için gerekli girişimlerde bulunmuştur. Taraflara da böyle bir projede daha sağduyulu ve yapıcı bir görev düştüğünü bir kez daha hatırlatmak isteriz," dedi. Gelişmeler, AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Soçi'deki görüşmesi (5 Ağustos) öncesi Putin'i öne geçiren bir hamle olarak yorumlandı. |
Rosatom cephesi
Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom'un yakıt şirketi TVEL, inşası devam eden Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin (NGS) ilk ünitesi için ürettiği nükleer yakıt simülatörlerini 29 Ekim'de Türkiye'ye gönderdi.
TVEL Yakıt Şirketi'nin Batı Sibirya'da bulunan üretim tesisi Novosibirsk Kimyasal Konsantre Tesisi'nde üretilen yakıt simülatörlerinin yanı sıra reaktör kontrolü ve koruması için kontrol çubuk modelleri ile nükleer yakıtın kontrolü için gerekli araçlar da Türkiye'ye sevk edildi.
Bununla birlikte, Rosatom'un yan kuruluşu TVEL A.Ş.'in Merkezi Tasarım ve Teknoloji Enstitüsü (MTTE A.Ş.) nükleer santralin her bir ünitesine nükleer yakıt yükleme ve kullanılmış yakıtın değiştirilmesi için kullanılan Rus yapımı yakıt ikmal makineleri de tedarik edecek. Yakıt yükleme makinesinin Akkuyu NGS'nin ilk güç ünitesine sevkiyatının 2023 yılında yapılması planlanıyor.
* Projenin tarihçesi ve daha detaylı bilgi için tıklayınız.
(TY)