Fotoğraflar ve video: Abdurrahman Atalay
Çorlu tren katliamı davasının 10. duruşması, Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görüldü. Mahkeme, tutuklu avukat Can Atalay'ın duruşmaya getirilmesi talebini reddetti.
Avukat Evren İşler bianet’e yaptığı açıklamada, Gezi davasından tutuklu bulunan avukat Can Atalay’ın duruşmaya getirilmesi taleplerinin reddinin hem aileler hem de Atalay açısından hak ihlali olduğunu belirtti:
“Atalay’ın duruşmaya getirilmesinin önünde hiçbir hukuki engel yok. Kendisi halen tutuklu, yani hüküm giymiş değil. Hukuken hiçbir hak mahrumiyeti yok ve avukatlık yapmasının önünde de bir engel yok. Duruşmaya getirilmemesi hem kendi seçtikleri vekille temsil edilemeyen aileler açısından hem de kişi hak ve hürriyeti hakkı ihlal edilmiş olan Can Atalay için hak ihlali. Atalay’ın bu şekilde çalışma hürriyeti de ihlal edilmiş oluyor çünkü avukatlık yapmasının önünde bir engel bulunmuyor.”
“Gerçek sorumlular yargılanmıyor”
Avukat İşler, bugünkü duruşmada iddianame beklendiği için hukuken bir işlem yapılamadığını söyledi, yaklaşık yarım saat süren duruşmayı şöyle değerlendirdi:
“Halen iddianame bekleniyor. Gerçek sorumluların yargılanması için bir adım atılmayan bir yargılama oldu. 14 aydır iddianame düzenlenmediği için mahkeme salonunda yapılacak bir işlem yok. Ailelerle birlikte duruşma salonundan ayrıldık. Tepkimiz esas olarak mahkemeye değil, iddianameyi hazırlamayan Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının siyasi kararına ve bütün olarak yargıya.”
- Avukatlar, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’ndaki (TCDD) tüm sorumlular ve yetkililer hakkında Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbarda bulunulmasını ve ek iddianame hazırlanmasını istemişti. Bilirkişi raporlarında da TCDD asli kusurlu görünüyor. Ancak yetkililer hakkında halen iddianame düzenlenmedi.
Çorlu Tren Katliamı Aileleri bugünkü duruşmaya, "Çorlu Tren Katliamının 4. Yılına yaklaşırken, 25 canımızın ölümüne neden olan asli sorumlular halâ yargı önüne çıkarılmadı" diyerek çağrı yapmıştı.
25 kişinin hayatını kaybettiği olayda, aileler duruşma öncesi polis kordonunda yürüyüş yaptı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, TİP Milletvekili Ahmet Şık'ın da katıldığı yürüyüşte "Hak, hukuk, adalet kaza değil cinayet" sloganları atıldı.
Davanın görüldüğü Çorlu Halk Eğitim Merkezi'nde önünde açıklama yapan aileler Gezi Davasında 18 yıl hapis cezası verilen davanın avukatlarından Can Atalay'ı da anarak, Atalay'ın fotoğrafının olduğu dövizler taşıdı.
Yapılan açıklamada, "Bu memlekette maalesef hak arama mücadelesinin bedeli var. Bu bedeli aileler, avukatlar hep birlikte ödüyoruz. Bir gün biliyoruz ki katiller de bedel ödeyecek."
"Adalet gelene kadar bu salonu terk ediyoruz"
Duruşmada ilk olarak söz alan Avukat Evren İşler, "Avukat Can Atalay müdafi olarak da söz alıyorum. Dilekçemizde detaylı olarak yazmıştık,meslektaşımız Av. Can Atalay Silivri Cezaevinde tutuklu. Kendisi tutuklu, hükümlü değil. Avukatlık kanunu uyarınca kendisinin avukatlık yapmasının önünde bir engel yok.
"Burada olmamasından anlıyoruz ki zımnen reddettiniz. Hala SEGBİS'le bağlayabilirsiniz. Biz bu aşamada celseye ara verilmesini ve Av. Can Atalay'ın duruşmasına katılmasını talep ediyoruz" dedi.
Yakınlarını kaybedenlerden Mısra Öz da söz alarak “Biz bugün hurda adaleti, iddianameyi, gerçek yargılamayı görmeye geldik. Evrak işi istemiyoruz, adalet gelene kadar bu salonu terk ediyoruz” dedi.
Avukat Deniz Özen “Bu insanlar dört yıldır iddianame bekliyorlar. Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığının iddianame hazırlamasını bekliyoruz” dedi ve savcı hakkında görevini yerine getirmediği için suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.
Suç duyurusu talebine ret
Mahkeme ara kararında, Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, faillerin tespiti için yürütülen soruşturmanın neticesinin beklenmesine, bu netice sonucu davaların birleştirilmesine, söz konusu soruşturmanın akıbetinin Çorlu CBS’na sorulmasına hükmetti.
Çorlu Cumhuriyet Başsavcısı hakkında suç duyurusunda bulunulması talepleri ise reddedildi.
Bir sonraki duruşma 5 Ekim’de görülecek.
Ne olmuştu?
İstanbul Halkalı'dan Edirne Uzunköprü'ye giden "hızlandırılmış" tren, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar'da devrildi. Kazada 25 kişi yaşamını yitirdi, en az 300 kişi yaralandı.
Kazanın yaşandığı alanda iki yıl sonra, 16 Temmuz 2020'de, bilirkişi heyetince keşif yapıldı. Zira kaza günü keşif yapan heyetin taraflı olduğu ailelerce ve avukatlarca davanın tüm duruşmalarında belirtildi.
Söz konusu heyet, olayın yaşandığı günün gecesinde, henüz yaşamını yitiren yurttaşların cansız bedenleri devrilen vagonların altından çıkarılmamışken, helikopterle olay yerine gitti. Hemen ertesi sabah da olay yerine taş taşındı ve alan "düzenlendi."
Kazaya ilişkin davada ise Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) 1. Bölge Müdürlüğü'nde görev yapan Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ve Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk yargılanıyor. Dört sanığın, "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapsi isteniyor.
Kazada yaşamını yitiren yurttaşların adları şöyle: Ersen Gül, Serhat Şahin, Melek Tuna, Ayşe Başaran, Ergün Kerpiç, Hakan Sel, Oğuz Arda Sel, Özge Nur Dikmen, Gülce Dikmen, Sena Köse, İrfan Kurt, Mavinur Tiflizden, Bahar Koçman, Yağmur Laçin, Özcan Cesur, Derya Kurtuluş, Beren Kurtuluş, Emel Duman, Bihter Bilgin, Ömer Alperen Can, Seyfi Ergül, Zübeyde Seven, Gani Kartal ve Rubize Kartal. (AÖ/AS)