Uluslararası deneyimlerin gerisinde değiliz
Akkoç, "Kadın sorununun daha farklı kesimler tarafından sahiplenildiğini görmek umut vericiydi. Daha önce yaptığımız çalışmalarda kadın sorunlarının çözümü STK'lerin üstüne kaldı, gibi bir duygu yaşıyordum.
"Uluslararası deneyimleri dinledikçe bu duygum değişti. O deneyimleri dinledikçe bizim de kendi dilimizi gerçekleştirmek, oluşturmak açısından bayağı mesafe aldığımızı gördüm ve karamsarlıktan kurtuldum" dedi.
Akkoç, "Bu kadar farklı yerlerden katılan insanlar olarak ortak bir basın bildirisi yayınlanması çok olumlu bir gelişmeydi. Kampanyanın da genişleyerek, boyutlanarak süreceğini inanıyorum" dedi.
Akkoç: Farklı bakanlık temsilcileri de katılsaydı
Konferansın organizasyonunun çok iyi olduğunu söyleyen Akkoç, "Küçük zaman kaymaları dışında bir aksilik olmadı. O da çok doğaldı. Bakan Çubukçu'nun katılımı çok olumluydu.
"Ama aile içi şiddetin ve kadına şiddetin tüm bakanlıkları ilgilendiren bir boyutu var. Keşke daha çok bakanlık temsilcisi katılsaydı. Çok şey konuşuldu" diye konuştu.
Akkoç, konferanstaki deneyimlerin ışığında Diyarbakır Kadın Merkezi'nde (KAMER) yaptıkları çalışmaların değerlendirmesini şöyle yapıyor:
"Kadınlarla ilgili ve çocuklarla çok iyi yerde olduğumuzu gördüm. Kendimizi, dilimizi geliştirmek konusunda doğru yerde duruyoruz. Global bir konu olmasına rağmen, yerel tekniklerle çalışıyoruz. Buna rağmen çalışmalarımızın sonuçları açısından eksiğimiz yok.
Erkekler için çalışmada belirleyici kadınlar olmalı
"Tek eksiğimiz erkeklerle çalışma kısmının olmaması. Konferanstan sonra, Türkiye'de birilerinin de, erkekler için bir çalışma yapacağını düşünüyorum."
Akkoç, "KAMER'den bakarak, artık kadın sorununun, kadına yönelik ve aile içi şiddetin bir ucunu erkeklerinde tutması gerektiği diye düşünüyorum.
"Namus ve töre konusunda yaptığımız çalışmalarda erkeklerden destek görüyoruz. Ama dayanışmak yetmiyor. Erkeklik adına bir sorgulama yapmak gerekir. Bu konuda belirleyici olan yine kadınlar olmalı" dedi.
KAMER: 23 İlin tamamında yaygınlaşacak
KAMER'in kuruluş gerekçesini konferansta "Her şey şiddetin sorgulanmasıyla başladı" diye anlatan Nebahat Akkoç, KAMER'in Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yaygınlaşacağını söylüyor:
"13 Güneydoğu ve Doğu Anadolu kentinde başlayan kadın merkezi örgütlenmesi, önümüzdeki iki yıl içinde, bu bölgelerdeki 23 ilin tamamına yayılacak."
"1984 yılından itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yoğun olmak üzere Türkiye'nin her yerinden neredeyse her gün onlarca saldırı, gözaltı, işkence, ölüm haberi duymak normalleşmişti. En kötüsü şiddetin sıradanlaşmasıydı."
Şiddet kültürü yerine barış kültürü yerleştirmek
"Bu yoğun şiddet üzerine kafa yormaya başlanmasıyla, bu merak evlere yöneldi. Şiddetin normalleştiği yer evlerdi, kadına yönelik şiddet yoğun ve alışılmış bir durumdu. Öyleyse 'kadınlar ile birlikte, kadınlar için çalışmak' gerekiyordu."
Akkoç, yaptıklarının özetini şöyle anlattı:
"Hatırlayabildiğim ilk günden bu yana şiddet yaşayan, namus adına katledilen kadınlarla ilgili tanıklıklarım oldu. Şiddete ve cinayetlere alışmıştık, alıştırılmıştık. Alışkanlıkları, ezberleri bozmaya çalışıyoruz.
"Şiddet kültürünü reddedip, barış kültürü oluşturmaya çalışırken en önemli görev, tüm geleneksel değerleri gözden geçirmektir. Çünkü, bu değerlerin tümü şiddeti temel almış cinsiyetçi sistemin ürünleridir." (AD)