GIT-Türkiye, Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nin (MSGSÜ) düzenlediği “Parmaklıklar Ardında Bilim: Sakıncalı Araştırmalar, Suçlu Konular” konferansı MSGSÜ Bomonti kampüsünde başladı.
Üç bölümden oluşan konferansın ilk oturumunda Prof. Dr. Füsun Üstel'in moderasyonunda Prof. Dr. Ayşe Erzan ile avukat Fikret İlkiz “Hukukun İki Yüzü ve Akademik Özgürlük” başlığı altında akademik özgürlüklerin “hukuku” tartışıldı.
Erzan: Otoriter rejimler özerkliğe tahammülsüz
“Akademik Özgürlükler - Üniversite’nin ‘İç Hukuku’” başlıklı konuşmasına Erzan tanımı gereği özerk olan ve kendi iç hukukuna sahip üniversitelerin otoriter rejimlerin tahammülsüzlüğüne maruz kaldığını söyledi.
“Akademiler tanımları itibariyle özerk kurumlardır. Hükümete bağlı değillerdir. Kendi iç hukuklarını, etik kurallarını kendileri oluşturmalıdırlar. Ancak otoriter rejimlerde bu özerkliğe yönelik ihlaller yaygındır. Örneğin Mussolini döneminde 1600'lerden beri ayakta duran bilim akademisi faşist hükümete biat etmediği için, Mussolini önce ulusal akademiyi kurdu. Buraya öğretim üyeleri atadı. Ardından da bilim akademisini yok ederek bu ulusal akademiye dahil etti. Türkiye'de de Bilimler Akademisi'nin başına gelen buydu.
“Otoriter rejimin değil üniversite, daha küçük, etki alanları daha kısıtlı olan kurumların özerkliklerine dahi tahammülü yoktur. Bu kurumların kendi iç hukuklarını oluşturmak kendi etik teamüllerine göre faaliyette bulunma haklarına tahammülü yoktur.”
İlkiz: Bilim topluma yarar
İlkiz ise “Akademik Özgürlük Nedir ve Neye Yarar?” başlıklı konuşmasında akademik özgürlük ve bilim özgürlüğünün ne olduğunu ve hukukun sınırları içerisinde nasıl yer aldığını aktardı.
“İçinde bulunduğumuz çağ bilgi çağıdır. Anayasa Federal Mahkemesi'nin aldığı bir kararda akademik özgürlük şöyle tanımlanır: Özgür bilim, bireyin kendisini geliştirmesini sağladığı gibi, bir yandan toplumsal gelişimi için anahtar öneme sahiptir.
“Evet üretme, araştırma, akademik özgürlüğünüz var ve özgürlükler kapsamında çalışmalar yapar ve bilgi üretirsiniz. Ama daha sonrasında bu bildi topluma ait olur. Yani akademik özgürlük topluma yarar.
“Bilim özgürlüğünün insan onur ve insan hakları konusunda, etik kurallar ile hayata geçirilmesi, bu noktada sınırlandırılması insan haklarının korunması bakımından önemlidir. Ancak bu konu hukukçulara bırakılamayacak kadar önemlidir. Çünkü bize bırakırsanız size anayasaya sadakat borcu çıkarırız.
“Hem 1961 anayasasında hem de 1982 anayasasında bilim ve sanatı serbestçe öğrenme, öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda araştırma hakkı korunur. 1961 anayasasında bu faaliyet için devletin varlığına referans verilir. 1982 anayasasında ise bu hakkın anayasanın 1., 2. ve 3. maddelerine karşı kullanılamayacağı maddeleri yer alır. Yani devletin yönetim biçimini tartışmak akademik özgürlük kapsamında değildir. Çünkü yine anayasanın 42. maddesi 'Eğitim ve öğretim hürriyeti, anayasaya sadakat hakkını ortadan kaldırmaz' der. Yani akademik özgürlüğü bize bırakmayın.”
Konferans “Araştırmacının Bir 'Suçlu' Olarak Portresi” oturumuyla Doç. Dr. Zeynep Gambetti, Doç. Dr. Reyda Ergün ve Prof. Dr. Neşe Özgen'in katılımıyla devam edecek. (EA/HK)