Kobanî davasının 16. duruşma periyodunun 2. oturumu Sincan Cezaevi Kampüsünde görüldü.
TIKLAYIN - “Mahkeme, iktidarın çizdiği sınırdan çıkamıyor”
Davada, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, HDP Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 kişi yargılanıyor.
TIKLAYIN - Sancar: Bu davada adil yargılama yok, acil yargılama var
Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Anadilinde savunma yapmak istedi
Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlayan oturum, Kürt siyasetçi Sibel Akdeniz’in savunmasıyla devam edecekti.
Ancak salonda tercüman bulundurulmamasından dolayı savunmasını Kirmanckî yapmak isteyen Akdeniz savunmasını yapamadı ve duruşmaya tercüman getirilmesi için ara verildi.
“Tercüman sorumluluğu mahkeme heyetinde”
Aranın ardından Akdeniz’in savunmasına geçildi ancak duruşmaya getirilen tercüman tercümede sorun yaşadı. Bu sırada mahkeme başkanı, Akdeniz’in savunmasını Türkçe yapmasını istedi ancak Akdeniz bu teklifi reddetti.
Avukat Maviş Aydın, tercüman sorumluluğunun mahkeme heyetinde olduğunu belirterek, savunmanın sorun çözüldükten ve yeni bir tercüman bulunduktan sonra alınmasını talep etti. Akdeniz de savunmasını yazılı olarak sunma talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, hazır edilen tercümanların Akdeniz’in savunmasını tercüme edemediği gerekçesiyle talepleri kabul ederek savunmanın Türkçe çevirisini sunması için Akdeniz’e 6 Eylül’e kadar süre verdi.
Duruşmaya yarın devam edilecek.
“Meslektaşıma ‘Örgüt avukatlarıyla konuşmam’ dedi”
HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Nuray Özdoğan ve Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, ÖHD ve İHD üyesi avukatlar ile birlikte Sincan Kadın Cezaevi ve Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi idaresiyle görüştü.
Cezaevlerinde yaşanan sorunların konu edildiği görüşmenin ardından heyet Sincan Cezaevi önünde açıklama yaptı. Kerestecioğlu, şunları söyledi:
“Önce 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne gittik. Müdür Bey enteresan bir gerilim içerisindeydi. Onun ruh halini kendisine bırakıyoruz ama şikayetçi olacağımız bir başka konu var. Meslektaşlarıma “Örgüt avukatlarıyla konuşmam” dedi. 40 yıla yaklaşan meslek hayatımda bu fütursuzluk çok az duyduğum bir şey.
“Cezaevinin değil, Adalet Bakanlığının sorunu”
“Son olarak Kadın Cezaevi ile görüştük. Sohbet hakkı aslında iki yüksek güvenlikli cezaevinde de yok ama Kadın Cezaevinde başlanmış iki saatlik sohbet hakkı var.
“Kadın Cezaevinde televizyon ve gazete sınırları var. Mesela Meclis TV’yi izleyemediklerini söylüyor arkadaşlar. Bunları gündeme getirdik. Keyfi aramaların olduğunu, bazı avukat görüş odalarında şeffaf filmlerin kaldırılmamış olduğunu; bunların avukat arkadaşlarımızın savunma yapabilme, görüşmeyi sağlıklı gerçekleştirebilme ve evrakları karşı taraftaki müvekkillerine gösterebilmelerine engel teşkil ettiğini ifade ettik.
“Hijyen problemleri ve yetersiz kötü beslenme, kantin fiyatlarında fahiş artışlar olması... Bu aslında cezaevinin sorunu değil, Adalet Bakanlığının sorunu ve ülkedeki yoksulluğun da bir sonucu. Dışarıdaki yoksulluk cezaevlerine de yansıyor.” (AS)