Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bugün Türkiye ilgili iki kararında da telefon dinlemeleri sonucu özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğine karar verdi.
Dönemin Uşak Cumhuriyet Başsavcısı Hamdi Ünal Karabeyoğlu’nun, Ergenekon soruşturması kapsamında telefonlarının dinlendiği ve özel hayatın gizliliğin ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı AİHM başvurusu bugün sonuçlandı. AİHM Türkiye’yi suçlu buldu.
AİHM ayrıca avukat Cevat Özerl’in telefonlarının dinlenmesiyle ilgili başvurusunda da karar vgerdi, Türkiye özel hayatın gizliliğini ihlalden tazminata mahkum oldu.
Dava 1: Hakim, savcıyı ve ailesini dinletti
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 2007’de Ergenekon soruşturmasını başlattı. Soruşturma kapsamında 23 Mart 2008’de İşçi Partisine yapılan baskında, Karabeyoğlu’nun yanı sıra birçok hakim ve savcıya ait özel bilgiler bulundu. Bunun üzerine savcılık, Karabeyoğlu ve diğer hakimlerle savcıların telefonlarının dinlenmesi izni için mahkemeye başvurdu, mahkeme 5 Eylül 2008’de üç aylık dinleme izni verdi.
Karabeyoğlu’nun sahibi olduğu beş telefon hatlarının tamamı dinlendi, bu arada eşi ve iki çocuğunun da telefon görüşmeleri dinlenmiş oldu.
31 Aralık 2009’da takipsizlik kararının verilmesinin ardından savcılık, Karabeyoğlu’na hakkındaki soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini ve kayıtların imha edildiğini belirten yazı yolladı.
Soruşturmayı yürüten savcı “Ergenekon örgütü üyesi” oldukları gerekçesiyle dinlenen hakim ve savcılar "yeterli delil bulunamadığı" yönündeki fezlekeyi Adalet Bakanlığı'na gönderdi.
Başsavcılıktan bakanlığa gönderilen fezlekede, telefonu dinlenen 10 hakim ve savcıyla ilgili şu karar yer aldı: “Yapılan inceleme sonucu, mevcut delillere göre, Cumhuriyet Savcılığımızda soruşturmanın yürütülmesinin mümkün bulunmadığı, bu konuda gereğinin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Müdürlüğü'nce yapılması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır.”
Savcı Karabeyoğlu hakkında dava açılmadı ancak Adalet Bakanlığı, Karabey’e soruşturmayla ilgili bilgileri vermezken, başvurusuna da yanıt vermedi.
Karabeyoğlu, kendisinin ve ailesinin telefonlarının dinlenmesiyle ilgili 8 Nisan 2010’da AİHM’e başvurdu. Başvurusunda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “özel ve aile hayatına saygının” düzenlendiği 8. maddesi ile “yargıya ulaşım hakkının” yer aldığı 6. maddesinin ihlal edildiğini ifade etti.
Ayrıca iki çocuğu ile eşinin telefonlarının dinlenmesinin kanuna aykırı olduğunu, bu olay sonucunda kariyerinin ve itibarının zedelendiğini belirtti.
Karabeyoğlu, Adalet Bakanlığının kendisine telefon dinleme operasyonuyla ilgili belgeleri yollamamasıyla yargıya ulaşım hakkının da engellendiğini ifade etti.
AİHM başvuruyla ilgili gerekçeli kararını bugün açıkladı, Karabeyoğlu’nun haklılığına hükmetti. Karabeyoğlu’nun “etkili tazminat hakkı” ile “özel hayatın gizliliğinin” ihlal edildiği sonucuna varan mahkeme, Türkiye’nin 7 bin 500 Euro tazminat ödemesine karar verdi.
Dava 2: Avukat dinlendiğini tesadüfen fark etti
17 Eylül 2004’te bir savcı, aralarında Avukat Cevat Özel’in telefonunun da olduğu sekiz numaranın dinlenmesi için 8. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine başvurdu.
Gerekçe olarak da organize suçlarla bağlantılı olarak haklarında arama kararı bulunan, İmarbank’ın iki hisse sahibi ile bağlantıları olduğu iddiası sunuldu. Mahkeme üç aylık dinleme kararı verdi.
17 Aralık 2004’te başsavcılık, İstanbul Güvenlik Müdürlüğüne gönderdiği yazıyla dinlemenin sonlandırılmasını istedi ve kayıtlar imha edildi.
Cevat Özel, başka bir dosyaya danışmanlık yaparken başsavcılığın yazısını fark etti ve İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi heyetine karşı, zararlarının tazmini için harekete geçti. Ancak başvurusu Yargıtayca reddedildi.
Özel bunun üzerine AİHM’ne başvurdu, AİHS’nin özel ve aile hayatının gizliliğinin düzenlendiği 8. Maddesinin ihlal edildiğini ifade etti.
AİHM’nin bugünkü kararında Özel haklı bulundu, Türkiye 7 bin 500 Euro manevi, 5 bin Euro maddi tazminat ödemeye mahkum oldu. (AS)