Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Mehmet Zeki Doğan’ın başvurusunda kararını verdi. Yargılama sürecinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3. maddesi uyarınca kendi seçimiyle avukat yardımından yararlanma hakkı ile polis nezaretindeyken hukuki yardıma erişememesi nedeniyle 6/1. maddesindeki adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Türkiye, Doğan’a 7 bin 800 Euro manevi tazminat ödeyecek.
“Deliller, usule uygun elde edilmedi”
AİHM, kararında, “şüpheliye, avukatının yokluğunda verdiği ifadelerin hariç tutulması şeklinde bir usuli güvence sağlanması gerektiğini” ve yerel mahkemelerin, bu usule uymadığına, bahsedilen ifadelerin ise mahkumyet için yeterli delil sayılmayacağına hükmetti.
AİHM ayrıca, belirli bir delilin yasal gereklere veya Sözleşme ve Sözleşme tarafından korunan hak ve özgürlüklere aykırı olarak elde edildiği yönündeki kanıtlanmış iddiaya, yerel mahkemelerden uygun bir yanıt verilmediğini belirtti:
“Özellikle delillerin mahkûmiyette belirleyici öneme sahip olduğu durumlarda, delillerin usule uygun elde edilmemiş olması, prensip olarak adil yargılamanın gereklilikleriyle bağdaşmaz.”
Ne olmuştu?
Şu anda 46 yaşında olan Mehmet Zeki Doğan, 13 Mart 1998'de, TKP/ML-TİKKO'ya (Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist, Türkiye İşçi ve Köylü Kurtuluş Ordusu) üye olduğu şüphesiyle gözaltına alındı.
15 Mart 1998'de polis tarafından ifadesi alındı ve 20 Mart 1998'de delil yetersizliğinden serbest bırakıldı.
8 Mayıs 1998'de TKP/ML-TİKKO üyesi olduğu ve örgüt adına bazı faaliyetlerde bulunduğu şüphesiyle bir kez daha gözaltına alındı. A.Ç. isimli bir kişinin vurulması olayına karıştığı, olayda “gözcülük yaptığı” iddia edildi.
13 Mayıs 1998'de bir başka şüpheli M.K., avukatı yokluğunda verdiği polis ifadesinde, Doğan’ın olay yerinde bulunduğunu ancak çatışmanın nasıl gerçekleştiğine ilişkin kesin ayrıntıları bilmediğini söyledi. Savcılıkta bu ifadesini geri çekti.
Yargıtay kararıyla ömür boyu hapis
25 Mayıs 1998 tarihinde İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Savcısınca hazırlanan iddianamede, TKP/ML-TİKKO'nun faaliyetlerinde yer almakla, A.Ç.’nin vurulmasında gözcülük yapmakla suçlandı.
İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi 13 Aralık 2001’deki kararında, Doğan’ı “terör örgütüne üye olmak” suçundan on beş yıl yedi ay on beş gün hapis cezasına mahkum etti.
8 Temmuz 2002'de Yargıtay, ilk derece mahkemesinin yasayı uygulamada hata yaptığına ve Doğan’ı, o dönemde yürürlükte olan Ceza Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca mahkum etmesi gerektiğine hükmederek, kararı bozdu.
“Baskı altında alınan” ifadeyle mahkumiyet
Yapılan yeniden yargılamada Doğan, ömür boyu hapse mahkum edildi. Yargıtay, 5 Mayıs 2003’te kararı onadı.
13 Kasım 2003’te AİHM’e yaptığı başvuruda Doğan, polis nezaretindeyken avukata erişim hakkının sistematik olarak kısıtlandığını ve kendisine ceza verilmesi için baskı altında alınmış bir ifadeyle mahkum edildiğini belirtti. AİHM bu şikayetini haklı buldu.
(AS)