"Bilen bilir,
Babam aşçılıkta bir numara.
Bu akşamın sürprizi bir tencere dolusu yaprak sarma..." diye başlıyor "Babamın Battaniyesi."
Devamında ise evdeki basit ama sihirli bir battaniyeyle oyun başlıyor. Battaniye bir bakıyorsunuz bir Kızılderili çadırına dönüşmüş, bir bakıyorsunuz gemisi batmış korsanların salına... Bir branda ya da içinde sallanabileceğiniz bir hamağa...
Babanın hayalgücü, iki kardeşi türlü maceralara sürüklüyor...Bu sırada da anne bütün bunlardan habersiz, bilgisayar başında işlerine gömülmüş.
Sara Şahinkanat'ın yazdığı ve Ayşe İnan'ın resimlediği "Babamın Battaniyesi" böyle bir manzara sunuyor çocuk okurlara.
Şahinkanat ve İnan'ın yine birlikte imza attıkları '"Annemin Çantası" ile kardeş kitaplar diyebilir miyiz?' sorusuna yazar Şahinkanat, "Elbette" diye yanıt veriyor.
"Babalar ara sıra yemek yapamaz mı?"
"Anne kitabında, anne çocuklarla dışarıda geziyor. Baba kitabında, baba çocuklarla evde oynuyor. Ama her iki ebeveyn de değerli. Sadece kalıpları esnetiyorlar biraz. Bence çok abartı değil. Babalar ara sıra yemek yapamaz mı? Babanın pişirdiği sarma işin şakası. Ama en usta aşçıların da erkeklerden çıktığı zaten aşikar. Çocuklarla oyun oynamaksa her babaya reçete ile yazılmalı. Tam da ekrandan uzaklaşmanın önemi bu denli artmışken, babaların oyuna katılmasının, hatta anne de dahil ailece oyun oynamanın şimdi tam zamanıdır."
Sara Şahinkanat
Hikâyenin ilk fikri "Babamızın nesi olsun, nesi olsun," derken, battaniyesi olursa hayal gücüne ve çocuklarla çeşitli oyunlara imkân verir, diye çıkmış ortaya.
"Ama fikirler ev içinde geçince annenin arka planda bir şey yapması daha iyi olur ve hatta bu da stereotiplerin dışına çıkmak için fırsat olur diye niyetim sonradan eklendi diyebilirim. Çoğu hikâyemde konuya ve olaylara ters veya farklı açıdan bakan bir yaklaşımım var zaten."
"Klasik kalıpları sorguluyorum"
Burada yine Ayşe İnan'la birlikte çalıştıkları ödüllü "Kim Korkar Kırmızı Başlıklı Kız'dan" kitabını hatırlatıyor Sara Şahinkanat.
"Hikâyesinde de masallardaki kurdu masum ve Kırmızı Başlıklı Kız'dan çekinen ters köşe bir duruma düşürmüştüm. Yani evet, klasik kalıpları da, cinsiyet ayrımcılığını da tüm iyi niyetimle sorguluyorum. İlle şöyle ya da böyle olsun diye değil, sadece böyle olsa ne olur ki demiş olmak istiyorum.
"Tabii ki tek bir çocuk kitabı ile yerleşik kültür değişecek değil. Ama görüyorum ki, okurlarımızın birçoğu bu sorgulamaya şimdiden hazır ve zaten farklı bakabiliyorlar. 15-20 yıl içinde, ekonomik üretkenlikte de, çocuk yetiştirmede de omuz omuza duran ebeveynlerin sayısının git gide artacağını umuyorum."
"Eşitlik 'bir' olmaktır"
Hikâyeyi resimleyen Ayşe İnan ise '"Babamın Battaniyesi"ni resimlerken cinsiyet eşitliği konusu sizin için ne kadar ön plandaydı?' sorusuna, "Benim eşitlikten anladığım "bir" olmak." şeklinde yanıtlıyor.
"Doğal olan, annenin işi varsa o gün baba becerilerini kullanabilir, deneyebilir. Bu yüzden ön planda olduğunu hissetmiyorum. Özellikle çocuk kitaplarında, egemen kültürün görme biçimleri, her türlü ayrımcı ifadeler, toplumsal rollerin nasıl gösterildiği, konumlandırıldığı önemli bir sorun.
Ayşe İnan
"Kültürel kodlar, alışkanlıklar ve kabullenilmiş rolleri pekiştiren, keskinleştiren bir dil tehlikelidir diye düşünüyorum. Bazen özne bazen nesne olarak birlikte hayat sürdüren ebeveynler, çocuklarla kurdukları dünyada birçok yeteneğini keşfetme fırsatı buluyor.
"Sadece eğlenceli bir şey yapmayı istemek de olabilir bu. Köklerimiz konusunda daha gerçekçi, olgun da olsak günümüzde değişen bir aile yapısı var bir yandan. Bizler iyi olana ayna tutmalıyız."
Bazı şanslı çocuklar için oyuncak skalası neredeyse sınırsız olsa da evde basit bir battaniyeyle yaratılan dünya çok değerli oluyor bazen. Bu noktada Şahinkanat battaniye üzerinden yarattığı basit dünyayı şöyle anlatıyor:
"Çok pahalı ve çeşitli oyuncağa gerek yok"
"Bir battaniye, bir karton kutu veya bir değnek, bolca da hayal gücü olursa nelere yetmez ki. "Mış gibi" yapabilmek yetiyor işte. Çok pahalı veya çok çeşitli oyuncağa gerçekten de gerek yok. Bir okuma sonrası etkinlikte, bir babamızı battaniye ile dürüm yaptık... Çocuklar hayallerinden seçtikleri garnitürü de sırayla dürümün içine eklediler. Sonra da şakacıktan afiyetle yedik. Gerçekten çok güldük. Neyse ki babamız da çok güldü."
Ayşe İnan ise hikâyeyi resimlerken çocuğun eğlenebilmesinin kuru formüllerden oluşmadığını vurgulamaya çalışmış.
"Çözüm üretebileceğimiz minik ipuçları"
"Battaniye, çanta ya da herhangi bir nesne, evde ya da doğada minik oyunlarla başlayan yaratıcılık ve hayal gücüyle öncelikle mutlu olabileceğimizin, çözüm üretebileceğimizin minik ipuçlarını veriyor diye düşünüyorum. Herhangi bir nesneden yola çıkarak farklı perspektiflerden bakabilmemizi gösteren, farkındalık yaratan, hatırlatan hikâyeyi olabildiğince en az detaylı resimlemeye çalıştım.
"Resimleme sürecinde tüm teknik unsurlar kapağı, tipografisi, yan kağıdı, baskısı çok önemli bir destek. Eskiz sürecinde ben de aynı şekilde metne destek olabilecek, sadık kalarak zenginleştirecek görseller hayal ederken renk, şekil, form, yazı karakteri gibi tüm unsurları düşünerek ilerliyorum. Bu kitapta asıl anlatılması gerekenin önüne geçmemesine özen gösterdim." (AÖ)
*Babamın Battaniyesi, Yazan: Sara Şahinkanat, Resimleyen: Ayşe İnan /Yapı Kredi Yayınları