Ankara Üniversitesi’nde (A.Ü.) Eğitim Sen üyesi altı akademisyen hakkında Emniyet ve Valilik talebiyle açılan disiplin soruşturmalarına ilişkin bugün savunma günüydü.
Akademisyenler hakkında iki soruşturma var. Biri polisin kampüse girerek öğrencileri darp ettiği ve akademisyenlerin de gözaltına alındığı olaylara, diğeri de sosyal medya paylaşımlarına ilişkin.
Polis saldırısıyla gözaltına alınan akademisyenlere “Gözaltına neden alındıkları”, “Twitter üzerinden Cumhurbaşkanı ile ilgili yazılar yazmanın amacının ne olduğu” gibi sorular yöneltildi.
Akademisyenler hangi eylem ve paylaşımlarının ilgili hangi maddeye göre suç teşkil ettiğine ilişkin bildirim yapılmaması nedeniyle savunma haklarını kullanamadılar.
A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi ağırlıklı olmak üzere İletişim, Eğitim ve Hukuk fakültelerinden, Hacettepe ve ODTÜ’den akademisyenler de soruşturmaları protesto için Tandoğan Kampüsü’ne geldi. Akademisyenlere, Eğitim Sen, Mülkiyeliler Birliği temsilcileri, HDP Milletvekili Mithat Sancar ve CHP Milletvekili Şenal Sarıhan da destek verdi.
Polis ve güvenlik görevlileri gazetecilerin yerleşkeye girmesine izin vermedi. Akademisyenler ve milletvekilleri kapı önünde yaptıkları açıklamalarda hem gazetecilerin yerleşkeye alınmamasına hem de soruşturmaya tepki gösterdi.
“Gözaltına neden alındınız?”
Soruşturmaların ilki, 9 Ekim 2014’te polisin Cebeci Kampüsü’ne girerek öğrencileri darp etmesine karşı çıkmaları üzerine akademisyenlerin de gözaltına alındığı olaylarla ilgili.
İletişim Fakültesi öğretim elemanı İlkay Kara ve Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) öğretim elemanları Nail Dertli, Onur Can Taştan, Aysun Gezen ve Celil Kaya gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmıştı.
Konuyla ilgili beşi akademisyen 23 kişi hakkında "Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, mala zarar verme” suçlamalarıyla dava da açılmıştı.
Emniyetin talebiyle Rektörlük 9 Ekim'de yaşananlara ilişkin akademisyenler hakkında “yolu kapatma ve polise saldıran grup içinde yer alma” suçlamasıyla soruşturma açtı.
Soruşturma kapsamında akademisyenlere 9 Ekim’de “gözaltına alınıp alınmadıkları, alındılarsa neden alındığı” soruldu.
Belirtilen saatler arasında fakültede olup olmadıkları, derslere girip girmedikleri, yolu kapatarak eylemde bulunup bulunmadıkları, bulundularsa amaçlarının ne olduğu, emniyet kuvvetleriyle çatışmalarının olup olmadığı da diğer sorulardandı.
“Twitter hesabınız var mı?”
İkinci soruşturma sosyal medya hesaplarına ilişkin. Sosyal medya paylaşımları nedeniyle yukarıda adı geçen beş akademisyenin yanı sıra SBF Öğretim Elemanı Ozan Değer’e soruşturma açıldı.
Ankara Valiliği, Rektörlüğe gönderdiği 6 Nisan tarihli yazıda akademisyenlerin Twitter hesaplarına ilişkin suçlamalara yer vererek haklarında disiplin ve idari işlemlerin yapılmasını talep etti.
Valilik, akademisyenlerin IŞİD karşıtı, Özgecan Aslan cinayetine ilişkin "Yasta değil isyandayız" başlıklı paylaşımlarını da göstererek su suçlamaları yönlendirdi:
“Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret, devletin egemenlik organının saygınlığını zedelemek, Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki düzenini değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türkiye Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratıp, Devletin güvenliğini ve kamu düzenini bozmak amacıyla hareket eden yasadışı terör örgütlerinin eylemlerini meşru göstermek, övmek ve bu yöntemlere başvurmayı teşvik edici açıklamalarda bulunmak ve bunları sosyal medya aracılığıyla yaymak…”
Valiliğin talebi uyarınca rektörlüğün açtığı soruşturma kapsamında akademisyenlere “Twitter hesabınız var mı, aktif mi?” gibi soruların yanı şu sorular yönlendirildi:
* Twiter hesabınız üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başı olup Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk milletinin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamı ile ilgili olarak yazılar yazdınız mı?
* Twiter üzerinden Cumhurbaşkanı ile ilgili yazılar yazıp bunları herkesle paylaşmanızın amacı nedir?
* Yasadışı terör örgütlerinin eylemlerini meşru görüyor musunuz?
Akademik kurullardan çağrılar
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi Akademik Kurulları, Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu ve Eğitim Sen Merkez yürütme Kurulu da soruşturmalara tepki gösteren açıklamalar yayınladı.
İletişim Fakültesi Akademik Kurulu, "Cebeci Kampüsüne polis müdahalesi ile başlayan ve Valilik isteğiyle açılan soruşturmalarla devam eden süreç, üniversitelere yönelik baskının açık örneği" dedi. Açılan soruşturmaların geri çekilmesini, benzeri durumların insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde değerlendirilerek, soruşturmaya konu edilmemesini talep etti.
Siyasal Bilgiler Fakültesi de soruşturmaların geri çekilmemesi halinde gerekli yasal girişimlerde bulunup, ulusal ve uluslararası kamuoyunu seferber ederek bu hukuksuzluğun karşısında durmaya devam edeceklerini söyledi.
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu soruşturmaların akademik özgürlüğe müdahale anlamına geldiğine dikkat çekti. Soruşturmaların bir süredir çeşitli basın yayın organlarında hedef gösterilen SBF-Mülkiye’ye gözdağı vermek anlamına geldiğini söyledi.
Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulu da “Ankara Üniversitesi Rektörlüğü`nün, Valilik talebiyle böylesine ağır suçlamalar ile açmış olduğu soruşturma "kara bir leke" olarak tarihe geçecek niteliktedir” dedi. Soruşturmaları düşünceyi ifade özgürlüğüne ve bilim özgürlüğüne yönelik açık bir müdahale olarak tanımladı. (BK)