* Fotoğraf: AA
Türkiye’de yeni tip koronavirüs (covid-19) pandemisiyle mücadele kapsamında alınan tedbirlerin sağlık çalışanları açısından yetersiz kaldığı sık sık gündeme gelirken, bugün Sözcü Gazetesi’nde yayınlanan bir haberle virüse yakalanan ya da şüphe nedeniyle 14 gün karantinaya alınan aile hekimlerinin maaşlarının çalışamadıkları gün oranında kesildiği öğrenildi.
Konuya ilişkin bianet’e konuşan Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) 2. Başkanı ve Adana Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Yakup Şahin, il ve ilçe mutemetliklerden kendilerine yapılan geri dönüşle, "Rahatsızlanan, hastalık kapan, karantinaya alınan kişiler, yerlerine vekalet edecek birini bulmazlarsa maaşından kesinti olacak” şeklinde bilgilendirme yapıldığını söyledi.
Aile hekimlerinin yaşadıkları sorunların sadece bununla sınırlı kalmadığını da ekleyen Şahin, kamuda uygulamaya konulan esnek ve dönüşümlü çalışma sistemi ile kronik rahatsızlığı olan (koah, astım, diyabet) ve 60 yaş ve üstü kişilerin idari izinli sayılması kararlarının da kendilerini etkilemediğini aktardı.
Aile hekimliği sisteminde çalışan her bir kişinin sözleşmeli çalışan olması nedeniyle sağlık çalışanları için alınan tedbirlerden faydalanamadıklarını belirterek kendileri hakkındaki yasal düzenlemelerin il ve ilçe sağlık müdürlükleri bazında kişisel inisiyatiflere bırakıldığını dile getirdi.
“Yasal düzenleme yok, kişisel inisiyatif var”
Dr. Şahin aile hekimleri olarak süreçte maruz kaldıkları hak ihlallerini şöyle anlattı:
"Aile hekimliği sisteminde olan herkes sözleşmelidir. Sözleşmeli olarak çalışanlara dair herhangi bir yasal düzenleme henüz yok. Bizimle ilgili kararlar il ve ilçe sağlık müdürlükleri bazında kişisel inisiyatiflere bırakılıyor ve bu nedenle değişik uygulamalar ortaya çıkıyor.
“Bütün kamu kuruluşlarının performansı düşürmeyecek şekilde dönüşümlü ve esnek olarak çalışmaya başlaması kararı da bunun örneklerinden biri. Mesela, Afyon il müdürlüğü aile hekimleri için de 2 günde bir çalışma sistemi getirirken Çanakkale, aile hekimlerinden evlere gidip iğne yapmalarını istiyor. Ancak korunaksız bir şekilde hangi mantıkla hangi personelle çalışılması gerektiğine dair bir açıklaması yok.
“Önlem alınmazsa hızlı sonlanma beklemiyoruz”
"Mesela ben 10 kişilik bir aile sağlığı merkezinde çalışıyorum ve 10 kişiyi aynı anda her gün bu stresin altına sokuyorum. Halbuki bana yasal yetkiyi verse ve 5 kişilik iki grup halinde bir çalışma sistemi kursam sürekli elimde yedek elemanım olacak. Fakat dediğim gibi bu konuda da birliktelik yok.
“Bakanlığımız sadece 2. ve 3. basamağı içeren paketleri açıklayıp duruyor, ancak 1. basamaktaki aile hekimliği sistemini en çok koruyucu olmamız gereken dönemde devre dışı bırakıyor. Oysa salgının önlenmesi 1. basamakta bitiyor. Eğer bunu devre dışı bırakırlarsa maalesef hiçbir şekilde hızlı bir sonlanmayı beklemiyoruz.
Dr. Yakup Şahin
“Hasta olanlara ‘gitsin rapor alsın’ diyorlar”
“Kronik hastalığı olan, kanser tedavisi gören ve 65 yaş üzerinde olan bütün sağlık çalışanlarının idari izinli sayılması kararı verilmesine rağmen aile hekimleri bunun da dışında tutuldu. Bazı iller aile hekimleri için de bu kararı uyguladı ancak örneğin ben Adana'da çalışıyorum, burada idari izinli sayılması gereken hiçbir arkadaşım için izin kararı alamadık. İl idaresindeki yetkililerin hepsine hem yazılı hem de şifahen iletmemize rağmen 'gitsin rapor alsın' denildi.
