Plaza Eylem Platformu, Akbank’taki grev kararının ertelenmesi üzerine Kadıköy Akbank Şubesi önünde bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada dayanışma vurgusu yapıldı.
Akbank grevinin, erteleme kararına rağmen sektörde önemli bir dönemeci ifade ettiği söylendi.
1980 sonrasında sektör için bu grevin bir ilk olduğu hatırlatıldı. Sürecin merkezi gücü yoğunlaştırmak için değil, çalışanların katılımını ve karar gücünü arttırmak için bir fırsata çevrilebileceği vurgulandı. Özellikle kadın çalışanların geleneksel “erkek” sendikacılık anlayışından kurtulmak için bu süreci bir fırsata çevirebileceklerine dikkat çekildi.
Banka ve sendikanın uzlaşmaya varamadığı, çalışanların öncelikli talepleri üç ana maddede şöyle özetlendi:
* Toplu İş Sözleşmesi (TİS) hakkından bütün banka personelinin yararlanması
* Adaletsiz, ciddiyetsiz ve sadece kâr odaklı performans sisteminden vazgeçilmesi, performansın işten çıkarma tehdidi olmaktan çıkarılması
* Sendikaların ve çalışanların baskı altında tutulmasıyla oluşan düşük ücret ve sıfır sosyal hak anlayışından vazgeçilmesi, kârın çalışanların ücretlerine yansıması.
Akbank grevi ve medya
Basın açıklamasında grev kararının basında yeterince yer bulmaması ancak grev erteleme kararının büyük bir coşkuyla duyurulması gündeme getirildi:
“Akbank’ta grev beklendiği üzere Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu imzalarıyla ‘ertelendi’.
“Grev kararı ulusal basında pek yankı bulmazken ‘erteleme’ kararının kuru metni ve altındaki baş erkek ve diğer erkeklerin imzaları anında bütün basında yer aldı.
“Plaza Eylem Platformu olarak, basın emekçilerinin bu ‘bağımlı’ medya şirketleri tarafından yönetilmek zorunda kalmasının acısını paylaşıyoruz.
“Bu nedenle kendi iletişim kanallarımızı oluşturmaya çalışıyoruz. Bu basın açıklaması Akbank çalışanları kadar basın emekçileriyle de dayanışmamızın ifadesidir.
“Savunduğunuz kendi ekonominiz, ülkenin değil”
Grev erteleme kararının OHAL’den yararlanılarak bir KHK ile yapılabildiği hatırlatıldı. Akbank üst yönetiminin de bu rahatlıkla meseleye yaklaştığı söylendi.
“Banka bunu bir kriz olarak görüp, bu krizi kolaylıkla, olgunlukla, reklam verdiği medyayı ve ‘Bakanlar Kurulu’nu arkasına almanın güveniyle aştığını düşünüyor. Ancak bu sefer ‘kriz’ sandığınızdan biraz daha derin” dendi.
“Grev kararı, ‘ertelenmiş’ olsa bile ciddi bir uyarı niteliğindedir. Finans sektörü ayağını denk almazsa bir süre sonra, isterse bizzat Sabancı’lar hükümeti kurmuş olsun, herhangi bir ‘Bakanlar Kurulu’, herhangi bir grevi ‘erteleyecek’ gücü bulamaz. Grev yasaklarıyla savunduğunuz kendi ekonominizdir, ülkenin değil.
“Akbank çalışanının sorunları ‘ülke’ sorunlarıdır. Bu ülkede çalışan tüm kadınların sorunlarıdır; performans baskısı altında çalışanların sorunlarıdır. Bu sorunları göremeyen bir ülke ve banka yönetimi, krizi derinleştirmekten başka bir şey yapamaz”
Kârını enflasyonun altı katı kadar artıran Akbank’ın sektörde birinci banka olduğu, bu kâr oranının her çalışanın iki kişilik emek harcamasıyla yapıldığına dikkat çekildi. Bu yoğun çalışma koşullarına çalışanların razı olmasının nedenleri sıralandı:
- Sendika baskı altına alınmıştır. Çalışanların çok büyük bölümü ‘kapsam dışı’ ilan edilerek işçiler işveren karşısında yalnızlaştırılmıştır.
- İş güvencesi ortadan kaldırılmıştır. Tüm çalışanlar ve özellikle kadınlar işten atılma tehdidiyle karşı karşıyadır.
- Adaletten nasibini almamış bir ‘performans’ sistemi dayatılmıştır.
Performans sistemi ve TİS
Basın açıklamasının ardından çalışanlarla çalışma koşulları üzerine konuştuk.
Çalışanlar maddi taleplere geçemeden, çalışma ortamında sağlıklı yaşam koşullarını yaratmaya çabaladıklarını ifade ediyor.
Yemek, maaş zammı gibi konuların önemli olduğunu ancak ondan önce başka konularda tıkandıklarını söylüyorlar.
Uzlaşmazlığın ortaya çıkmasında öne çıkan iki maddenin performans denetimi ve TİS’ten herkesin yararlanamaması olduğu görülüyor.
Anlatılanlara göre bu süreç, banka tarafından olabildiğinde geciktirilerek bu noktaya getirilmiş. Sendikanın da bu geciktirmelere karşı iyi bir tutum sergileyemediğinden bahsediliyor. Sendikal süreçlerde aktif olabilmek istiyorlar.
Akbank çalışanı süreci nasıl yaşıyor
İsmini vermek istemeyen bir banka çalışanı sıkıntıları şöyle aktarıyor:
“Performans denetimi altı ayda bir yapılıyor, yani yılda iki kere. Performansımız da A’dan E’ye kadar geniş bir ölçekle değerlendiriliyor.
“Performans değerlendirme notu çalışan açısından herhangi bir şekilde kurtarıcı olmazken, bankaya işten eleman çıkarmada fayda sağlıyor.
“Sendikanın sözleşmedeki önerisi bu denetimin 1,5 seneye yayılması yönünde. Performansı düşen çalışanın izlemeye alınması, eğitime gönderilmesi ya da şubesini değiştirilmesi gibi öneriler sunuluyor. Her an işten atılma baskısı olmadan çalışmak istiyoruz.
“Uygulamada TİS’ten herkes faydalanamıyor. Kapsam içi kapsam dışı gibi bir kategorizasyona gidiliyor ve kapsam dışı grubunda çalışanlar sendikalı da olsalar ücretlendirilmeleri TİS’e göre değil performansa göre yapılıyor. Buna karşı çıkıyoruz.”
“Gücümüzün farkındayız”
“İçeride direnişten yana umutsuzluk oluyor. Grev ertelemenin, meselenin hakem kuruluna bırakılması olduğunu biliyoruz. Hakem kurulunun kararı konusunda da çok umutlu değiliz.
“Ancak gücümüzü görüyoruz. Siber saldırılarla ya da teknik nedenlerle on dakika sistem yavaşladığında bile işler karışıyor, uzun kuyruklar oluşuyor. Herkes birlik olduğunda, bir saat iş bırakmamız çok büyük etki yaratır. Bunu iyi biliyoruz.” (CK/EKN)