Sydney Üniversitesinde barış gazeteciliği üzerine çalışan, Barış ve Çatışma Çalışmaları Merkezi Direktörü Dr. Jake Lynch ile akademisyenler ve gazeteciler bir araya geldi, dünyadan barış gazeteciliği örnekleri, barış gazeteciliğinin nasıl yapıldığı ve çatışma bölgelerindeki zorluklar ve Türkiye’de barış gazeteciliğinin ve gazetecilerin karşılaştıkları sorunlar konuşuldu.
Boğaziçi Üniversitesi Barış Eğitimi, Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Galatasaray Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen toplantı, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi toplantı salonunda gerçekleşti.
TIKLAYIN - "BARIŞ GAZETECİLİĞİ 'GERÇEĞİ' MERKEZE ALIR''
Perşembe günkü toplantıya katılanlar: Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Barış Eğitimi, Uygulama ve Araştırma Merkezi eş kurucuları Nur Bekata Mardin ile BÜ Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Fatoş Erkman, merkezden ve BÜ Batı Dilleri Edebiyatları’ndan Aylin Vartanyan, BÜ Batı Dilleri Edebiyatları’nda öğretim görevlisi ve gazeteci Çiğdem Dalay, Galatasaray Üniversitesi’nde barış gazeteciliği konulu doktora tezini çalışan Tirşe Erbaysal Filibeli, Hrant Dink Vakfı’ndan Pınar Ensari, Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Eylem Yanardağoğlu, Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş, Şalom gazetesi yazarı Karel Valansi, BÜ öğrencisi Rümeysa Özüyağlı, Kadir Has Üniversitesi Halkla İlişkiler ve İletişim Bölümünden, gazeteci Suncem Koçer, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesinden Prof. Dr. Nilüfer Pembecioğlu, Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, gazeteciler Bülent Mumay ve Burcu Karakaş.
“Barış gazeteciliği haber alma hakkını gözetir”
Toplantıda ilk olarak söz alan Dr. Jake Lynch, kendisinin BBC’deki iş deneyiminden yola çıkarak gazetecilerin yüz yüze kaldıkları sorunları ve kamunun haberleri nasıl algıladığını barış gazeteciliği perspektifinden yola çıkarak anlattı.
“İzleyicilerin çoğu CBS akşam haberlerini izliyor ve bu haberlerde sunulan tek bakış açısını doğru kabul ediyor. Ben ‘acaba daha iyisi olabilir mi?’ diye düşünmeye başladım. Londra’da Sky News’ta meslektaşlarımla tartışma konularımızdan biri de haberlerin sunumu ve algılanışıydı.”
Bu tartışmalarda örnek olarak da 1991’deki Körfez Savaşının CNN’nin meşhur yorumuyla nasıl sunulduğunun verildiğinden bahsetti. Lynch, “propagandanın” aksine barış gazeteciliğinde, toplumun farklı kesimlerinin bakış açılarını yansıtmanın önemine değindi.
Ayrıca günlük gazetelerin çok uzun zaman boyunca dominant medya aracı olduğunu, şimdi de onun yerini televizyonun aldığını söyledi.
“Haberler değerine göre değil, gündeme, izlenebilirliklerine göre seçiliyor. Ancak medya artık daha çeşitli ve yaygın, gazeteciliğin ekonomik temeli de değişiyor. Bunun gibi barış gazeteciliği eğitimleri de çeşitlenip fazlalaşıyor.”
Haber içeriğinde “propaganda gazeteciliği”
Dr. Lynch, barış gazeteciliğinde, halkın haber alma hakkının gözetilerek, bilgiye kamunun ulaşımının hayati önemde olduğuna, bu konunun uluslararası platformlarda da sık sık dile getirildiğine değindi.
Toplantıda ayrıca bilginin kamusallaşmasında, sosyal medyanın önemi ve dijitalleşmenin etkileri de konuşuldu. Lynch, dijitalleşmenin haber yapımında etkili olduğunu, haber dilinin ve içeriğinin buna uygun olarak de değiştiğini ve “Haberin nerede başlayıp nerede bittiğini kestirmenin bazen zor olduğunu” söyledi.
Lynch, “Artık sosyal medyayı görmezden gelmek imkansız” dedi.
Anaakım medyanın habere tavrı konuşulurken, Noam Chomsky’nin “propaganda gazeteciliği” modeli de anıldı.
Dr. Lynch, anaakım medyada neyin söylenebileceğinin, neyin yayınlanabileceğinin sınırlarının çoğunlukla önceden belirlenmiş olduğunu belirtti.
Sözlerine örnek olarak da ABD’de yaygın medyanın Vietnam savaşındaki gibi “ihtilafın meşrulaştırılması” aracını kullanmasını ve insanların haberin bir parçası olmaktan dışlanmasını verdi.
Aynı durumun, 11 Eylül 2001’de New York’taki Dünya Ticaret Merkezine düzenlenen saldırıların sonrasında da yaşandığını, 9/11 ile medyada büyük bir değişikliğin gözlemlendiğini ekledi.