“Ayrıca sağlık çalışanları için ek ödemeler tavandan yapılacak, belli bir süreyle yüksek maaş verilecek gibi uygulamaların hiçbirine de dahil değiliz.
TIKLAYIN - Sağlık Çalışanlarına Toplu Ulaşım Ücretsiz
“Koruyucu ekipmanımız yok”
"En ön safhada çalışan bizler koruyucu ekipmansız çalışıyoruz. İlk vakayla biz karşılaşıyoruz ama maalesef kendimiz koruyacak ne maskemiz ne eldivenimiz ne de dezenfektanımız var. Sadece ara sıra etrafta aldığımız yardımlar var. Az evvel mesela benim bulunduğum Aile Sağlık Merkezi'ne bir esnaf gelip 3 paket eldiven bıraktı.
“Bu kadar korumasız çalışmamıza rağmen bir de üstüne hasta olduğunuzda yerinize vekalet eden birini bulun şeklinde bir yaklaşımla bizim çalışma motivasyonumuzu düşürdüler.
TIKLAYIN - “Sağlık Çalışanlarının Çoğu, Maske ve Eldivene Ulaşamadıklarını Söyledi”
“Performansa dayalı sistem devam ediyor”
"Biz performansla çalışıyoruz, yani bazı işlemlerimiz performansa dahildir. Bebeğin aşısı, gebenin izlemi, kan testleri gibi birçok şeyi eğer yapmazsak maaşımızdan kesinti olur. Şimdi biz bu işlemleri yaparken vatandaşı aradığımızda korkuyor haliyle ve gelmiyor. Ama bu performansların bize etkisinin ne olacağına dair de önümüzde henüz bir açıklama yok.
“Yani bize diyebilirler ki 3 aşın vardı bir tanesini yapmadın şu kadar maaşından kesildi. Bunlarla ilgili de ilerleyen dönemde ciddi bir sıkıntı yaşayacağız. Çünkü salgının pick yapmasını beklediğimiz, hastanelerimizin, yoğun bakımlarımızın, polikliniklerimizin yetmeyeceğini öngördüğümüz 3'üncü haftaya giriyoruz.
“Aile sağlığı merkezlerinde de çok yoğun bir hizmet talebi olacağını tahmin ediyoruz ve bu nedenle kendimizi, ekipmanlarımızı, personelimizi ayarlamaya çalışıyoruz.
“Performansların askıya alınması, bizlere de kamudaki sağlık çalışanları gibi haklarımızın verilmesi böyle bir dönemde motivasyonumuzu artıracaktır.
“Beklentimiz para değil mesleki itibar”
Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan Bilim Kurulu'nda da birinci basamak sağlık hizmetlerinden, koruyucu sağlık hizmetlerinden ve acil sağlık hizmetlerinden hiç kimse olmadığını belirten Şahin, Şubat 2019’da aile hekimleri olarak malzeme eksikleri, yoğun bakım, yatak eksiği gibi konularda öngörülerini yazılı bir şekilde Sağlık Bakanlığı’na ilettiklerini de ekleyerek “Sadece alkışlandık” dedi.
“Bizim istediğimiz para değil şiddetten uzak güvenli bir çalışma ortamı ve mesleki itibar” diye ekleyen Şahin, şöyle konuştu:
TIKLAYIN - TTB’den Sağlık Bakanlığına: Hekimlerin Önceliği Para Değil, Koruyucu Ekipman
“Bu dönemde özellikle yıllardır en büyük sıkıntımız olan sağlık çalışanlarına karşı uygulanan sözel/ fiziksel şiddet konusunda da bir şeylerin yapılması. İvedi olarak etkin caydırıcı ertelemesiz sağlıkta şiddet yasası çıkarılması.
“Bu yasa çıkarsa sağlık çalışanlarına büyük bir motivasyon olacaktır. Arkalarında devletin ve kanunun gücünü hisseden sağlık çalışanı daha verimli olacaktır.” (TP)