Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’nin bir transseksüelin cinsiyet geçiş ameliyatına erişimini reddetmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) özel hayata saygı hakkını düzenleyen 8. Maddesinin ihlali olduğuna karar verdi.
Dava, üreme yeteneğinden sürekli yoksun olmayan bir transseksüelin, cinsiyet geçiş ameliyatının kabulü için Türkiye yetkili makamlarına yaptığı başvurunun reddi dolayısıyla açılmıştı.
Nihai olmayan karara göre, Türkiye’nin başvurucuya 7 bin 500 Avro ödemesine hükmedildi. Türkiye hükümetinin karara üç ay içinde itiraz etme hakkı bulunuyor.
Medeni Kanun, üremeden yoksunluğu şart koşuyor
Türkiye’de Medeni Kanun’un 40. Maddesinde, cinsiyet geçiş ameliyatı olmak için 18 yaşını doldurmak, evli olmamak, cinsiyet değişikliğinin ruhsal açıdan zorunlu olması ve başvurucunun üreme yeteneğinden sürekli olarak yoksun olması şartları aranıyor.
Mersin’de bir trans erkeğin cinsiyet geçiş ameliyatı için açtığı dava, Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, başvurucunun üreme yeteneği olduğu gerekçesiyle reddedildi. Kararın Yargıtay’ca onanmasının ardından, avukat Ali Nezhet Bozlu AİHM’e başvurdu.
İkinci başvuruyla cinsiyet geçişini başlattı
bianet’e konuşan Bozlu, süreci şöyle özetledi:
“Müvekkilim, üreme yeteneğinden yoksunluk dışında Medeni Kanun’un 40. Maddesindeki tüm kriterleri tamamlıyordu. Ancak cinsiyet değişikliğinin ruhsal açıdan zorunlu olduğuna dair tüm sağlık raporlarına rağmen, mahkeme başvurumuzu reddetti.
“İç hukuk yolları tamamlanınca, bu yasayla bireyin ruhuyla bedeni arasında çelişkiye sevk edildiğini söyleyerek AİHM’e başvurduk. Bu yasanın uluslararası sözleşmelere de aykırı olduğunu belirttik.
“Ancak bu süre içinde, müvekkilim yaşamını cinsiyet geçişini yapmadan sürdürmesinin imkansız olduğunu ve AİHM kararını bekleyemeyeceğini söylüyordu. Biz de bir kez daha aynı taleple mahkemeye başvurmasını söyledik. İkinci başvurusunda, mahkeme cinsiyet geçiş ameliyatının yapılmasını hızlı bir şekilde onayladı.
“Müvekkilim AİHM yargılaması devam ederken, 2013’te bir dizi ameliyat geçirdi ve cinsiyet geçişini başlattı.”
“İhlal kabul edilmedikçe, mağduriyet giderilmiş olmaz”
Bozlu, Türkiye’nin ikinci mahkeme kararını göstererek savunma yaptığını ancak AİHM’in mağduriyeti tespit ettiğini anlattı:
“Bu sırada, Türkiye AİHM’e sorunun çözüldüğü ve ortada bir mağduriyet kalmadığı yönünde savunma yaptı. Biz de sorunun çözülmediğini belirttik. Çünkü AİHM içtihatlarına göre, hükümet açıkça ihlal yaptığını kabul etmedikçe mağduriyet giderilmiş olmaz. Biz de savunmamızda bunu dile getirdik.
“Yani müvekkilim, ikinci bir mahkeme kararıyla cinsiyet geçişini başlatmış olsa da; AİHM ikinci başvuru kabul edilmiş olsa bile, ilk başvurunun reddedilmesinin bir hak ihlali olduğuna karar verdi.”
Avrupa Konseyi kararları hatırlatıldı
AİHM kararında, Türkiye savunmasında “cinsiyet geçiş ameliyatıyla ilgili düzenlemenin kamu yararının korunması ve bu tür ameliyatların seks endüstrisinde kullanılmasının önüne geçmeyi hedeflediğini” söylediği ifade edilirken, bu savunmanın mahkemeyi ikna etmediği belirtildi.
Ayrıca, yerel mahkemelerdeki süreçlerin, başvurucuların kendi cinsiyetini belirleme özgürlüğüne müdahale olduğu, bu özgürlüğün de kendi kaderini tayin etme hakkının esas parçalarından biri olduğu vurgulandı. “Transseksüellerin kişisel gelişim ile fiziksel ve ruhsal güvenlik hakkının bir çelişki konusu olamayacağı” belirtildi.
AİHM kararında, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin CM / Rec (2010)5 sayılı tavsiye kararında yer alan “Cinsiyet geçişinin resmi olarak tanınması, kötüye kullanılabilecek şartlar koşulmasının engellenmesi için sürekli gözden geçirilmelidir” cümlesi de hatırlatıldı.
Buna ek olarak, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin üremeden yoksun bırakılma ya da cinsiyet geçiş ameliyatı veya hormon terapisi gibi diğer tıbbi prosedürler şart koşulmaksızın, resmi evraklarda bireylerin kendi seçtikleri cinsiyet kimliğinin yer almasının sağlanması için üye devletlere yaptığı çağrı da hatırlatıldı. (ÇT)