“İnsanları dinledikçe önyargılar yıkılıyor”
Katılımcıların, “barış gazeteciliği eğitimlerinde nasıl bir yol izledikleri” şeklindeki sorunu da şöyle yanıtladı: “Şöyle yapılmalı, böyle yazmalısın demek yerine, danışman rolü üstlenerek, öğretmekten çok danışmalarını salık vererek ilerliyoruz.”
Dr. Lynch, çatışma bölgelerindeki gazetecilikle ilgili bir soruya da Makedonya’daki 2001’deki çatışmaları örneğini verdi, çatışmaları yerinde izleyen gazeteciler ile haberi Londra’dan takip eden gazetecilerin bakış açılarının farklı olduğunu anlattı.
Dr. Lynch, “toplama kamplarına” benzettiği Avustralya’daki mülteci kamplarından yapılan bir haberin kamuoyunun dikkatini çekmediğini ancak Afganistanlı bir mültecinin orada neler yaşadığını anlatmasının, insanları etkilediğini ve kamplara karşı bakışlarının değiştirmesine yol açtığını anlattı.
“Barış konuşuldukça barışa yaklaşılıyor”
Lynch, çatışmanın tarafları ve bölgede yaşayan insanlarla konuşan gazetecilerin kalıp tanımlamalardan kurtularak gerçeğe daha fazla yaklaştığını söyledi.
Kadının medyadaki temsiliyle ilgili soruları da kadınların görünür oldukça, temsillerinin de buna mukabil artacağını düşündüğünü söyleyerek yanıtlayan Lynch, aynı şekilde medyada ne kadar fazla barış konuşulursa, barışın tesisinin daha da yaklaşacağını düşündüğünü ifade etti.
“Eleştirel özfarkındalık”
Lynch, toplantıdaki gazetecilerden, Türkiye’de gazetecilik yapmanın nasıl olduğunu, ne gibi zorluklarla karşılaştıklarını da dinledi.
Ayrıca haber yazımında gazetecilerin en çok düştükleri ikilemin, “gerçek” ile “iddiayı” karıştırmak olduğunu, gazetecilerin haber yazımında bu ikisinin arasındaki çizgiyi çekmek için sürekli kendilerine soru sormanın önemine değindi.
“Eleştirel özfarkındalığın” gazetecilerin her zaman hatırlaması gereken bir kavram olduğunun altını çizen Dr. Lynch, gazetecilerin kendi kendine “Bu haber bana neden geldi, nasıl geldi, bu bilgilere nasıl ulaştım” soruları yöneltmesinin doğru olacağını savundu.
Son olarak da barış gazeteciliğine ulaşmanın zaman alacağını ancak çabaların sonuç vereceğine inandığını söyledi.
Dr. Jake Lynch hakkındaBarış gazeteciliğini araştırmak, geliştirmek, öğretmek için 15 yıldır çalışıyor. Doktora derecesini Britanya, Londra’daki Cardiff’ta tamamlayan Doç. Dr. Lynch, Sydney Üniversitesinde Barış ve Çatışma Çalışmaları Bölümünde ders veriyor ve araştırmalarına devam ediyor. Üniversitedeki Barış ve Çatışma Çalışmaları Merkezinin (CPACS) direktörü. Ayrıca Sydney Barış Vakfı yöneticilerinden, Uluslararası Barış Araştırmaları Derneğinin de Genel Sekreteri. Johannesburg Üniversitesinde de araştırmacı. Aynı zamanda uzun süre gazetecilik yaparak barış gazeteciliğini sahada da araştırdı. BBC World TV’de haber sunuculuğu yaptı. Bundan önce, Independent gazetesinin Sydney muhabirliğini yaptı, Sky News’ta siyasi haber editörüydü. 1999’dan bu yana editör ve gazeteciler için barış gazeteciliği workshop’ları düzenliyor. Fiji, Endonezya, Filipinler, Nepal, Ürdün, Filistin, Kıbrıs, Ermenistan, Gürcistan, Norveç ve Britanya’da çatışma çözümleri üzerine eğitimler verdi. Barış gazeteciliği üzerine altı kitabı, birçok makalesi ve köşe yazısı var. Sydney Morning Herald, the Australian ve the Canberra Times’ta da konuyla ilgili yazıları yayınlanıyor. Dört belgesel filmin yapımcıları arasındaydı, bu filmlerden aktör Michael Douglas’ın anlatımına dayanan Soldiers of Peace birçok ödül kazandı. 2009’da Avustralya Araştırma Konseyinin Linkage araştırma bursuna kayık görüldü. Barış gazeteciliğiyle ilgili kitapları: Reporting Conflict: New Directions in Peace Journalism (Çatışmadan Bildirmek: Barış Gazeteciliğinde Yeni Yönelimler), Peace Journalism: Conflict & Peacebuilding (Barış Gazeteciliği: Çatışma ve Barış Süreci), A Global Standard for Reporting Conflict (Çatışmadan Haber Yapmanın Küresel Standardı), Reporting the World: A Practical Checklist for the Ethical Reporting of Conflicts in the 21st Century (21. Yüzyılın Çatışmalarından Etik Haberciliğin Pratik Listesi), Produced by Journalists, for Journalists (Gazeteciler için, Gazetecilere Üretildi), Debates in Peace Journalism (Barış Gazeteciliğinde Tartışmalar). |
(AS)