bianet'in görüşünü aldığı Prof. Dr. Semih Gemalmaz,"Bunun tartışılacak tarafı yok; AİHM'nin kesin hükümleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 46. maddesi, AİHM kararlarının Sözleşme'ye taraf olan bütün devletleri bağladığını yazıyor" dedi.
"Tazminatı öderim, yoluma devam ederim, zihniyeti yürümez"
Gemalmaz, "AİHS sisteminde 'Tazminatı öderim, yoluma devam ederim' zihniyeti yürümez. Çünkü davalı devlet bu zihniyetle politika üretmeye devam ederse, ardı kesilmeyen mahkumiyetlerine kapı açar."
AİHM, Osman Murat Ülke'yle ilgili kararında, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) "insanlık dışı ve onur kırıcı muamele yasağı"nı düzenleyen 3. maddesini ihlal ettiğine karar vermişti. Ancak, bu karar henüz kesin hüküm niteliğinde değil.
Bu karara Türkiye'nin itiraz etmesi için verilen üç aylık süre dolmuştu. Ülke, geçen hafta bir açıklama yaparak, Türkiye'nin AİHM kararına itiraz edip etmediğini sormuştu.
Türkiye itiraz etmediyse, AİHM'nin Ülke davası kararı, kesin hüküm niteliği kazanacak. İtiraz halindeyse, AİHM Büyük Daire'de görüşülecek. Büyük Daire'nin verdiği karar, kesin hüküm niteliğinde olacak.
AİHM kararı doğrudan vicdani retle ilgili değil
Gemalmaz, AİHM'nin Osman Murat Ülke kararının doğrudan vicdani retle ilgili olmadığını da anımsatıyor.
"Karar, vicdani reddin kendisinden ziyade, vicdani ret nedeniyle kaçmak zorunda bırakılmaktan, hayatını sürdüremez hale gelmesinden ötürü, kişinin içinde bulunduğu şartların sözleşmeye aykırı olduğunu söylüyor.
Gemalmaz'a göre, AİHM, bu şartların Ülke'nin baskı altında kalmasına yol açtığını, devletin de bu tabloyu düzeltmediğini saptıyor.
Gemalmaz: Devlet ihlale yol açan mevzuatını değiştirmek zorunda
Gemalmaz, AİHM'nin kesin hükmünde saptadığı ihlale, taraf ülkenin mevzuatının yol açması durumunda, "ihlale yol açan mesnedi ortadan kaldırmak, ıslah etmek gerekir. Eğer bu, ulusal mevzuatta değişiklik yapmayı gerektiriyorsa, onu da içerir" dedi.
AİHM'nin son dönemde, ülkelerin bu değişiklikleri nasıl yapacaklarına dair bir tür yol göstericilik de yaptığını ekledi ve şöyle dedi:
"Basiretli devlet yönetimleri; bundan dersini çıkarır. Ancak, ilgili taraf devlet, o hükmün gereğinin ne şekilde yerine getirileceği konusunda 'geniş bir takdir marjına' sahiptir."
Kararda, mahkeme, vicdan veya dini sebeplerden üniformayı giymek istemeyenlere yönelik verilen cezalarla ilgili Türkiye Hukuku'nda özel bir düzenleme bulunmadığını kaydetmiş, bu konuda yürürlükte olan tek düzenlemenin, amirlerin emirlerine itaatsizliğini genel biçimde cezalandıran Askeri Ceza Kanunu olduğunu bildirmişti.
Askeri Yargıtay'ın metni
Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, söz konusu kararında şöyle diyor:
Önceden "vicdani ret" düşüncesini açıklamanın, bunu hak olarak kabul etmeyen ülke yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı gibi, o ülkenin iç hukukuna göre suç sayılan eyleminden ötürü sanığın askeri mahkemede yargılanması ve hüküm giymesinin AİHS'ye aykırı olmadığından sanık savunucularının usule ilişkin tüm temyiz nedenlerinin reddine oybirliğiyle karar verilmiştir." (TK)
* Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'nun ilgili metnini görüntülemek için tıklayın. (PDF belgesi, 4,6 MB)
* Mehmet Tarhan'la ilgili bianet haberlerinin listesi için tıklayın.