Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin düzenlediği “Başka Bir Aile Anlayışı Mümkün mü?” konferansı vesilesiyle “Alternatif Aile Modelleri” paneli konuşmacılarından Sema Merve İş ile bir araya geldik.
İş “Görünmeyenin İzini Sürmek: Aile ve Ebeveynliğe Kuir Yaklaşım” isimli master tezi için 4 farklı ilden 15 kişiyle görüşerek LGBTİ bireylerin Türkiye’deki ebeveynlik tecrübelerini araştırmış.
Biz de kutsal aile mevhumunun dışında kalan ve Türkiye’de görünürlüğü olmayan eşcinsel-kuir ebeveynler üzerine konuştuk.
26 yaşındaki Sema Merve İş, Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümünden mezun. Yüksek lisans eğitimini Sabancı Üniversitesi Kültürel Çalışmalar bölümünde tamamlıyor. |
Türkiye’de LGBTİ bireyler nasıl ebeveyn oluyorlar?
Benim görüşmecilerimden biri yurtdışından evlat edinmişti. Bir diğeri de eski sevgilisiyle anlaşmalı olarak çocuk yapmaya karar vermiş. Ama birçoğu önceki evliliklerinden ya da eski heteroseksüel ilişkilerinden çocuk sahibi olmuşlar. Henüz ebeveyn olmayan ama gelecek beş yıl içerisinde çocuk yetiştirmeyi planlayan görüşmecilerim de vardı. Evlat edinmeyi tercih edenler olduğu gibi kendisi doğum yapmak ya da partnerinden çocuk sahibi olmak isteyenler de var.
Aile heteronormatif düzenle bütünleşmiş bir kavram. Anne babalık rolleri de kadın-erkek ikiliği üzerinden tanımlanıyor. Eşcinsel ve kuir bireyler ebeveyn olarak kendilerini nasıl tanımlıyorlar?
Araştırmam esnasında görüştüğüm lezbiyen, biseksüel, kuir ve trans gender bireylerin birçoğu kendini anne-baba olarak tanımlıyor. Yalnızca biri hiçbir anlamı olmayan bir tanım bulmuş, kendini “mazz” olarak tanımlıyor, ne anne ne baba. Bazıları çocuğu bu rollerden muaf yetiştirmeye çalışıyor. Ama birçoğu için LGBTİ birey olarak çocuk yetiştirmek bile başlı başına bir mücadele olduğu için bu rolleri önemsemiyor.
Trans geçişini tamamladıktan sonra ebeveyn olan birinin çocukla ilişkisi nasıl oluyor peki?
Birçoğunun hayatına çocuk, trans varoluşlarını açıklamadan önce girmiş. Trans erkek bir görüşmecim çocuğunu kendisi doğurmuş ve trans açılımını gerçekleştirmiş. Çocuk onu babası olarak görüyor yani. Birbirlerini koruyup kollayan bir ilişkileri olduğu için çocukla aralarında bir sorun olmuyor.
Kendini “mazz” olarak tanımlayan bir diğer görüşmecim de çocuklarına açıldıktan sonra trans geçiş sürecini devam ettiriyor. Bir gün çocukların alışverişi için kırtasiyeye gidiyorlar, kırtasiyeci kadın “Merhaba hanımefendi hoş geldiniz” diyor o esnada çocuk bir defter gösterip “baba bunu alalım mı?” diye soruyor. Sonra herkes “baba mı?” diye dönüp kadına bakıyor. Mazz tanımını da ebeveynliği cinsiyetsizleştirerek yaptığını söylüyor görüşmecim. Anne babalığın sadece toplumsal roller çerçevesinde şekillenen bir şey olmadığını aynı zamanda biyolojik cinsiyete atfedildiğini ve bu rollerin bazı hayatlar üzerinde baskı oluşturduğundan bahsediyordu.
Türkiye’de ne kadar eşcinsel-kuir ebeveyn ve aile var?
LGBTİ ebeveynler görünmez durumda oldukları için tam bir ortalama veremeyiz. Ama ben araştırmaya başlarken bu kadar çok insana bile ulaşabileceğimi düşünmüyordum.
Benim ulaşabildiğim LGBTİ bireyler cinsel kimlikleri yüzünden kendi ailelerinden şiddet ve baskı görmüş, zorla evlendirilmiş ve bir şekilde çocuk sahibi olmuşlardı. Birçoğu da bekar ebeveynlerdi. Şu an Türkiye’de en yaygın hane modeli çekirdek aile modeli olarak görünse de bir sürü bekar ebeveyn var ve bunların heteroseksüel oluklarını nereden bilebiliriz?
Ebeveynler çocuklarının sosyal çevrelerinde görünürler mi? Örneğin veli toplantısına cinsel kimliğini gizlemeden gidebiliyorlar mı?
