Sendika faaliyetlerinin devlet için bir tehdit oluşturduğuna ilişkin elde yeterli kanıt bulunmadığını bildiren AİHM, devletin sendikanın hukuki kimliği tanımayarak başvurucuların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "toplantı ve dernekleşme özgürlüğü"nü düzenleyen 11. maddesinden yararlanmalarının önüne geçildiğini açıkladı.
AİHM, ILO Sözleşmesi'ni hatırlattı
Dün (21 Kasım) kararını açıklayan AİHM, sendika ve belediye arasında sonuçlanan toplu sözleşmenin iptal edilmesinin, üyelerinin çıkarlarının güvence altına almak ve geliştirmek için bir sendikanın elindeki başlıca veya tek yol olduğunu, uygulamada iki yıllık bir geçmişi olan toplu sözleşmelerin iptalinin 11. maddenin ihlal edilmesi anlamına geldiğini bildirdi.
AİHM, Türkiye'nin, her bir çalışana toplu iş müzakereleri yürütmek ve toplu sözleşme imzalama hakkını tanıyan, Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun temel haklara ilişkin sekiz sözleşmesinden biri olan ve "Teşkilatlanma ve Kollektif Müzakere Hakkı Prensiplerinin Uygulanmasına Müteallik Sözleşmesi" ni onayladığını hatırlattı.
AİHM, Türkiye'nin üç yıl önce sonuçlanan toplu iş görüşmelerinin ardından Yargıtay kararıyla geriye dönük olarak iptal edilmesinin 11. maddenin ihlalini oluşturduğunu açıkladı.
Mahkeme, sendika üyelerine dağıtmak üzere Vicdan Baykara'ya 20 bin avro manevi tazminat, Kemal Demir'e de 500 avro tazminat ödenmesine karar verdi. Baykara ve Demir, ilgili başvuruyu 8 Ekim 1996'da yapmışlardı. AİHM'ye 1 Kasım 1998'de ulaşan şikayeti 23 Eylül 2004'te kabul etti.
Neler yaşandı?
1990'da kurulan Tüm Bel Sen'in Gaziantep'te 1993 yılında sonuçlandırdığı toplu iş sözleşmesini Yargıtay, iki yıl sonra, "Sendikanın kurulduğu tarihte Türk yasaları memurlara sendika kurma hakkı tanımadığı, sendikanın bu alanda uluslararası sözleşmelerine dayanarak hak talebini Türk hukukuna göre yürütemeyeceği" gerekçesiyle iptal etti.
Sayıştay'ın Gaziantep Belediyesi'nin hesaplarında yaptığı denetim üzerine devlet, sendikadan iptal edilen toplu iş sözleşmesinden doğan fazla gelirleri iade etmesini talep etti. (EÖ/TK)