Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, "Şu anda aklıselimin galip gelmesini bekliyoruz. Onun için çağrı yapıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Pakistan'ın başkenti İslamabad'ta yapılacak 13. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirve Toplantısı'na katılmak üzere adadan ayrılırken yaptığı açıklamada,
"Eğer Kıbrıs'ın geleceğini barış, huzur ve sağlıklı şekilde kuracaksak geçmişteki bütün kötülüklerin anasının Enosis olduğunu görmemiz, anlamamız lazım. Rumların da bunu görebilmesi lazım” dedi.
"Halen daha bu olayı küçümsemek Kıbrıs Türkü'nü tanımamak demektir. Kıbrıs adasında Enosis'in neler yarattığını anlamazlıktan gelmek demektir. Böyle bir şey olamaz."
Akıncı son günlerde “EOKA mücadelesinden en çok Kıbrıslı Türkler yararlandı” gibi söylemlerin dile getirildiğini hatırlattı ve tepki gösterdi.
“Bunlar kabul edilebilecek söylemler değil. EOKA’nın hedefi Kıbrıslı Türklerle barış içinde, eşitlik içinde bir yaşamak değil, Enosis ülküsüydü.
“Bu söylemler terk edilemezse, bir seçim dönemine girildi, bu söylemler artacaksa müzakere masanın kurulması kolay olmayacak.”
TIKLAYIN - KIBRIS GÖRÜŞMELERİ TIKANDI
Referandum engel değil
Akıncı’nın açıklamasından satırbaşları şöyle...
*"Bu süreçte Türkiye’nin konsantrasyonu referandumda olmayacak mı? denilebilir. Evet, bunu inkâr eden yok.
“Doğaldır ki konsantrasyon o konun üzerine yoğunlaşacak ama Türkiye büyük bir mekanizmadır. Bu konuyla ilgilenecek birimleri aracılığıyla ilgileniyor, seçim döneminde de ilgilendi. Referandum döneminde de rahatlıkla ilgilenebilir. Ve zaten ilgileniyor.
TIKLAYIN - KUZEY KIBRIS SÖZCÜSÜ: HARİTALAR SUNULDU
Enosis eğitim sistemine girerse...
*“Rum okullarında nasıl bir eğitim verileceği Akıncı’nın karışacağı bir konu değil diyorlar’. Biz onların eğitim sistemlerine, müfredatlarına karışmış değiliz. Bulunacak çözümde eğitim, sağlık gibi konular kurucu devletlerin yetkisinde olacak. Bu alanları iki taraf yönetecek. Belirli standartlara sahip olma ve bunu en üst düzeye taşıma noktasında işbirliği de yapılabilecek. Eğer her geçen gün daha zor hale gelen bu çözümü başarabilirsek...
“Enosis, taksim gibi kavramlar eğitim sisteminin bir parçası haline getirilirse elbette buna söyleyecek sözümüz olacak. Biz yaparsak onların, onlar yaparsa bizim söyleyecek sözümüz olacak. Halen yürürlükte olduğunu söyledikleri 1960 Anayasası’nda sadece Enosisi gerçekleştirmek değil, Enosisi övmek de yasaklandı.
“2014 Şubat anlaşmasında da aynı kavramlar yer almaktadır. Bu şekildeki bir gidişatı görmezden gelemezdik.”
TIKLAYIN - BM KIBRIS TEMSİLCİSİ: ÇÖZÜM ZOR AMA İMKANSIZ DEĞİL
Güneyde seçim
*"Güney'de seçim süreci aşağı yukarı başladı. Bunu ben söylemiyorum, kendi parti liderleri söylüyor. Enosis'i okullarda anma, onure etme kararı çıktığının ertesi gününde Rum basını seçim havası geldi diye yazdı. Daha bizimle ilgili tartışmalar başlamadan, yoğunlaşmadan. Bu saptamayı kendileri yaptılar. Biz de verilen demeçlerden tribünlere oynandığını görebiliyoruz.
“Bu tutum yakın zamanda düzelmezse, 2017 de elden çıkacak. 2018'de seçimlerde kim kazanır kim kaybeder onun programı ne olur ne olmaz. 2017'de başka tehlikeler de var. Ben 2016 sonunu hedef olarak koydum. Bu benim hedefim olmaktan çıktı. Türkiye de, Rum lider de BM de bu hedefi destekledi. 2016 sonunu gösterirken söylediğim şu cümle çok önemliydi. 'Geriye kalan konular bakımından bize gerekli olan zaman değil liderlik, kararlılık ve siyasi istekliliktir.' Bunlar olmayınca adım atamıyorsunuz." (YY)
Enosis anması kararı |
Güney Kıbrıs’ta, Meclis 10 Şubat'ta, ELAM (Ulusal Halk Cephesi) tarafından önerilen, Kıbrıs'ın Yunanistan'a bağlanmasını öngören 1950 Enosis referandumunun okullarda kutlanmasını karara bağlamıştı. Kuzey Kıbrıs bunun toplumun kaygılarını arttıracağını belirterek karara tepki göstermiş ve kararın iptali çağrısında bulunmuştu. Yapılan açıklamada şu ifadeler de yer almıştı. “Kıbrıs’ta 11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması temelinde iki tarafın siyasi eşitliğine dayalı yeni bir Ortaklık Devleti kurma yönündeki çabaların varmış olduğu aşamada, aşırı sağcı/ırkçı ELAM tarafından ortaya konan önerinin Rum Meclisince ve liderliğince sahiplenilmiş olmasının Ada’daki iki halk arasında güven tesisine ve müzakere sürecine yardımcı olmayacağı açıktır.” |
Kaynak: Kıbrıs gazeteleri