Okul heteronormatif bir evren onlar için. Bu yüzden mesafeli duruyorlar ama mutlaka veli toplantılarına katılıp çocuklarının takibini yapıyorlar. Hiçbiri kendi cinsel kimliğini açık etmiyor çocuğun çevresinde. Trans ebeveynler okulun istediği ebeveyn görüntüsüyle uyuşmadıkları için veli olma hakkını ya arkadaşlarına ya da kendi anne babalarına devrediyorlar.
Okul döneminde çocuğu olan ebeveynler için okul aynı zamanda bir baskı mekanizması mı peki?
Ebeveynler için esas zorluk çocuğun okula başlamasıyla başlıyor zaten. Okulda hayat bilgisi dersinde öğretilen sadece çekirdek tipi heteroseksüel aile modeli. Çocuklar resmi ideolojiyle makbul vatandaşlar olarak yetiştiriliyorlar. Farklılıktan korkarak büyüyor çocuklar. Sen ne kadar alternatif bir düzen içerisinde yetiştirmeye çalışsan da çocuğunu tek başına bir devlet kurumu olan okulla mücadele edemiyorsun.
Buna karşı geliştirdikleri direniş taktikleri var mı?
Eşinden ayrılmış lezbiyen bir anne olan görüşmecilerimden biri anlatmıştı. Çocuğunun okulundan aile fotoğrafı istiyorlar, çocuğuyla kendisinin fotoğrafını gönderiyor çünkü onlar iki kişilik bir aile. Sonra öğretmen arayıp babasının da olduğu bir aile fotoğrafı istiyor. Bunun üzerine adamın fotoğrafını fotoşoplayıp aile fotoğrafı diye okula gönderiyor. 2-3 ayda bir okuldan aile fotoğrafı istiyorlar ve okul istedikçe fotoşoplu aile fotoğrafı gönderiyor. Okul senin iki kişilik aileni saymıyor. Bu bir anlamda çocuklar üzerinde uygulanan çok ciddi bir şiddet biçimi. Sen iki kişilik ailenle mutlu olabilirsin ama okul senin eksikmiş gibi hissetmene sebep oluyor.
LGBTİ bireylerin ebeveyn olarak sıkıntıları ve ihtiyaçları neler?
En temel sıkıntıları birey olarak zor bir mücadele vermeleri ve kendilerini yalnız hissetmeleri. Aynı durumda birçok kişi olsa da birbirlerinden haberdar değiller. Birbirlerinin deneyimlerini duymaya birbirlerinden güç almaya ihtiyaçları var. Yasal olarak zaten sıkıştırılmış durumdalar. 1982 yılına ait ve hala geçerliliği olan bir Yargıtay kararı var, eğer annenin lezbiyen olduğu anlaşılırsa çocuğun velayeti kendisinden alınabilir. Sperm bankaları zaten yasak, tüp bebek merkezleri de sadece evli çiftlere yönelik. Bu yüzden kendi aralarında dirsek temasında bulunmaları, dayanışmaları çok önemli.
Kendi biyolojik ailelerinden destek görüyorlar mı?
Aslında aileleri iyi bir destek mekanizması olabilir. Ama çoğu zaman kendi aileleri şiddet ve dışlama mekanizması olarak işliyor.
Peki ne yapmalı, nasıl yapmalı?
İnternette bloglar ve diğer mecralarla bir araya gelip deneyimlerini paylaştıkları ağlar kurulabilir. Sivil toplumda LGBTİ ve feminist hareket içerisinde gündem yaratılabilir. Akademik çevrelerde de bu tartışmalara zemin hazırlanabilir.
LGBTİ ebeveynler hareket içerisinde görünürler mi?
LGBT ebeveynlik hareket içerisinde de görünmezliği olan bir durum. Bunun sebebi de LGBTİ hareketinin çok genç bir kuşaktan oluşuyor olması. Genç kuşak bir taraftan temel yaşam hakkı mücadelesi veriyor çünkü. LİSTAG aile tartışmasını hareket içerisinde gündeme getirerek çok devrimsel bir şey yaptı. Ama bu tartışmalar da LGBT bireylerin kendi ebeveynleri ya da kardeşleri üzerinden oldu.
Bir araya geldikleri bir platform var mı?
Henüz yok. Kendi aralarında dayanışmaları ve güçlenmeleri için böyle bir platforma ihtiyaç var.
LGBTİ bireylere aile içinde bir hayat var mı?
Öncelikle bildiğimiz aile düzeninin, kutsal aile mitinin aslında bildiğimiz gibi olmadığını tartışmalı ve aileyi yeniden tanımlamalıyız. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden bağımsız, insanların sevgi, şefkat ve dayanışmayla kurabileceği birliktelikler mümkün, ki kurulmuş, kurulmaya da devam edecek, tüm baskı ve zorluklara rağmen. (MK/ÇT)