AKA-DER'li kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yaptıkları basın açıklamasında, kadınara yönelik şiddet ve ayrımcılığın hayatın her alanındaki yansımalarını hatırlatarak kadınlara "özgürlük için örgütlenme" çağrısı yaptı.
Anadolu'da kadınların yüzde 70'inin kendini "ev kadını" olarak tanımladığını hatırlatan açıklamada AKA-DER'li kadınlar, "Ücretsiz aile emekçisi olarak çalışmak, ev kölesi olarak aşağılanma, emeğinin değer bulamaması ve toplumsal hayattan mahrum bırakılmak anlamına geliyor. Ekonomik bağımlılık her türlü bağımlılığı körükleyerek ev emekçisi kadını ekonomik, duygusal, fiziksel açıdan suiistimal edilmeye açık hale getiriyor" dediler.
Kadınlar, yaptıkları açıklamada kadın işçilerin kamu alanında ya da özel sektörde de ucuz işgücü olarak görüldüğünü, sosyal güvenceden yoksun çalışmaya zorlandığını, yasal haklarından faydalanmasının engellendiğini hatırlattılar.
Devlet ve hukuk sisteminin ataerkil bakış açısıyla şekillendiğini, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığı önlemek bir yana körüklediğini savunan kadınlar, ayrımcı bakış açısının medya, reklamlar ve sanatla yeniden üretilerek toplumda yaygınlaştırıldığını belirttiler.
AKA-DER'li kadınlar yaptıkları basın açıklamasında, insan ticaretinin mağdurlarının da çoğunlukla kadınlar ve çocuklar olduğunu vurguladılar:
"Sömürge ülkelerden kaçırılan insanların yüzde 80'i kadın, 15'i çocuk, 5'i erkek. Bu insanların yüzde 87'si seks kölesi olarak kullanılıyor. Mağdurların yaşı 8'e kadar iniyor, günde 15-30 kez ilişkiye girmeye zorlanıyor ve ortalama 3 sene yaşayabiliyorlar."
Kadınlar, her üç kadından birinin kocasından dayak yediğini, yüzde 54'ünün sürekli kötü söz ve hakarete uğradığını, üniversite eğitimli kadınların yüzde 71'inin ekonomik ve cinsel şiddete maruz kaldığını, evliliklerinin ilk üç yılında üniversiteli kadınların yüzde 72'ünün, gecekonduda yaşayan kadınların yüzde 90'ının şiddet gördüğünü de vurguladılar. (BB)